YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında borçlunun alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği hk.

Karar Özeti

İİK'nun 72/3 maddesinde ; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." düzenlemesi mevcut olup, ilk derece Mahkemesinin bu yasa maddesine uygun olarak verdiği ihtiyati tedbire ilişkin ara kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle esastan reddine karar vermek gerekmiştir.İlk derece mahkemesinin 07/03/2022 tarihli Ara Kararına ilişkin tedbir talebinin reddine dair ara kararında, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

Karar

 

 

T.C.

 

İSTANBUL

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

36. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO: 2022/1296

 

KARAR NO: 2022/1176

 

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

İ S T İ N A F K A R A R I

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ: 07/03/2022

 

NUMARASI: 2021/1050 Esas sayılı Ara Karar (İhtiyati Tedbir)

 

DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

 

KARAR TARİHİ: 30/05/2022

 

YAZIM TARİHİ: 30/05/2022 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi.

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde ; müvekkilleri ile davalı ... arasında geçmiş Kira sözleşmesinden kaynaklanan bir ilişki bulunduğunu, müvekkilleri tarafından kendi adlarına kayıtlı İstanbul ili, Sancaktepe İlçesi, ... Mevkiinde bulunan taşınmazın 2011 yılında ...' a iş yeri olarak kiralandığını, kira sözleşmesinin devam ettiği dönemde 2013 yılında ... 'la 5 senelik kira bedeli 125.000 TL olmak üzere 5 senelik kira sözleşmesi yapıldığını, ... tarafından taşınmaz sözleşmeye uygun kullanılmadığı için aralarındaki sözleşmenin feshi ile taşınmazın tahliyesi konusunda anlaştıklarını,ancak kira bedeli peşin alındığından kira kontratının feshedilmesi ile müvekkilleri tarafından ...'a 4 senelik kira bedeli olan 100.000 TL ödenmesi gerektiğini, ...'ın taşınmazı tahliye edeceği dönemde müvekkillerinin aynı taşınmazın davalı ...'a iş yeri olarak 5 seneliğine kiralanması konusunda anlaştıklarını ve 5 senelik kira bedelini 125.000 TL olarak belirlediklerini, ... ile kira sözleşmesinin yapıldığı dönemde halen kiracı olan ...'ın 4 yıllık (Erken tahliye sebebiyle) 100.000 TL kira bedelinin de ... tarafından ödendiğini, müvekkilleri tarafından, davalı ...'a, ...' a ödediği para için Teminat olarak 100.000 TL bedelli 2014 yılı düzenlenme tarihli Teminat senedi verildiğini, senedinin arka yüzüne, bu senedin Teminat Senedi olduğu ve önceki kiracının taşınmazı tahliye etmesi durumunda senedin geçersiz olacağı konusunda şerh düşüldüğünü, önceki kiracının taşınması süresinde tahliye etmesi üzerine ...'un taşınmazı sözleşmede olduğu üzere kullanmaya başladığını ve verilen Teminat senedinin de hükümsüz hale geldiğini, ancak ... tarafından senedin müvekkillerine iade edilmediğini, imha edildiğinin söylendiğini, müvekkilleri ile davalı ... arasında bahsi geçen kira ilişkisi dışında hiçbir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, davalı ...'un teminat senedini örnek alarak tamamen farklı yeni bir senet düzenleyip müvekkillerinin imzasını taklit edilerek Silivri İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, müvekkillerinin bu takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile İİK 72/3 md gereği tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; 17/12/2021 tarihli tensip ara kararının 9.maddesi ile İİK'nun 72/3.maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; tedbir kararına itiraz ettiklerini beyan etmiştir. İlk derece Mahkemesince; 07/03/2022 tarihli Ara Karar ile tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili 07/03/2022 tarihli Ara Karar hakkında istinaf başvurusunda bulunmuş, bu Ara Kararın kaldırılmasını ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili, davaya konu senedin davalıya kira ilişkisi nedeniyle verilen bir senet olduğunu, davalı vekili ise taraflar arasındaki ilişkinin sadece kira ilişkisi olmadığını, borç ilişkisi nedeniyle senedin tanzim edildiğini beyan etmekte olup dosyada buna ilişkin henüz bir inceleme yapılmadığı ancak yargılamanın her aşamasında mahkemenin görevine ilişkin dava şartı incelemesi yapılabileceğinden, bu aşamada sadece ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı yanın istinaf sebepleri inceleme konusu yapılmıştır. İİK'nun 72/3 maddesinde ; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." düzenlemesi mevcut olup, ilk derece Mahkemesinin bu yasa maddesine uygun olarak verdiği ihtiyati tedbire ilişkin ara kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle esastan reddine karar vermek gerekmiştir.İlk derece mahkemesinin 07/03/2022 tarihli Ara Kararına ilişkin tedbir talebinin reddine dair ara kararında, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin 07/03/2022 tarihli tedbir talebinin reddine dair Ara Kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL'nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının iadesine, 4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/05/2022

 


Bu sayfa 73 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor