YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İhyası istenen şirket aleyhine açılan derdest bir dava olması halinde ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar olduğu hk.

Karar Özeti

 

Somut olayda, davacının ihyası istenen şirket aleyhine açmış olduğu Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/591 Esas ve 2022/189 Esas sayılı dosyaların derdest olduğu, ayrıca ihyası istenen şirketin oda kaydından silinme hususu da tadadi olarak sayılan nedenlerden olmadığından 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması da söz konusu olamayacağından davacı yanın işbu davada şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaati bulunduğu anlaşılmıştır.

Karar

 

 

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1613 Esas 2024/15 Karar

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

21.HUKUK DAİRESİ

 

ESAS NO : 2023/1613

 

KARAR NO : 2024/15

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

KARAR

 

İNCELENEN DOSYANIN

 

MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 13/04/2023

 

NUMARASI : 2023/25 Esas 2023/272 Karar

 

DAVA : Şirketin İhyası

 

DAVA TARİHİ : 10/01/2023

 

DAVA TARİHİ : 20/01/2023

 

KARAR TARİHİ : 09/01/2024

 

GEREKÇELİ KARARIN

 

YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2024

 

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemlerine ilişkin davaların yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davalı sicil müdürlüğünce süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

ASIL DAVADA DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/591 Esas sayılı dosyası ile açılmış olan davanın yargılama sürecinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazıları ile anılan şirketin tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin olunduğunun anlaşıldığını ve mahkemece ihya davası açılması için önel verildiğini belirterek .... Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

ASIL DAVADA CEVAP

 

Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne 153840 sicil numarasına kayıtlı .... Şti.'nin TTK’nun geçici 7.maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde sicilden resen silindiğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesi mümkün olmadığından iş bu davaya açılmasına sebebiyet vermediklerini, bu nedenlerle davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memuru veya yeni bir kişinin tasfiye memuru olarak atanıp keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesini istemiştir.

 

BİRLEŞEN DAVADA DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/189 Esas sayılı dosyası ile açılmış olan davanın yargılama sürecinde Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazıları ile anılan şirketin tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin olunduğunun anlaşıldığını ve mahkemece ihya davası açılması için önel verildiğini belirterek .... Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

Mahkemece; davalı sicil müdürlüğü geçici 7. maddeye göre tesis ettiği işleme gerekçe olarak oda kaydının silinmesini göstermiş ve işlemlerini de bu çerçevede yaptığı, açıklanan bu nedenlerle esasen ihyası istenen şirketin sicilden terkin koşulları oluşmadığı halde TTK'nın 7. maddesine aykırı olarak dosyada yer alan ticaret sicili kayıtlarına göre ihyası istenen şirket halen faal iken davalı usulsüz olarak, terkin işleminin gerçekleştirilmiş olduğu, her ne kadar davalı, dava ve birleşen davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle, hak düşürücü süre itirazında bulunmuş ise de; 6102 sayılı yasanın geçici 7/15.maddesinde belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından usulüne uygun olarak geçici 7.maddesi uyarınca işlem yapılması halinde geçerli olacağı, oysa eldeki davada, yukarıda belirtildiği gibi re’sen terkin işleminin müdürlük tarafından yapılmaması gerektiği, bu durumda, somut olayda hak düşürücü sürenin varlığından söz edilmesi mümkün olmadığından, davalının itirazının reddi gerektiği, bu nedenlerle asıl ve birleşen davanın kabulü gerektiği, davalı sicil tarafından TTK'nın geçici 7.maddesinde sayılmayan 5174 sayılı oda kaydının silinmesi sebebine dayalı olarak, dava konusu şirketin ticaret sicilinden re'sen terkini açıkça aykırı olmakla, dava ve birleşen davanın açılmasına sebebiyet veren ve yargılama sonunda haksız olduğu anlaşılan davalı sicil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun ...sicil numarasına kayıtlı .... Şti.'nin ihyasına, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

 

İSTİNAF SEBEPLERİ

 

Asıl ve birleşen davada davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,

 

Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 13/04/2023 tarih ve 2023/25 Esas 2023/272 Karar sayılı kararının kaldırılarak; 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesi ve hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise şirketin 6102 sayılı TTK'nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesini ve 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru (TC no ile) atanmasına karar verilmesi gerektiğini, bu yönde hüküm kurulmadığını, Müdürlükerinin yasal hasım olduğundan aleyhe vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

 

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Dava; ticaret sicilden kaydı silinen .... Şti.'nin ihyası istemine ilişkindir.

 

6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

 

Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden celp edilen kayıtların incelenmesinde, .... Şti.'nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7.maddesi gereğince 18/05/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Kanunu gereğince kaydının 23/01/2014 tarihinde silindiği anlaşılmaktadır.

 

Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/591 Esas ve 2022/189 Esas sayılı dosya örneklerinin incelenmesinde; davacısının Sağlık Bakanlığı, davalısının .... Şti. ve müşterekleri olup, ihyası istenen şirket ve müşterekleri aleyhine rücuen tazminat davaları açıldığı, dosyaların halen derdest olduğu, mahkemece davacı tarafa davalı şirketin ihyası yönünde dava açması için yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır.

 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7.maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re'sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re'sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.

 

Somut olayda, davacının ihyası istenen şirket aleyhine açmış olduğu Bolu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2022/591 Esas ve 2022/189 Esas sayılı dosyaların derdest olduğu, ayrıca ihyası istenen şirketin oda kaydından silinme hususu da tadadi olarak sayılan nedenlerden olmadığından 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması da söz konusu olamayacağından davacı yanın işbu davada şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaati bulunduğu anlaşılmıştır.

 

Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı halde sicilden ihyası istenen şirketin silindiği gibi, 08/01/2013 tarihinde şirket adresine davetiye gönderildiği, taşınmış olduğundan bahisle tebligatın iade edildiğinin şerh düşüldüğü, şirket temsilcisine çıkartılmış herhangi bir tebligatın söz konusu yazıda yer almadığı, bu hale göre, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun geçici 7/4.a maddesi gereğince terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da yetkilerine tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla ihyası istenen şirkete veya şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usulüne aykırı olup, dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işlemi hukuka uygun değildir. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. İlk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin TTK'nın geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden şirkete tasfiye memuru atanmaksızın şirketin ihyasına karar verilmiştir. Kaldı ki silinme sebebine göre de tasfiyeye tabi tutulmasına gerek olmadığından asıl ve birleşen davada davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 20/11/2017 tarih ve 2016/8629 esas 2017/6341 karar, 13/03/2023 tarih ve 2023/1394 Esas 2023/1520 Karar ve 27/09/2022 tarih ve 2022/5605 Esas 2022/6373 Karar sayılı sayılı emsal içtihatı).

 

Öte yandan istinaf dilekçesine ekli yazıya göre, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re'sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı gibi (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 esas 2018/5605 karar sayılı ,13/03/2023 tarih ve 2023/1394 Esas 2023/1520 Karar ve 27/09/2022 tarih ve 2022/5605 Esas 2022/6373 Karar sayılı ilamları emsal içtihatı) davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin etmekle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulması yönündeki kararı usul ve yasaya uygundur.

 

Diğer yandan, ihyası istenen şirketin 5174 Sayılı Kanuna göre Oda kaydının sicilden re'sen silindiği, davalı yanın sicilden silme gerekçesi ve ihyası istenen şirket hakkında derdest dava dosyası bulunması gözetildiğinde hak düşürücü sürenin işlemesi söz konusu olamayacağından buna yönelik asıl ve birleşen davada davalı yanın istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.

 

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında usul ve yasaya aykırı bir durum görülmediğinden asıl ve birleşen davada davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-Asıl ve birleşen davada davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Asıl ve birleşen davada davalıdan alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,

 

3-Asıl ve birleşen davada davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/01/2024


Bu sayfa 210 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor