GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacı müvekkili şirket arasında 03/01/2018 tarihinde abonelik sözleşmesi düzenlendiğini, aylık 2.250,00 TL + KDV abonelik ücreti karşılığında 01/01/2018 - 31/12/2018 tarihleri arasında aboneye ; üye, çalışan ve müşterilerine İBB tasarrufunda olan ... A.Ş. tarafından işletilen İstanbul, Ataşehir-Küçükbakkalköy'de bulunan otoparktan 10 araçlık bölümün belirtilen aylık abonelik ücreti karşılığında kullanılması imkanı sağlandığını, bu sözleşme gereği davalı şirket abonelik konusu otoparkı sözleşmenin uzaması ile 26/03/2019 tarihine kadar kullandığını, toplam 15 aylık abonelik ücretinin yalnızca 8 aylık kısmının ödendiğini, 7 aylık kısmının karşılığı olan 18.585,00 TL'nin ödenmediğini, hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, kötü niyetli itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, kira sözleşmelerinde HMK'nın 4. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi değil, Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu (3. Hukuk Dairesinin 2017/4617 E, 2019/3324 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava; otopark kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın İptali talebidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 299. maddesinde; "kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda; davaya dayanak olan 03/01/2018 tarihli sözleşme hükümleri incelendiğinde, otopark yerinin zilyetliğinin davalı kiracıya devredildiği ve kiracıya ait araçların park edilme işleminin, kiraya verenin çalışanları gözetiminde ve yönlendirmesiyle olmayacağı, sözleşmenin 3.8.maddesinde kiraya verenin fiili işletici gibi hareket etmeyeceğinin de hüküm altına alındığı anlaşılmakla taraflar arasındaki akdi ilişkinin kiralama ilişkisi olduğu, sözleşmenin hizmet alım ilişkisi olmadığı anlaşılmıştır. Taraflarca sözleşmenin farklı şekilde adlandırılmasının sözleşmenin niteliğini değiştirmeyeceği, on adet araca yönelik belirli ve sabit bir yerin kullanımının ücret karşılığında bir tarafa bırakılmasına konu sözleşmenin kira sözleşmesi olarak kabulünün gerekli olduğu, HMK 4/a maddesinde "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin düzenlendiği dikkate alındığında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan ilk derece Mahkemesinin görevsizlik kararında usule aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
36. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2045
KARAR NO: 2023/1728
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/05/2022
NUMARASI: 2021/414 E. - 2022/373 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacı müvekkili şirket arasında 03/01/2018 tarihinde abonelik sözleşmesi düzenlendiğini, aylık 2.250,00 TL + KDV abonelik ücreti karşılığında 01/01/2018 - 31/12/2018 tarihleri arasında aboneye ; üye, çalışan ve müşterilerine İBB tasarrufunda olan ... A.Ş. tarafından işletilen İstanbul, Ataşehir-Küçükbakkalköy'de bulunan otoparktan 10 araçlık bölümün belirtilen aylık abonelik ücreti karşılığında kullanılması imkanı sağlandığını, bu sözleşme gereği davalı şirket abonelik konusu otoparkı sözleşmenin uzaması ile 26/03/2019 tarihine kadar kullandığını, toplam 15 aylık abonelik ücretinin yalnızca 8 aylık kısmının ödendiğini, 7 aylık kısmının karşılığı olan 18.585,00 TL'nin ödenmediğini, hakkında icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, kötü niyetli itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, kira sözleşmelerinde HMK'nın 4. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi değil, Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu (3. Hukuk Dairesinin 2017/4617 E, 2019/3324 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava; otopark kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın İptali talebidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 299. maddesinde; "kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda; davaya dayanak olan 03/01/2018 tarihli sözleşme hükümleri incelendiğinde, otopark yerinin zilyetliğinin davalı kiracıya devredildiği ve kiracıya ait araçların park edilme işleminin, kiraya verenin çalışanları gözetiminde ve yönlendirmesiyle olmayacağı, sözleşmenin 3.8.maddesinde kiraya verenin fiili işletici gibi hareket etmeyeceğinin de hüküm altına alındığı anlaşılmakla taraflar arasındaki akdi ilişkinin kiralama ilişkisi olduğu, sözleşmenin hizmet alım ilişkisi olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflarca sözleşmenin farklı şekilde adlandırılmasının sözleşmenin niteliğini değiştirmeyeceği, on adet araca yönelik belirli ve sabit bir yerin kullanımının ücret karşılığında bir tarafa bırakılmasına konu sözleşmenin kira sözleşmesi olarak kabulünün gerekli olduğu, HMK 4/a maddesinde "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin düzenlendiği dikkate alındığında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan ilk derece Mahkemesinin görevsizlik kararında usule aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/06/2023