Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası talep olunan Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin münfesih sayılmasına rağmen 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilân üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiği, ihtarnamede infisah sebebi olarak 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'na (5174 sayılı Kanun) göre odaca kaydı silinenler olarak yer aldığı, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re'sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, somut uyuşmazlıkta ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya tebligat dosyaya sunulmadığı gibi ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın adresin kapalı olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği, 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirketin yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilân suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, öte yandan 5174 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, "Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re'sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır” düzenlemesine yer verildiği, 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ'in 1 inci maddesinin (d) bendinde, "18.5.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler..." denilerek Kanun'da olmayan bir hâlin tebliğ ile düzenlendiği, oysa ki 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin tadadi olduğu ve Kanun'un geçici maddesine göre istisnai tasfiye usulüne tabi olacağını belirtmediği bir hâlin ikincil bir düzenleme ile geçici madde kapsamına alınamayacağı, davalı ... Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu Kanun'da tadadi olarak sayılan hâllerden olmadığından yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin on beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanların, haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecekleri, eldeki davada 5 yıllık hak düşürücü süre dolmuş ise de davalı ... Müdürlüğünün 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında kalmayan şirkete bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, öte yandan, davacı tarafından daha önce aynı şirketin ihya edilmesi talebiyle açtığı davanın kabulüne dair kararın Yargıtay denetiminden henüz geçmediği ve kesinleşmediği dikkate alındığında davacının işbu davada hukuki yararının bulunduğu, davalının usulsüz terkin işlemi ile işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, İlk Derece Mahkemesinin davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, buna göre davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 61215 sicil numarasında kayıtlı iken sicilden terkin edilen Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2023/1394 E. , 2023/1520 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş kazası geçiren işçiye ödediği geçici iş göremezlik ve peşin sermaye ödemesine ilişkin Kurum zararının rücuen tazmini için ihyası istenilen şirket aleyhine dava açma aşamasında şirketin ticaret sicilinden silindiğini öğrendiğini, müvekkili Kurum adına başka bir işçiye yapılan ödemelere ilişkin açılacak olan rücu davasından evvel ihya davası açıldığını ve anılan şirketin açılacak rücu davası ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini ileri sürerek Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... temsilcisi cevap dilekçesinde; dava konusu şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi kapsamında 23.10.2014 tarihinde re'sen terkin edildiğini, Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin Müdürlüklerine bildirilen son adresine, kapatılma nedenine ilişkin geçici maddenin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 03.07.2014 tarihinde çıkarılan tebligatın "tanınmıyor" kaydıyla iade olduğunu, ihtarın ayrıca 07.07.2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilân edildiğini, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının Müdürlükleri tarafından bilinmesi mümkün olmadığından davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğini, şirketin 23.10.2014 tarihinde re'sen terkin edildiğini, 23.10.2019 tarihinde 5 yıllık dava açma süresinin dolduğunu, işbu davanın açılış tarihinin ise 26.05.2021 olduğu dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçtiğini, ek tasfiyeye karar verilmesi hâlinde 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanmasını, davada yasal hasım olduklarından Müdürlükleri aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanların, haklı sebeplere dayalı olarak şirketin silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecekleri, ihyası istenen şirketin sicilden 23.10.2014 tarihinde re'sen terkin edildiği, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 26.05.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin terkin işleminin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesindeki usule göre gerçekleştirilmediğini, re'sen terkin işlemleri sırasında şirket temsilcisine tebligat çıkarılmadığını, terkin koşullarının oluşmadığını, aynı şirket için açılan başka bir ihya davasında yargılama yapılarak davalının hak düşürücü süre yönünden itirazlarının kabul edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası talep olunan Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin münfesih sayılmasına rağmen 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilân üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 23.10.2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiği, ihtarnamede infisah sebebi olarak 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'na (5174 sayılı Kanun) göre odaca kaydı silinenler olarak yer aldığı, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re'sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, somut uyuşmazlıkta ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya tebligat dosyaya sunulmadığı gibi ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın adresin kapalı olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği, 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirketin yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilân suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, öte yandan 5174 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, "Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re'sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır” düzenlemesine yer verildiği, 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ'in 1 inci maddesinin (d) bendinde, "18.5.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler..." denilerek Kanun'da olmayan bir hâlin tebliğ ile düzenlendiği, oysa ki 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin tadadi olduğu ve Kanun'un geçici maddesine göre istisnai tasfiye usulüne tabi olacağını belirtmediği bir hâlin ikincil bir düzenleme ile geçici madde kapsamına alınamayacağı, davalı ... Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu Kanun'da tadadi olarak sayılan hâllerden olmadığından yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, 6102 sayılı Kanun'un geçici maddesinin on beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanların, haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecekleri, eldeki davada 5 yıllık hak düşürücü süre dolmuş ise de davalı ... Müdürlüğünün 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında kalmayan şirkete bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, öte yandan, davacı tarafından daha önce aynı şirketin ihya edilmesi talebiyle açtığı davanın kabulüne dair kararın Yargıtay denetiminden henüz geçmediği ve kesinleşmediği dikkate alındığında davacının işbu davada hukuki yararının bulunduğu, davalının usulsüz terkin işlemi ile işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği, İlk Derece Mahkemesinin davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine, buna göre davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 61215 sicil numarasında kayıtlı iken sicilden terkin edilen Yakıtsan Yakıt Sanayi Madencilik Ticaret Limited Şirketi'nin ihyasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Kanun'un gecici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini, aynı maddenin altıncı fıkrasının (b) bendi uyarınca sicil kaydı silinen şirketlerin borçlarının şirket unvanlarının silinmesine engel olmayacağından davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, terkin tarihinde şirketin alacak veya borçlarının davalı Kurum tarafından bilinmesi mümkün olmadığından yapılan terkin işleminin hukuka uygun olduğunu, şirket yetkili temsilcisine yapılan ihtar ulaşmasa dahi Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilân ile mevzuatta öngörülen usulün yerine getirilmiş olduğunu, geçici 7 nci maddede sayılan sebeplerle terkin işleminin gerçekleştirildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince ek tasfiyeye ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı yasal hasım konumunda olduğu hâlde aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.