YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İpotek hakkının borç ödenmediği takdirde malı sattırma yetkisinden fazlasını vermeyeceği, hakkın kapsamının da malın satılması ve alacağın karşılanmasından ibaret olduğu hk.

Karar Özeti

Tapu sicil tüzüğünün 61/1 maddesine göre ''...Paylı mülkiyete konu bir taşınmazın paydaşlarından biri veya birkaçının payı üzerinde rehin hakkı olup da, bu taşınmazın bölünerek taksimi istenilirse, rehin alacaklısının onayı alınır. Rehin alacaklısı onay vermezse, istemde bulunan tarafın mahkemeden alacağı karara göre işlem yapılır ve işlem sonucu alacaklılara hemen bildirilir..." hükmü yer almaktadır. İpotek hak olarak alacaklısına borç ödenmediği takdirde malı sattırma yetkisinden fazlasını vermez. Hakkın kapsamı malın satılması ve alacağın karşılanmasından ibarettir.

Karar

 

T.C.

 

İSTANBUL

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO: 2023/1896

 

KARAR NO: 2023/1240

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

İ S T İ N A F K A R A R I

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ: 27/02/2023

 

NUMARASI: 2021/1092 Esas 2023/207 Karar

 

DAVANIN KONUSU: Tespit

 

DAVA TARİHİ: 22/12/2021

 

KARAR TARİHİ: 06/09/2023

 

KARAR

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava dışı ... Ltd.Şti ile davalı şirket arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesine konu Küçükçekmece ilçesi ... ada, .. ve .. parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, belirtilen sözleşme gereğince müvekkiline ait bu taşınmazlar üzerinde davalı şirket lehine ipotekler tesis olunduğunu, bahse konu akaryakıt bayiliğinin davalı tarafça gönderilen ihtarname ile son bulduğunu, bu nedenle taşınmazlar üzerinde mevcut bulunan 11.04.2014 tarih ve ... yevmiye sayılı ve 31.07.2014 tarih ve ... yevmiye sayılı ipoteklerinin tapu kayıtlarından terkin etmesi gerektiğini, taraflar arasında ticari ihtilaftan kaynaklanan davalar açıldığını, müvekkili ...'nün gerek kiracısı olan şirketin ticari gereksinimleri ve gerekse ileriye dönük yatırım projeleri gereğince, maliki bulunduğu ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tevhidi için Küçükçekmece Tapu Müdürlüğü'ne başvurduğunu, Küçükçekmece Tapu Müdürlüğü 22.02.2021 tarihinde parselle üzerinde davalı tarafın mevcut ipotekleri nedeniyle davalı tarafa yazı yazarak ve ... sayılı parsellerine ilişkin olarak tevhit- yola terk ve ifraz işlemleri için muvafakat talep ettiğini, ancak davalı tarafın muvafakat etmediğini beyan ettiğini, davalı tarafça verilen 16.03.2021 tarihli olumsuz cevabın Türk Medeni Kanunu madde 2 ve madde 3'te ifade olunan dürüstlük ve iyi niyet kurallarına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davaya konu ... ve ... parseler için davalı şirketten muvafakat talep olunan tevhid- yola terk ve ifraz işlemlerinin yalnızca davaya konu ... ve ... parsellere değil aynı zamanda ...-...-...-... ve ... sayılı parsellerin tümüne ilişkin olup belirtilen bu tapu işlemlerinin davalı tarafın muvafakat beyanı sonrası gerçekleşmesi halinde davalı tarafın halen hak sahibi gözüktüğü ipoteklerin üzerinde bulunduğu arazinin değeri daha da artacağını belirterek müvekkiline ait Küçükçekmece ... ada, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar üzerinde mevcut bulunan, 11.04.2014 tarih ve ... yevmiye sayılı ve 31.07.2014 tarih ve ... yevmiye sayılı ipoteklere ilişkin olarak Küçükçekmece Tapu Müdürlüğü'nün 22.02.2021 tarihinde davalı şirketten talep etmiş olduğu tevhit- yola terk ve ifraz işlemleri muvafakatının mahkemece yapılacak muhakeme sonrası tensip görülecek hükümle verilmesini ve dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu delil dava kapsamına ilişkin olmadığını, müvekkili şirketin tevhit- yola terk ve ifraz işlemlerini kabul etme gibi bir zorunluluğu bulunmadığını, akdedilen ipotek sözleşmesi uyarınca davacı borçlunun, borcunu ifa etmeden işbu davayı ikame etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı ... ve yetkilisi olduğu dava dışı şirket ... tarafından dava konusu parsellere ilişkin kira sözleşmesi imzalanmadığını, ... ve ... dava konusu taşınmazı müvekkili şirkete süresi içerisinde teslim etmeyerek protokole aykırı hareket ettiklerini, davacı yan ve ... 16.07.2019 tarihli Protokol uyarınca kararlaştırılan 20.09.2019 tarihinde söz konusu taşınmazı müvekkili Şirkete teslim etmediklerini, davacı yan iddialarında kötüniyetli ve beyanlarında samimiyetsiz olmakla birlikte ipotek alacaklısı sıfatını haiz müvekkili şirkete olan borçlarını ödememekte ısrarcı olduğunu beyanla davacının mesnetsiz ve haksız ikame etmiş olduğu huzurdaki davanın reddini, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİNİN GEREKÇELİ KARARI: Mahkemece; "...Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı tarafça talep edilen işlemlerin söz konusu taşınmazın imar durumu ve parsel alanı yönünden zararına sebep olmayacağı, söz konusu işlem neticesinde daha fazla bir alana ipotek konulacağı anlaşıldığından söz konusu işlemler ile davalının hakkı zayi olmayacağından ve taşınmaz sahibi davacının da talebi gözetilerek davalının söz konusu işleme muvafakat vermemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabulü ile davalı adına söz konusu işlemlere hükmen muvafakat verilmesin..."gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda yer alan aleyhe tespitlere dayanılarak ve başkaca bir rapor alınmaksızın hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucu verilen kararın hukuki dinlenme hakkına ve adil yargılama hakkına aykırı olduğunu ve davanın reddinin gerektiğini, rapora yaptıkları itirazların ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, müvekkili şirketin rehin alacaklısı konumunda olup, tevhit-yola terk ve ifraz işlemlerine muvafakat zorunluluğunun bulunmadığını, tamamen kendi insiyatifinde olduğunu, muvafakat talebinde bulunulduğundan söz konusu işlemlere yönelik her hangi bir bilgi verilmediğini, dolayısıyla ipoteğe zarar gelip gelmeyeceği hususlarında tereddütü olan alacaklının söz konusu işleme onay vermemesinin olağan olduğunu, söz konusu muvafakatin müvekkili şirketin ipoteğinde ne denli bir değişim yaratacağı hususunda müvekkili şirket hiçbir bilginin verilmediğini, müvekkilinin yalnızca alacağını koruma saiki ile hareket ettiğini, kaldı ki taraflar arasındaki husumet de dikkate alındığında salt davacının beyanına güvenerek müvekkili şirketçe muvafakat işlemine onay verilmesinin beklenmesini, abesle iştigal olduğunu, ipotek sözleşmesi uyarınca davacı borçlunun borcunu ifa etmeden bu davayı ikame etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/1092 Esas, 2023/207 karar sayılı 27/02/2023 tarihli kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep talep etmiştir.

 

DELİLLER: dosya kapsamı

 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, mülkiyet hakkına dayalı taşınmaz üzerindeki muvazaanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili maliki bulunduğu Küçükçekmece ilçesi, ... ada ... ve ... parsellerin yine maliki bulunduğu ...-... ve ... nolu taşınmazlarla birlikte tevhit yola terk ve ifraz işlemlerinin yapılması için Tapu Sicil Müdürlüğüne müracaat ettiği, ... ve ... parseller üzerinde 11/04/2014 tarih ... yevmiye nolu ... dereceden ve 31/07/2018 tarih ... yevmiye nolu 2. Dereceden davalı lehine ipotek bulunduğu, Tapu Sicil Müdürlüğünce ipotek alacaklısı davalıya söz konusu tevhit-yola terk ve ifraz işlemleri için muvafakat edip etmeyeceğinin sorulduğu, davalının muvafakatine olmadığına dair beyanda bulunduğu, davacının da maliki bulunduğu taşınmazlar üzerinde tevhit-yola terk ve ifraz işlemi için ipotek alacaklısı davalı ile arasındaki muvazaanın giderilmesi talebi ile incelemeye konu davayı açmıştır.Eldeki uyuşmazlıkta çözülmesi gereken mesele taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı lehine tesis edilen ipoteklerin davacının maliki olduğu taşınmazlar üzerinde yapılacak tevhit-yola terk ve ifraz işlemlerinde davalının muvafakatinin gerekip gerekmediği ve yapılacak işlemlerin ipotek alacaklısının haklarına zarar verip vermeyeceği, davalı tarafından verilmeyen muvafakatin iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı noktasındadır. Tapu sicil tüzüğünün 61/1 maddesine göre ''...Paylı mülkiyete konu bir taşınmazın paydaşlarından biri veya birkaçının payı üzerinde rehin hakkı olup da, bu taşınmazın bölünerek taksimi istenilirse, rehin alacaklısının onayı alınır. Rehin alacaklısı onay vermezse, istemde bulunan tarafın mahkemeden alacağı karara göre işlem yapılır ve işlem sonucu alacaklılara hemen bildirilir..." hükmü yer almaktadır. İpotek hak olarak alacaklısına borç ödenmediği takdirde malı sattırma yetkisinden fazlasını vermez. Hakkın kapsamı malın satılması ve alacağın karşılanmasından ibarettir. Somut olayda davacının malik olduğu taşınmazlar üzerinde tevhit işlemi yapılması için ipotek alacaklısı davalının muvafakatinin gerektiği, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporuna göre tevhidi istenen ... ve ... parsellerin üzerindeki ipoteğin tevhit-yola terk ve ifraz sonucu folyesinde gösterilen ... ada ... ve ... parseller üzerine taşınacağından ipoteklerin metrekare olarak daha fazla bir alana konulacağı, imar durumuna göre imar koşullarında değişiklik olmadığı, tevhit-yola terk ve ifraz çalışmasının tapu sicil müdürlüğünce tescili sonrasında yeni oluşan parsellerin tamamının taşınması durumunda parsel alanı ve imar durumu yönünden zarara uğramayacağı, tapu sicil tüzüğünün 61/1 maddesi uyarınca, ipotek hakkı sahibi davalının tevhit-yola terk ve ifraz işlemine muvafakat etmemesinin netice itibariyle iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı anlaşılmıştır. Zira TMK'nun 2.maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususa da rastlanmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/02/2023 tarih ve 2021/1092 Esas 2023/207 Karar sayılı ilamına yönelen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan REDDİNE,2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf masraflarının üzerinde bırakılmasına,3-Davalının istinaf başvurusu reddedildiğinden; alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL'nin davalıdan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına, 4-Duruşma açılmadan karar verilmekle davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Kararın HMK'nın 301. maddesi gereği taraflara re'sen tebliğe çıkarılmasına,6-Dosyanın karar kesinleştikten sonra mahkemesine iadesine,Dair, HMK'nın 362/1-a. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 112 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor