YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemelerde, ödemenin yeterli olup olmadığının araştırılması gerektiği, yetersiz ise karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak hesaplanması gerektiği hk.

Karar Özeti

 

Davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; ödeme tarihi itibariyle gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme) hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.

..

 

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; istinaf eden davalı ... Sigorta Şirketi tarafından 12/04/2017 tarihinde baba ... ... için 6.490-TL, anne... için 12.198-TL olmak üzere toplamda 18.688TL poliçe limiti kapsamında ödeme yapıldığı sabit olup, hükme esas alınan aktüerya raporunda da bu miktarın ödeme tarihinden (12/04/2017) rapor tarihine (29/09/2021) kadar yasal faize göre güncellemesi sonucu bulunan miktarın hesaplanan ve bu sigorta şirketinin sürücüsünün kusuruna (%50) isabet eden destek tazminatından mahsup edildiği anlaşılmıştır. Ancak hükme esas alınan raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılmasının yapılarak ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesinin yapılmadığı görülmüş olup, bu haliyle raporun karar vermeye elverişli olmadığı açıktır.

Karar

 

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1591 - 2023/1617

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

35. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2022/1591

 

KARAR NO : 2023/1617

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

K A R A R

 

İNCELENEN KARARIN

 

 

MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 02/12/2021

 

NUMARASI : 2017/329 Esas 2021/833 Karar

 

DAVACILAR :

 

DAVANIN KONUSU : Tazminat

 

KARAR TARİHİ : 13/12/2023

 

GEREKÇELİ KARAR

 

YAZILMA TARİHİ : 19/12/2023

 

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ. vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI

 

Davacılar vekili dava dilekçesinde; 05.11.2016 tarihinde davalı ... Sigorta A.Ş.'ye ZMMS ve kasko sigortası ile sigortalı davalı ... sevk ve idaresindeki araç ile davalı ... ... Sigorta A.Ş.'ye sigortalı davalı ...'in yönetimindeki yabancı plakalı aracın çarpışması neticesi meydana gelen kazada, davacılardan ... ve ...'in çocukları, ... ve ...'in kardeşleri olan ... ...'ın hayatını kaybettiğini, kaza sonrasında davalı şirketlere müracaat ettiklerini, davalı ... ... Sigorta A.Ş. tarafından davacı anne adına 12.198,00 TL, baba adına 6.490,00 TL, davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından davacı anne adına 60.472,66 TL, baba adına 33.763,84 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, müteveffaya yöneltilebilecek kusur bulunmadığını, davalılar hakkında ceza yargılamasının devam ettiğini, 2016 Eylül ayında müteveffanın 5.413,42 TL ücret aldığını, davacıların destekten yoksun kaldıklarına kuşku bulunmadığını belirterek, anne ve baba adına destekten yoksun kalma tazminatlarının tazmini için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacılar anne ve baba adına 5.000,00'er TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere şimdilik toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, ayrıca davacıların acılarının bir nebze dindirilmesi adına davacılar anne ve baba adına 350.000,00'er TL, kardeşler adına 50.000,00'er TL olmak üzere toplam 800.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve kasko poliçesinden ötürü ... Sigorta A.Ş.'den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile destek tazminatı taleplerini ... ... için 100.135,09 TL, ... için 118.038,46 TL’ye yükseltmiştir.

 

Davalı ... ... Sig. A.Ş (yeni ünvanı: ... Sigorta AŞ) vekili cevap dilekçesinde; Dava açılmadan önce kendilerine yapılan müracaat üzerine kusur nispetinde 12.04.2017 tarihinde 18.688 TL ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan yabancı plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalısının kusuru nispetinde olduğunu, kusur açısından rapor alınması gerektiğini, aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hesaplama yapılması gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini, genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelirlerin mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

 

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, ... plakalı aracın kontrolsüz bir şekilde kavşaktan ana yola çıkması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, bu hususun kamera görüntüleri ile de sabit olduğunu, diğer araç sürücüsü ...'ın alkollü araç kullanması sebebiyle de kazaya sebebiyet verdiğini, aracın çarpması neticesinde müvekkilinin kontrolü kaybettiğini, haksız fiil sorumluluğunun şartlarının müvekkili açısından oluşmadığını, maddi zararlarının sigorta şirketlerince karşılanması sebebiyle zarar kalmadığını, böylelikle davanın da dayanağı olmadığını, destek paylarının azalan oranlarda kademeli yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

 

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle görev itirazında bulunduklarını, davacının müvekkili ile ilgili iddialarının gerçek olmadığını, destek tazminatı talep edilmek için destek durumunun düzenli ve eylemli olması gerektiğini, destek görenlerin de ihtiyaçlarının olması gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, ... sevk ve idaresindeki aracın hızlı bir şeklide gitmesi sebebiyle kazanın meydana geldiğini, asıl kusurlu olan tarafın diğer araç sürücüsü olduğunu, alkol tespitinin o araç sürücüsü açısından yapılmadığını, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, zenginleşme amacı taşıyamayacağını, avans faizi talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

 

Davalı ... Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Kazaya karışan ... plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS ile sigortalı bulunduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalısının kusuru nispetinde olduğunu, kusur açısından rapor alınması gerektiğini, dava açılmadan önce kendilerine yapılan müracaat üzerine kusur nispetinde 15.02.2017 tarihinde davacı anne için 60.472,300 TL, davacı baba için 33.763,00 TL ödeme yapıldığını, genel şartlara göre hesaplama yapıldığını ve hesaplamaya esas kusur oranının da %75 kabul edildiğini, tekrar hesap yapılması halinde faiz güncellemesi yapılarak hesaplanan tazminattan tenzil edilmesi gerektiğini, bakiye tazminat talebi için ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, hesaplamanın da 1,8 teknik iskonto ve TRH 2010 tablosuna göre yapılması gerektiğini, müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini, talep edilebilecek faizin dava tarihinde itibaren ve yasal oranda olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Ceza Mahkemesinde, Ankara ATK’dan alınan ve mahkemece İTÜ’den alınan birbirini teyit eden kusur raporlarına göre, olay sırasında her iki aracın karşılıklı seyrettiği yolun anayol niteliğinde olduğu, tali yol kavşağında olay sırasında zaman geç olması nedeni ile anayolda düz olarak seyretmekte olan araçlar için sinyalizasyonunun sarı ışık olarak fasılalı yandığı, davalı ...’ın sola dönüş için seyir yolunun en solunda bulunan dönüş cebine girmesi sırasında sola dönecek araçlar için de kırmızı fasılalı ışığın yanmakta olduğu, davalının bu durumda karşıdan gelen trafiği dikkatlice kontrol ederek gelmekte olan aracı fark ederek bu aracın geçişini beklemeden sola dönüşe geçtiği, bu nedenle diğer davalı yönündeki aracın yan tarafına çarpmış olduğu, davacıların murisinin kazaya maruz kalmasının, bu çarpışma sonrası davalı sürücü ...’in süratli olması nedeni ile kontrolü kaybederek kaldırıma çıkması sonucu meydana geldiği, davalı sürücü ...’in belirtilen kurallara rağmen kavşağa yaklaşırken ve kavşakta mevcut ikaz ışığına rağmen tedbirli davranıp hızını azaltmadığından diğer araç ile çarpışmasından sonra kontrolünü kaybederek kaldırıma çıkıp kaldırımda bulunan yayalara çarpması sonucu yayaların hayatını kaybetmesi dikkate alındığında; davalı sürücü ...’ın olayda % 50 oranında, davalı sürücü ...’in olayda % 50 oranında eşit kusurlu oldukları sonucuna varıldığı, alınan usulüne uygun hesap raporuna göre davacı anne ve babanın destekten yoksunluk zararlarının oluştuğu, rapor doğrultusunda talebin artırıldığı, davacıların yakınlarının ölümü nedeniyle manevi tazminat talep hakları bulunduğu gerekçesiyle; “1-Maddi tazminat yönünden; Talep artırıma göre davanın KABULÜ İLE,

 

a-50.067,54 TL'nin davalılar ... ve ... Sigorta A.Ş'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı baba ... ...'a verilmesine, alacağa davalı ... yönünden kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 15/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

50.067,54 TL''nin davalılar ... ve ... ... Sigorta A.Ş'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı baba ... ...'a verilmesine, alacağa davalı ... yönünden kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 12/04/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

b-59.019,23 TL'nin davalılar ... ve ... Sigorta A.Ş'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı anne ...'e verilmesine, alacağa davalı ... yönünden kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 15/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

59.019,23 TL'nin davalılar ... ve ... ... Sigorta A.Ş'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı anne ...'e verilmesine, alacağa davalı ... yönünden kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden eksik ödeme tarihi olan 12/04/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

2-Manevi tazminat yönünden;

 

a-Davanın davalılar ... ve ... yönünden KISMEN KABULÜ İLE,

 

20.000,00 TL'nin davacı baba ...'a, 20.000,00 TL'nin davacı anne ...'e, 10.000,00 TL'nin davacı kardeş ...'a, 10.000,00 TL'nin davacı kardeş ...'a, davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak verilmesine, tazminatlara kaza tarihi olan 05/11/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,

 

b-... Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine,” karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ. vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

 

Davacılar vekili istinaf ve ek istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, ... Sigortaya yönelik manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ve bu davalı lehine nisbi vekalet ücretine karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı ... Sigorta AŞ. (eski ünvanı ... ... Sigorta AŞ) vekili istinaf dilekçesinde; ibraname ile baba ... ... için 6.490-TL, anne... için 12.198-TL olmak üzere toplamda 18.688TL tazminat hesap edilerek müvekkil şirket tarafından 12/04/2017 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, bakiye taleplerin haksız olduğunu, kusur oranlarını kabul etmediklerini, müvekkili şirket yönünden %25 kusur oranından sorumluluğu karar verilmesi gerektiğini, tazminat hesabının genel şartlara göre yapılması gerektiğini, gelirin yüksek esas alındığını, asgari ücret olması gerektiğini, maluliyet tespitinin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi ya da Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Yönetmelikleri’ne göre yapılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline verilen kusuru kabul etmediklerinin, tüm kusurun diğer sürücü ...’da olduğunu, dosyadaki kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, hesap raporunda gelirin yüksek esas alındığı gibi yaşam tablosunun da yanlış esas alındığını, hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

 

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatlanmadığını, destek tazminatı talep etme koşullarının oluşmadığını, bu davalıya verilen kusur oranını kabul etmediklerini, müteveffanın ölümüyle kaza arasındaki illiyetin de ispatlanmadığını, diğer davalı ...’ın alkollü ve yüksek hızla araç kullandığını, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının Ankara BAM 12 CD tarafından düzeltilmesi sonucu oluşan karardan da bu hususun anlaşıldığını, iki davalının da eşit kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE

 

İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ. vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, HMK’nın 355. maddesi kapsamında, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

 

Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

 

Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.

 

Davacıların istinafı yönünden;

 

Dava dilekçesinde, davalı ...’ın yönetimindeki aracın ZMMS ve Kasko sigortacısı olan ... Sigorta’dan ZMMS kapsamında maddi tazminat ile kasko sigortası kapsamında manevi tazminat talep edildiği belirtilmişse de, aslında talebin İMMS kapsamında olduğu, dosya arasında “... Genişletilmiş Mavi Kasko Poliçesi”nde “manevi tazminat klozu” başlığında İMMS genel şartlarında belirtilen manevi tazminat taleplerinin bedeni zararlar limitleri ile teminat kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.

 

Mahkemece ... Sigortaya yönelik manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de, gerekçe içeriğinden poliçenin incelenmediği anlaşılmakta olup, bu sigorta yönünden manevi tazminat talebine yönelik eksik inceleme ile poliçe ve İMMS genel şartları irdelenmeden, davacının manevi tazminat taleplerinin bu kapsamda olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiş, davacıların buna yönelik istinaflarının kabulü gerekmiştir.

 

Davalı ... Sigorta AŞ.’nin istinafı yönünden;

 

Davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde, Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; ödeme tarihi itibariyle gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme) hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Ancak ödemenin dava açıldıktan sonra yargılama devam ederken yapılması halinde bu kısım yönünden dava konusuz kalacağından, davacılar için hesaplanan destek tazminatından ödemenin asıl alacağa ilişkin kısmının (güncelleme yapılmaksızın) mahsubu gerekmektedir. Yine bu durumda ZMMS poliçesi limitinden davacı tarafa ödenen tazminatın varsa feriler hariç asıl alacak kısmının mahsubu ile kalan poliçe teminat limitinin belirlenmesi gerekmektedir.

 

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." denilmiş, aynı Kanun'un 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanun'un 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” denilmektedir.

 

ZMMS tarafından zarar görene yapılan ödemeler, sigortalı işletenin de ödeme kadar sorumluluğunu kaldırır.

 

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; istinaf eden davalı ... Sigorta Şirketi tarafından 12/04/2017 tarihinde baba ... ... için 6.490-TL, anne... için 12.198-TL olmak üzere toplamda 18.688TL poliçe limiti kapsamında ödeme yapıldığı sabit olup, hükme esas alınan aktüerya raporunda da bu miktarın ödeme tarihinden (12/04/2017) rapor tarihine (29/09/2021) kadar yasal faize göre güncellemesi sonucu bulunan miktarın hesaplanan ve bu sigorta şirketinin sürücüsünün kusuruna (%50) isabet eden destek tazminatından mahsup edildiği anlaşılmıştır. Ancak hükme esas alınan raporda ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılmasının yapılarak ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesinin yapılmadığı görülmüş olup, bu haliyle raporun karar vermeye elverişli olmadığı açıktır.

 

O halde, mahkemece aktüerya bilirkişisinden ek rapor veya başka bir bilirkişiden yeni rapor alınarak yukarıda belirtilen ilkeler kapsamında davalı ... Sigortanın sorumlu olacağı miktarı gösterir rapor alınarak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle, davacı ...'in ilk derece mahkemesi kararından sonra istinaf aşamasında 08/12/2023 tarihinde vefat ettiği uyap kayıtlarından anlaşıldığından, HMK'nın 55. maddesi gereğince bu davacı yönünden usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak, yukarıda belirtilen eksiklikler giderilerek ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek ancak istinaf eden davalı yönünden davacı ...'in bilinen ölüm tarihine kadar destek zararına uğrayacağı da değerlendirilmek suretiyle, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davalılar ... ve ...’ın tüm, davacıların ve davalı ... Sigorta AŞ’nin sair istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

 

1-Davacılar vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 3. Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 02/12/2021 tarihli, 2017/329 Esas - 2021/833 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre davalılar ... ve ... vekillerinin tüm, davacılar vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

 

2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

 

3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,

 

4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

 

5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 13/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 174 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor