2918 sayılı KTK'nın 95. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Poliçe tanzim tarihi olan 16/12/2017 'de ve kaza tarihi olan 21/04/2018 tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde; Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı düzenlenmiş; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1546 - 2023/1576
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1546
KARAR NO : 2023/1576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2022
NUMARASI : 2021/544 Esas - 2022/35 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/12/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalının maliki olduğu araç sürücüsünün 21/04/2018 tarihinde kaza yaptıktan sonra olay yerinden ayrıldığını, kaza sonrası yaralanan dava dışı yaya için davacının 21.325,41 TL maddi tazminat ödediğini belirterek, ödenen tazminatın davalı sigortalının araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının olay yerini terk etmediğini, aracın yolcu almak için durduğu sırada yolcular araca bindikten hemen sonra aracını ileri doğru hareket ettirmeden önce dolmuşta bulunan yolcuların arka tarafta bir kadının yere düştüğünü söylemeleri üzerine araçtan indiğini, kadının hastaneye gitmek istememesi üzerine olay yerinden ayrıldığını, ayrıca olay yerinden ayrılmanın tek başına ödenen tazminatın rücuen tazmini koşulunu yaratmayacağını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi ve alkol raporu ve kaza tutanağı gibi belgeleri düzenlememesi, ödenen tazminatın rücuen sigortalıdan tahsiline olanak sağlamakla birlikte dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmek kastıyla hareket etmediği, kazada yaralanan ...'ın kendi isteğiyle hastaneye gitmek istememesi ve olay yerinden ayrılması ile sigortalı araç sürücüsünün de olay yerinden ayrılması dikkate alındığında; genel şartlarda düzenlenen olay yeri terk koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hem ceza mahkemesi kararı hem de adli tıp raporu ile yaya ...'ın yaralanmasına ve malul kalmasına sigortalı aracın sebep olduğu sabit olup, sürücünün olay sonrası sağlık kuruluşuna gitmediğini, can güvenliği ile ilgili tehditin söz konusu olmadığını, sigortalı araç sürücüsü tarafından, kaza sonrasında kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin herhangi bir tutanak tutturulmadığını, olay yerine polis ekiplerinin çağrılmadığını, sürücünün, kanuna göre haklı sayılacak hiçbir nedene dayanmadan olay yerini terk etmiş olduğunu ve rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacı sigorta şirketinin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişiye ödediği tazminatın, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.f maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 2918 sayılı KTK'nın 95. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Poliçe tanzim tarihi olan 16/12/2017 'de ve kaza tarihi olan 21/04/2018 tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde; Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı düzenlenmiş; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:…
f-) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde.” denilmiştir.
Somut olayda, davaya konu 21/04/2018 tarihli kaza nedeniyle, dava dışı sigortalı araç sürücüsün hazırlık aşamasında emniyette “…bayan bana “benim sigortam var ben kendi tedavimi yaptırırım” dedi ve buradan uzaklaştı, bende dolmuşuma binerek çalışmaya devam ettim…” şeklindeki ifadesi ile dava dışı yaralananın “…Bana çarpan dolmuşun sürücüsü aracından aşağıya inerek yanıma geldi... Herhangi bir şeyimin olup olmadığını, beni hastaneye götürebileceğini söyledi. Ben bu şahsa güvenmediğim için birlikte hastaneye gitmek istemedim. Bunun üzerine dolmuş sürücüsü aracına binerek ayrıldı. Olayın sıcağı ile fazla da bir ağrı hissetmediğim için polis veya ambulansa bilgi vermedim ve iş yerime yaya olarak gitmeye devam ettim. İş yerime geldikten sonra sol kolumda ve vücudumun çeşitli yerlerinde ağrı hissederek fenalaştım. Dolmuşa binerek Ankara Hastanesine gittim..” şeklindeki ifadesi nazara alındığında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. f maddesinde belirtilen zorunluluk sebeplerinin sınırlı olarak sayılmaması da gözetildiğinde, sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrılması haklı bir sebep olarak görülebileceğinden, dava dışı sürücünün olay yerini terk koşulları dolayısıyla davacı sigortanın bu madde gereğince rücu talebi koşulları oluşmadığından davacının istinafına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.