İlk Derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında geçimsizliğin mevcut olduğu, tarafların 1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, tarafların davalının ailesi ile altlı üstlü oturdukları, davalı erkeğin, davacı kadına manevî anlamda bağımsız konut temin etmediği, davalı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin mutfağında malzeme ve yiyeceğin olmadığı, ihtiyaçlarının davacının ailesi tarafından karşılandığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği, evi, çocuğu ve eşi ile ilgilenmeyerek davacıya ekonomik şiddet uyguladığı, davacı kadın evden ayrıldığında vücudunun değişik yerlerinde darp izlerinin olduğu bilgiye ve görgüye dayalı davacı tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk...n velâyetinin davacı anneye, müşterek çocuklar ... ve...nın velâyetlerinin davalı babaya bırakılarak çocuklarla taraflar arasında çapraz şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk ...çin aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 600,00 TL tedbir/iştirak, davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 800,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası bağlanmasına, 18.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminatın davacı kadına ödenmesine, velâyetleri davalı babaya verilen müşterek çocuklar yararına tedbir/iştirak nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
…
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir….
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2013 doğumlu …’ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. …
2. Hukuk Dairesi 2023/827 E. , 2023/3804 K.
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/832 E., 2022/3004 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlendiklerinden bu yana davalının ailesi ile aynı apartmanda altlı üstlü oturduklarını, davalının ailesinin tarafların iç meselelerine sık sık müdahalede bulunduğunu, davalı tarafın davacı müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, evin içerisinde davacı ile konuşmadığını, davalı tarafın davacıya ağza alınmayacak sözler sarfettiğini, davalının yatağını ayırdığını, davalı tarafın sık sık davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, davacı kadın ve müşterek çoçuklar için tedbir dava sonunda yoksulluk ve iştirak nafakasına çevrilmek üzere aylık 3.000.00 TL ile genel toplamda 6.000,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya asaleten müşterek çocuklara velâyeten davacıya verilmesine, davacı için 500.000,00 TL maddî 500.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen hususların doğru olmadığını, davacı tarafın haklı çıkmak için müvekkiline asılsız isnatlarda bulunduğunu, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilinin davalıya evlilik birliği içerisinde hiçbir zaman fiziksel, psikolojik, sosyal şiddette bulunmadığını, buna ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, talep edilen nafakaların ve tazminatların fahiş olduğunu, dolayısıyla açılan davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında geçimsizliğin mevcut olduğu, tarafların 1,5 yıldır ayrı yaşadıkları, tarafların davalının ailesi ile altlı üstlü oturdukları, davalı erkeğin, davacı kadına manevî anlamda bağımsız konut temin etmediği, davalı erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin mutfağında malzeme ve yiyeceğin olmadığı, ihtiyaçlarının davacının ailesi tarafından karşılandığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği, evi, çocuğu ve eşi ile ilgilenmeyerek davacıya ekonomik şiddet uyguladığı, davacı kadın evden ayrıldığında vücudunun değişik yerlerinde darp izlerinin olduğu bilgiye ve görgüye dayalı davacı tanık anlatımlarıyla sabit olduğu, erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk...n velâyetinin davacı anneye, müşterek çocuklar ... ve...nın velâyetlerinin davalı babaya bırakılarak çocuklarla taraflar arasında çapraz şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk ...çin aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 600,00 TL tedbir/iştirak, davacı kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 800,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası bağlanmasına, 18.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminatın davacı kadına ödenmesine, velâyetleri davalı babaya verilen müşterek çocuklar yararına tedbir/iştirak nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının duyuma dayandığını, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyeceğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı gerekçesi ile kararın tümü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi,175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2013 doğumlu Elif Naz’ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, (2),(3),(4) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının (2),(3),(4) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.