YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Dava konusu taşınmazlara ilişkin Banka ipoteğinin, aynı taşınmazlar için düzenlenen satış vaadi sözleşmesinden önce tesis edilmesi halinde, ihtiyati tedbirin kararı alınamayacağı hk

Karar Özeti

Ancak dayanak satış vaadi sözleşmesi tarihi ile birleşen davaya konu ipoteğin tesis tarihi dikkate alındığında davalı bankanın alacaklı olduğu ipoteğin tesis tarihi 19/12/2014 olup dayanak satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihi ise 08/10/2017'dir. Davalı bankanın alacaklı olduğu 19/12/2014 tarihli ipotek davacının dayandığı 08/10/2017 tarihli satış vaadi sözleşmesinden önce tesis edildiğinden ve olayda ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından ve yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden davacının dava konusu taşınmazın davalı banka tarafından cebri icra yoluyla satışının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile davacının taşınmazın davalı banka tarafından cebri icra satışı yoluyla engellenmesi hususunda ihtiyati tedbir uygulanmasına ve davalı banka vekilinin iş bu tedbire itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Davalı banka vekilinin İDM'nin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmekle kabulü gerekir.

Karar

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

 

7. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2023/677

 

Karar Numarası: 2023/1934

 

Karar Tarihi: 15.07.2023

 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi.

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

İDDİA:

 

Asıl davada davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; davalının 09/10/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 101 bağımsız bölüm nolu taşınmazı 140.000,00 TL bedelle müvekkiline satmayı vaat ettiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalının ise edimlerini yerine getirmediğini, taşınmaz teslim edilmediği gibi tapu devir ve tescilinin de yapılmadığını, müvekkilinin bedelin 1/3 kısmından fazlasını ödediğini, bakiye bedelini de banka kredisi ile ödeyeceğini, sözleşme geçerli olup bakiye kısmı ödemeye hazır olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı adına kayıtlı 7776 Ada, 3 Parsel, B Blok, 7.kat, 101 no.lu tapunun iptali ile davacı adına tesciline, davalı kusurundan kaynaklı banka kredisi ödenemediğinden, dava konusu taşınmazın mevcut durumun tespiti ile sözleşmeye uygun teslimine, 31.12.2018 tarihinden yasal faiziyle birlikte teslim edilinceye kadar mahrum kalınan kira bedeli dahil zararların tespiti ile ödenmesi gereken kredi bedellerinden mahsubu ile öncelikle taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

 

Birleşen davada davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiği halde davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini, tapudan devri gerçekleştirmeyerek maddi ve manevi zarara uğrattığını, Davacı H. O., 5.000,00 TL kaparo bedeli ile 25.01.2018 tarihinde 45.000,00 TL ve bakiye 90.000,00 TL’nin de davalının ayarlayacağı anlaşmalı bankanın kredisiyle 90.000,00 TL ödemesi gerekir iken 50.000,00 TL ödemeyi yaptığını, davalının taahhüt ettiği banka kredisini beklerken 31.12.2018 tarihinde 7776 Ada 3 Parsel, B Blok,7.kat 101 Böl.no.lu taşınmaz kendisine teslim edilmediği gibi tapudan devir ve tescilinin de yapılmadığını, tapunun iptali ile davacı adına tescilini, sözleşme uyarınca eksiksiz olarak teslimi ve ayrıca teslim oluncaya kadar mahrum kalınan kira bedelleriyle birlikte, maddi ve manevi zarar hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesinin 2023/178 Esas nolu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

 

SAVUNMA:

 

Davalı A. İnşaat A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve kötüniyetli davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı T. İ. Bankası A.Ş cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:

 

Yerel mahkemece 26/01/2023 tarihli tensip tutanağının 16 nolu ara kararı ile dosyaya sunulan tüm delillerin değerlendirilmesine göre, davacının davasında haklı çıkması ihtimalinde ve ihtiyati tedbir kararı verilmediği takdirde, davacının hakkını elde etmesi güçleşebileceğinden veya imkansız hale gelebileceğinden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Aydınlı Mahallesi, G. pafta,7776 Ada, 3 Parsel, A Blok, 4. kat 72 no.lu taşınmazın ve yine davaya konu G.FF pafta,7776 Ada, 3 Parsel, B Blok, 7. kat, 101 no.lu taşınmazın davalı adına kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için takdiren teminatsız olarak dava sonunda verilecek hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmiştir.

 

Daha sonra davacı vekilinin talebi üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 05/05/2023 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile satışına engel teşkil etmek üzere ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; davanın birleşen dava dosyası ile beraber ipoteğin fekki ile tapu iptali ve tescili davasına dönüştüğü, davacının davalı yüklenici şirket ile yapmış olduğu sözleşme ve ödemelere ilişkin belgeleri sunduğu, sunulan belgelere göre taşınmaz bedelinin bir kısmının ödendiğinin anlaşıldığı, bu haliyle dava konusu taşınmazın banka tarafından cebri icra yolu ile satılması halinde davacının hakkını elde etmesi güçleşebileceğinden veya imkansız hale gelebileceği anlaşıldığından dosyada bulunan mevcut delillere göre HMK 389. Ve devamı maddeleri uyarınca yaklaşık ispatın da sağlandığı görülmekle; dava konusu dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Aydınlı Mahallesi, G. pafta,7776 Ada, 3 Parsel, B Blok, 7. kat 101 no.lu taşınmazın davalı yüklenici A. İnşaat Anonim Şirketi adına kayıtlı olması halinde davalı T. İ. Bankası Anonim Şirketi tarafından cebri icra yolu ile satışının engellenmesi hususunda takdiren teminatsız olarak ve hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmiştir.

 

Davalı banka vekili her iki ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece itirazın duruşmalı yapılan incelemesi sonucunda 17/05/2023 tarihli celse ara kararı ile

 

1-Davalı T. İ. Bankası vekilinin;

 

a- mahkememizce verilen 26/01/2021 tarihli tensip zaptının 16 numaralı ihtiyati tedbire yönelik itirazının VE

 

b- mahkememizin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine karar verilmiş ve 25/05/2023 tarihli gerekçeli ara kararı yazılmıştır.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

 

Davalı banka vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen ihtiyati tedbir kararlarına itirazının reddine ilişkin karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili banka ile diğer davalı A. İnşaat A.Ş. arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, bu kapsamında anılan firmaya ticari krediler kullandırıldığının ve dava konusu taşınmaz A. İnşaat A.Ş. adına kayıtlı iken ipotek tesis edildiğini, ve A. İnşaat A.Ş.’nin müvekkili bankaya olan borç ve riskleri halen devam ettiğini, ipoteğin tesisi aşamasında taşınmaz, A. İnşaat A.Ş. adına kayıtlı olup, bu tarihte taşınmazın üzerinde herhangi bir şerh bulunmadığı gibi taşınmaz da gerçek malikleri tarafından ipotek verildiğini, dolayısıyla ortada yolsuz bir tescil bulunmadığını, bu nedenle ipotek hukuken sağlıklı bir şekilde tesis edildiğinden, ipotek tesis tarihi itibarıyla taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkı sahipliği bakımından tapu kayıtlarında bir yolsuz tescil söz konusu olmadığından, hukuken bankanın ipotek hakkını sorunsuz kazandığını, ayrıca, dava konusu taşınmazın kaydına ipotek tesis edilmesini engelleyen herhangi bir tedbir kararı da bulunmadığını, davacı ile diğer diğer davalı arasında imzalanmış bulunan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine istinaden müvekkili bankanın cebri icra yoluyla taşınmazın satışını engeller mahiyette bir tedbir verilmesi müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar doğuracak ve müvekkili bankanın alacağına kavuşmasını engelleyeceğini, zira davacı tarafın taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aldığını iddia etmesi de tapu siciline güven ilkesi gereğince hiçbir anlam ifade etmediğini, tapu kaydına ipotek tesis edildiği tarihte davacının hak sahibi olduğuna ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığını, sözleşmenin geçerliliği olmadığını, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin 2023/178 E. sayılı dosyasından verilen 25.05.2023 tarihli kararın ve karara bağlı tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir.

 

DELİLLER:

 

Tapu kaydı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı,

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

 

Asıl dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, geç teslim nedeniyle kira alacağı, birleşen dava ise ipoteğin fekki istemine ilişkindir.

 

Davalı banka vekili İDM'nin 25/05/2023 tarihli davalı T. İ. Bankası vekilinin; mahkememizce verilen 26/01/2021 tarihli tensip zaptının 16 numaralı ihtiyati tedbire yönelik itirazının ve mahkememizin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir.

 

6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.

 

Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir "kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır" şeklinde tarif edilmiştir. Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu mal ve hak üzerinde yeni bir takım uyuşmazlıkların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.

 

6100 sayılı HMK'nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında "mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması... gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.

 

Diğer taraftan, ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi bakımından HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, Yasanın hükümet gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda "...hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı edemez... bu sebepledir ki haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması..." hükme bağlanmıştır.

 

HMK 392. madde uyarınca ihtiyati tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacakları olası zararları karşılayacak bir teminat göstermek zorundadır. Ancak talebin resmi belgeye veya başkaca bir kesin delile dayanması veya durum ve koşulların gerektirdiği hallerde hakim teminat alınmamasına da karar verebilir. Bu düzenleme ile hakime verilen takdir yetkisinin somut olayda tedbirin teminatsız olarak verilmesi biçiminde kullanıldığı, dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının ilgili taşınmazın mülkiyetini nakline ilişkin 1988/2 karar sayılı İBBK kararına uygun sözleşmeye dayandığı, durum ve koşullar gereği teminat alınmamasına ilişkin takdirde bir yanılgı görülmediği kanısına varılmıştır.

 

İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir.

 

Somut olayda davacı ile davalı A. ..AŞ. arasında dava konusu 101 bağımsız bölüm nolu taşınmaza ilişkin 08/10/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, taşınmazın davalı A. ...AŞ. adına daire niteliği ile tapuda kayıtlı bulunduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı bankanın alacaklı olduğu 19/12/2014 tesis tarihli ipotek şerhi bulunduğu, davacının birleşen ipoteğin fekkine ilişkin davada davalı T. İ. Bankası tarafından 19/12/2014 tarihinde taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin fekkini talep ettiği, ipoteğin fekkine ilişkin davanın konusunun 19/10/2014 tarihli ipotek olduğu birleşen davanın dava dilekçesi ile sabittir.

 

Asıl ve birleşen dava taşınmazın aynına ilişkindir. Asıl ve birleşen davanın konusunu oluşturan taşınmazın tapu kaydı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihi ile dava konusu ipoteğin tesis tarihi sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu 101 bağımsız bölüm nolu taşınmazın yargılama sırasında satılması, devredilmesi ve elden çıkarılması durumunda ileride telafisi güç ya da imkansız durum ve zararlar ortaya çıkabileceği, verilebilecek hükmün infaz kabiliyetinin ortadan kalkabileceği ve davacının hak kaybına uğrayabileceği ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan ve yaklaşık ispat gerçekleştiğinden yerel mahkemece davalı banka vekilinin 26/01/2021 tarihli tensip ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin 26/01/2021 tarihli ihtiyati tedbire yönelik itirazın reddine ilişkin ara kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür. Davalı banka vekilinin 26/01/2021 tarihli ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir.

 

Ancak dayanak satış vaadi sözleşmesi tarihi ile birleşen davaya konu ipoteğin tesis tarihi dikkate alındığında davalı bankanın alacaklı olduğu ipoteğin tesis tarihi 19/12/2014 olup dayanak satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihi ise 08/10/2017'dir. Davalı bankanın alacaklı olduğu 19/12/2014 tarihli ipotek davacının dayandığı 08/10/2017 tarihli satış vaadi sözleşmesinden önce tesis edildiğinden ve olayda ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından ve yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden davacının dava konusu taşınmazın davalı banka tarafından cebri icra yoluyla satışının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçe ile davacının taşınmazın davalı banka tarafından cebri icra satışı yoluyla engellenmesi hususunda ihtiyati tedbir uygulanmasına ve davalı banka vekilinin iş bu tedbire itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Davalı banka vekilinin İDM'nin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmekle kabulü gerekir.

 

Açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davalı banka vekilinin, İDM'nin mahkememizce verilen 26/01/2021 tarihli tensip zaptının 16 numaralı ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-l maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davalı banka vekilinin İDM'nin mahkememizin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İDM'nin davalı T. İ. Bankası vekilinin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, HMK'nun 353/l-b-2 maddesi gereğince gerekçe ve hüküm düzeltilmek suretiyle davalı banka vekilinin 05/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına itirazının kabulüne, İDM’nin 05/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının KALDIRILMASINA, davacı vekilinin dava konusu 101 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerine cebri icra yoluyla satışının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

 

 

1- Davalı T. İ. Bankası A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,

 

2- Davalı T. İ. Bankası A.Ş vekilinin, İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin mahkememizce verilen 26/01/2021 tarihli tensip zaptının 16 numaralı ihtiyati tedbire

yönelik itirazının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun353/l-b-l maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

3- Davalı T. İ. Bankası A.Ş vekilinin İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin mahkememizin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,

 

4- İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin davalı T. İ. Bankası A.Ş vekilinin 05/05/2023 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının reddine ilişkin 25/05/2023 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, HMK'nun 353/l-b-2 maddesi gereğince gerekçe ve hüküm düzeltilmek suretiyle;

 

5- Davalı T. İ. Bankası A.Ş vekilinin 05/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına itirazının KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin 05/05/2023 tarihli

ihtiyati tedbir ara kararının KALDIRILMASINA,

 

6- Davacı vekilinin dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, Aydınlı Mahallesi,7776 Ada, 3 Parsel, B Blok, 7. kat 101 bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerine cebri icra yoluyla

satışının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,

 

7- Davalı T. İ. Bankası A.Ş tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istem halinde davalı T. İ. Bankası A.Ş'ye iadesine,

 

8- Davalı T. İ. Bankası AŞ tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına,

 

9- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davalı T. İ. Bankası AŞ yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/l.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/07/2023


Bu sayfa 100 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor