YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Maddi tazminat istemli davada, doğrudan davanın reddedilen kısmı gözetilerek davalı vekil lehine davacı vekilden daha fazla vekalet ücreti hükmedilemeyeceği hk. (BAM)

Karar Özeti

Kabule göre de,

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; “MADDE 13- (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

 

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

 

(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü yer almakta olup, Mahkemece, davanın kabulü nedeniyle 3.719,02 TL vekalet ücretine hükmedilmesine rağmen, reddedilen miktar nedeniyle davalı lehine 4.773,47 TL vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

Karar

 

 

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1150 - 2023/1565

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

35. HUKUK DAİRESİ

 

 

 

DOSYA NO : 2023/1150

 

 

KARAR NO : 2023/1565

 

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

 

K A R A R

 

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 09/06/2023

 

NUMARASI : 2022/814 Esas - 2023/339 Karar

 

DAVANIN KONUSU : Tazminat

 

KARAR TARİHİ : 29/11/2023

 

GEREKÇELİ KARAR

 

YAZILMA TARİHİ : 29/11/2023

 

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

 

Davacı vekili dava dilekçesinde; 20.01.2009 tarihinde dava dışı ...'in sevk ve idaresindeki davalı ... Anonim Şirketi'ne sigortalı ... plaka sayılı otobüsle, dava dışı ...'ın sevk ve idaresindeki diğer davalı... Sigorta A.Ş.'ye sigortalı ... plakalı araçların çarpışması sonucu ... plakalı otomobilin karşı yönden gelen ve davacının içinde yolcu olarak bulunduğu ... plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, olay tarihinde çiftçilik yaparak geçimini sağlayan davacının maddi zarara uğradığını, kaza sonrası açılan ceza davasında ... plaka sayılı araç sürücüsünün asli, ... plaka sayılı araç sürücüsünün tali kusuru tespit edilerek cezalandırılmalarına karar verildiğini, davalı ... Sigorta A.Ş.'nin yapılan müracaat sonucu 6.682,91 TL ödeme yaptığını, ancak yapılan ödemenin davacının zararını karşılar mahiyette olmadığını, bu nedenle Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne daimi maluliyet tazminatı talebi için dava açtığını, kalıcı maluliyet tazminatı için açılan davanın kabul edilerek kesinleştiğini, o dosyaya gelen Ankara Üniversitesi ATK raporunda geçici işgöremezlik süresinin 6 ay olarak belirlendiğini ileri sürerek 10,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi ve bakım giderlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda dava miktarı 10.440,62 TL olarak ıslah edilmiştir.

 

Davalı... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; bahsi geçen ... plakalı aracın müvekkili şirkete 09/11/2008-2009 tarihleri arasında 21396321 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik poliçesi için teminat limitinin 150.000,00TL olduğunu, manevi tazminat talebinin poliçe teminatına dahil olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, sigorta şirketine geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile yapılan başvurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını, talep edilen avans faizinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, faize ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

 

Davalı ... Sigorta vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazanın 20/01/2009 tarihinde meydana geldiğini, dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, 20/01/2009 tarihinde maluliyetle sonuçlanan yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen ... plakalı aracın 02/07/2009-2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 0001-03708476 nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami 150.000,00TL poliçe limiti ile ... adına sigorta şirketine sigortalandığını, her ne kadar davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu düşünülse bile, davacının maluliyet oranı konusunda Adli Tıp Raporu aldırılması, kusur oranının belirlenmesi ve kusur oranına göre maddi tazminat miktarının tespiti gerektiğini, sigorta şirketinin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde müvekkili şirketin yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

Mahkemece, kaldırma kararı sonrasında yürütülen yargılama sürecinde, olay tarihinde davalı sigorta şirketlerine ZMMS sigortası ile sigortalı araç sürücülerinin kullandığı araçların yaralamalı trafik kazasına sebep olduğu, bu kaza nedeniyle İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen 29/11/2018 tarihli rapora göre; davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresinin ilk 3 ayında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceği, dava ve talep artırım dilekçesi, davacının gelir durumu, Yargıtay içtihatları ile poliçenin düzenleniş tarihleri itibarıyla somut hadiseye uygun hesabı yapılan bilirkişi raporunda belirtilen miktarlara uygun olarak davacının maddi tazminat talep hakkı bulunduğu, davalı sigorta şirketlerinden... Sigortanın kararı istinaf etmemiş olması nedeniyle davacının usulü kazanılmış hakları korunarak... Sigorta yönünden verilen 13/12/2019 tarihli kararın kesinleştiği de gözetilerek bu davalı yönünden yeniden hüküm kurulmadığı, önceki kararı istinaf eden ... Sigorta yönünden aldırılan ek rapora ve istinaf dairesinin kaldırma kararı da gözetilerek yeniden hüküm kurmak gerektiğinden, 2.393,86-TL bakiye geçici iş göremezlik tazminatı, 1.998,00-TL bakıcı gideri ve 256,92-TL ulaşım-tedavi giderinin davacının davadan önce sigorta şirketine bir başvurusu bulunmadığından dava tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren ... Sigorta şirketine sigortalı aracın ticari olması nedeniyle avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle; davacının davasının kısmen kabulüne; 2.393,86TL bakiye geçici iş göremezlik tazminatı, 1.998,00TL bakıcı gideri, 256,92TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 3.719,02TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... Sigorta'dan tahsili ile davacıya verilmesine, ... Sigorta yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı... Sigorta yönünden verilen 13/12/2019 tarihli karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

 

Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece kararın kesin olarak verilmesinin isabetsiz olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olduğunu, yerel mahkeme kararında davacı yan lehine 3.719,02-TL vekalet ücretine hükmederken yasaya aykırı olarak davalı yan lehine de 4.733,47-TL vekalet ücretine hükmettiğini, Avukatlık Kanunu 13/3 ve tüm yasal mevzuat gereği "Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." maddeye aykırı davranıldığını, Ankara BAM 35. HD 2022/253E. - 2022/398K. sayılı kaldırma kararına dayanak Ankara 12. ATM 2015/671E. - 2019/1280K sayılı kararının sadece ... Sigorta tarafından istinaf edildiğini, ... Sigorta tarafından istinaf edilmediğini, ... Sigorta tarafından İstinaf edilmediğinden Ankara 12. ATM 2015/671E. - 2019/1280K. sayılı kararının... Sigorta yönünden kesinleştiğini, bilirkişinin... sigorta yönünden yeniden hesaplama yapmasının yasaya aykırı olduğunu, maluliyetin Çalışma Ve Meslekte Kazanma Gücü.. Yönetmeliği esas alınarak hazırlanması gerektiğini, geçici bakıcı süresi tespiti yapılmadığını, TR2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Yöntemi ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi sureti ile yeniden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilin gelirinin çok düşük alındığını, gelirde artışa ilişkin fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı olduğunu, müvekkilin olayın oluşunda kusursuz olduğunu, müvekkilin daimi işgöremezlik, geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderinin olayın oluşuna göre çok düşük hesaplandığını, daimi işgöremezlik tazminatının hiç hesaplanmamasının hatalı ve yasaya aykırı olduğunu, AYM iptal kararı, AB uyum yasaları çerçevesinde TR2010 Yaşam Tablosu Progresif Rant Yöntemi ve %10 artırım, %10 iskonto yöntemi sureti ile hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE

 

Her ne kadar yerel mahkemece, kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de, HMK'nın 341. maddesi miktar itibarı ile kesinlik sınırına yönelik düzenlemeler içermekte olup, buna göre 6100 sayılı HMK'nın 341/3. maddesinde, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşılmakla, yerel mahkemece verilen karar 6100 sayılı HMK'nın 341/3. maddesindeki yasal düzenleme sebebiyle istinaf kanun yolu açık bir karar olup, yerel mahkemece verilen kararın miktar itibarı ile kesin olduğunun belirtilmesinin de bu anlamda sonucu bir etkisinin bulunmadığı görülmekle ve Dairemizce istinaf incelemesi yapılmıştır.

 

 

Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.

 

Davalı... Sigorta ilk hükmü istinaf etmediğinden mahkemece, “Davalı... Sigorta yönünden verilen 13/12/2019 tarihli karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olup, söz konusu yerel mahkemenin ilk kararı davacı ve davalı... Sigorta AŞ. tarafından istinaf edilmediğinden, davacı taraf ve istinaf talebinde bulunan davalı ... Sigorta A.Ş. lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur.

 

Bu nedenle mahkemece yargılama yapılarak yeniden kurulacak hükümde taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir. Dairenin verdiği kaldırma kararı ile yerel mahkeme kararı tamamen ortadan kaldırılmış olup, yargılama yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre usulü kazanılmış haklar da gözetilerek tüm davalılar yönünden yeniden olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Zira yerel mahkeme kararı tamamen kaldırıldığından, ortada herhangi bir karar bulunmamaktadır.

 

HMK'nın 6100 Sayılı HMK'nın 297. maddesinde, hükmün kapsamı ve hükümde bulunması gereken hususlar maddeler halinde açıkça düzenlenmiştir. HMK 297/c bendinde; “tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan hukuki sonuç ve hukuki sebeplerin” hükmün kapsamı içinde bulunması gereken hususlar olduğu belirtilmiştir. Yine aynı Kanun'un 297/2 maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemenin de gereği olarak mahkemece verilen hükmün, infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette olması gerekmektedir.

 

Bu durumda mahkemece, davacının talep kapsamı ile davacının ve davalı ... Sigorta AŞ.’nin ilk verilen kararı istinaf etmemeleri ve oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek hüküm fıkrasının, HMK.nın 297/2. maddesine uygun şekilde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı olduğu gibi mahkemenin önceki kaldırılan kararının kesinleştiğinden bahisle “bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi isabetli ve infaza elverişli görülmemiştir.

 

Kabule göre de,

 

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde; “MADDE 13- (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

 

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

 

(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü yer almakta olup, Mahkemece, davanın kabulü nedeniyle 3.719,02 TL vekalet ücretine hükmedilmesine rağmen, reddedilen miktar nedeniyle davalı lehine 4.773,47 TL vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

 

Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

 

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

 

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/06/2023 tarihli, 2022/814 Esas - 2023/339 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

 

2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

 

3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,

 

4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

 

5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 109 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor