YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olacağı hk.

Karar Özeti

 

Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.

 

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Karar

 

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/15 Esas 2023/1841 Karar

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

21.HUKUK DAİRESİ

 

ESAS NO : 2022/15

 

 

KARAR NO : 2023/1841

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

KARAR

 

İNCELENEN DOSYANIN

 

MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 11/11/2021

 

NUMARASI : 2021/537 Esas 2021/721 Karar

DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)

 

DAVA TARİHİ : 13/09/2021

 

KARAR TARİHİ : 20/12/2023

 

GEREKÇELİ KARARIN

 

YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2023

 

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rucüen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... A.Ş.'nin (...) elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi amacıyla 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu hükümleri uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirilmesi yolu ile kurulduğunu, müvekkili şirketin ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan, tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticari şirket olduğunu, özelleştirme işlemleri gereği; ... A.Ş. (...) mülkiyetinde bulunan dağıtım sistemlerinin işletme hakkı, kurulan müvekkil şirkete 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile devredildiğini, özelleştirmeye ilişkin süreç yaklaşık yedi yılda tamamlarımış olup, ...'ın hisselerinin tamamının Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 10.05.2013 tarih ve 2013/82 sayılı kararı uyarınca ve 28.06.2613 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile ... ve Ticaret Anonim Şirketi'ne satıldığını, bu tarihe kadar ilgili bölgedeki dağıtım faaliyetlerinin ...'ın hisselerinin tamamının sahibi olan ...'ın kontrolünde yürütüldüğünü, dağıtım faaliyetlerinin davalı ... tarafından yürütüldüğü dönemde dava dışı ...'in 22.04.2004 tarihinde elektrik direğine çıkarak alçak gerilime temas etmesi sonucu vefat etmesi nedeni ile 03.09.2008 tarihinde Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2008/802 E. sayılı maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, anılan davanın Mahkemenin 17.01.2012 tarih ve 2012/11 K. sayılı kararı ile sonuçlandığını, kararın müvekkil şirket tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 25.03.2013 tarih 2012/6695 E. 2013/5469 K. sayılı kararı ile Yerel Mahkeme kararının onanmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/802 E. 2012/11 K. sayılı ilamı uyarınca Şanlturfa 4. İcra Dairesi'nin 2012/5077 E. Sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından 12.04.2012 tarihinde 113.409,22 TL ve 24.12.2013 tarihinde 4.175,53 TL olmak üzere toplam 117.584,75 TL Şanlıurfa 4. İcra Dairesi hesabına zaruri olarak ödendiğini, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına konu olan olayın, dağıtım sisteminin işletilmesi ile doğrudan ilgili olup, müvekkil şirket ile davalı ... arasında akdedilen 24.07.2006 tarihli işletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncesinde 22.04.2004 tarihinde gerçekleştiğini, söz konusu olaydan kaynaklanan sorumluluk İHDS'uin 74 ve 7.6 maddeleri gereğince davalı ...'ın sorumlu olduğundan müvekkil şirket tarafından 12.04.2012 tarihinde 113.409,22 TL ve 24.12.2013 tarihinde 4.175,53 TL olmak üzere ödenmek zorunda kalınan toplam 117.584,75 TL'nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

CEVAP

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının, aynı alacak için daha önceden dava açmış olma ihtimali bulunduğunu, keza mahkemece aynı konuda dava açıldığının tespiti ve açılmış olması halinde davanın derdestlikten reddine karar verilmesini; aynı konuda verilmiş kesin hüküm olması durumunda bu yönden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Borçlar Kanunun 73. maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı 2 yıllık süreye tabi olup, dava dilekçesinde belirtilen ödeme tarihleri de dikkate alındığında huzurda görülen davanın zamanaşımına uğradığını, özelleştirme modeli gereği hisse devri aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı ... tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve bu mizan kayıtları esas alınarak "devre esas bilanço" belirlenmiş olup, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden davacı ... A.Ş.’nin geçmiş yıllara ilişkin olarak müvekkil kurumdan herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, ... A.Ş.’nin ihale sürecinin tamamlanmasının ardından 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve Özelleştirme İdaresi talimatları doğrultusunda taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin ayrım çalışmaları başladığını ve dosyalara ilişkin listelerin hazırlanarak müvekkili kurum ile ... A.Ş. arasında dava dosyalarına ilişkin tespit tutanağı imzalanmış olup, iş bu tespit tutanağı ekindeki dava ve icra dosyalarına ilişkin listenin her iki Şirketin Yönetim Kurulu’nun onayından geçmek suretiyle kesinleştiğini, haksız ve yersiz olarak açılan işbu davanın öncelikle usulden reddine; usulden reddedilmemesi halinde davanın esas yönünden reddini istemiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

Mahkemece; 24/07/2006 tarihli işletme devir sözleşmesinden önce doğan ve davacı tarafça nakit ve takas mahsup suretiyle yapılan ödeme kısımdan işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümleri de nazara alınarak davalının sorumlu olduğu, ödemeye esas mahkeme kararındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İHDS'den önceye ilişkin olduğu, yapılan ödemenin hisse satış sözleşmesinin 9.4 maddesinin atfıyla İHDS'nin 7.4 maddesi uyarınca ...'a rücu edilebileceği anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile, 117.584,75-TL'nin 113.409,22-TL'si için 12/04/2012 tarihinden, 4.175,53-TL'si için 24.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

 

İSTİNAF SEBEPLERİ

 

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,

 

Açılan davanın zaman aşımına uğradığını, beyanlarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişiden rapor alınmadığını, hisse satış sözleşmesi imzalanarak davacının özel şirkete devrinin gerçekleştiğini, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, rücuya dayanak mahkeme kararında davacı aleyhine hükmedilen bir bedel olmadığı gibi davacının icra emrinin tarafı olmadığını, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle rücuya dayanak davaya ilişkin masraf, giderler, vekalet ücreti ve faiz giderlerinin talep edilemeyeceğini, temerrütün oluşmadığını, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

 

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

 

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

 

Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.

 

6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

 

Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/802 Esas 2012/11 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının müteveffa ...’in varisleri ..., ... ve ..., davalısının ise ... A.Ş. olup, müteveffa ...'in 22.04.2004 tarihinde elektrik direğine çıkarak alçak gerilime temas etmesi sonucu vefat etmesi nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 25.03.2013 tarih 2012/6695 Esas 2013/5469 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.

 

Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğünün 2012/5077 esas numaralı dosyasında özetle; alacaklısının müteveffa ...’in varisleri ..., ... ve ... ve borçlusu ... A.Ş. olup, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/802 Esas 2012/11 Karar sayılı ilamının icraya konulması sonucu davacı şirket tarafından icra dosyasına 12/04/2012 tarihinde 113.409,22-TL' , 24.12.2013 tarihinde 4.175,53-TL yatırıldığı anlaşılmaktadır.

 

Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı ...'in vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi ile ... A.Ş aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının icra dosyasına 12/04/2012 tarihinde 113.409,22-TL' , 24.12.2013 tarihinde 4.175,53-TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.

 

Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun ...'a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının ... olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedel ile masrafları davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).

 

Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.

 

Davalı vekilinin hüküm altına alınan alacağa avans faizi işletilemeyeceğine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde; rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu durumda mahkemece hüküm altına alınan alacağa ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

 

Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.

 

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

 

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Davalıdan alınması gerekli olan 8.032,21 TL harçtan peşin alınan 2.008,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.024,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

 

3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 20/12/2023


Bu sayfa 87 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor