YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kat karşılığı inşaat sözleşmesine tabi davalar, arabuluculuğu tabi midir?

Karar Özeti

Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında 17/05/2013 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiğini, ......

...............................

 

Mahkemece, 25/08/2023 tarihinde açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse dava dilekçesi eklerinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı tespit edilmesi üzerine 04/09/2023 tarihinde davacı vekiline arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylı bir suretini (1) haftalık süresi içerisinde sunması hususunda e-muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın 09/09/2023 tarihinde e-tebliğ edildiği tespit edilmiş olup, (1) haftalık yasal süre içinde dava öncesine ait arabuluculuk son tutanağı davacı vekili tarafından dosyaya sunulmadığı, bu hali ile davacı vekili tarafından dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacı tarafça dava şartı yerine getirilmediğinden ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.

(…)

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,

Karar

 

 

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

 

Esas No: 2023/1143 - Karar No:2023/1129

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

27. HUKUK DAİRESİ

 

 

 

DOSYA NO : 2023/1143

 

KARAR NO : 2023/1129

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

K A R A R

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 19/09/2023

 

NUMARASI : 2023/562 E-2023/479 K

 

DAVANIN KONUSU : Menfi Zarar, Müspet Zarar Ve Alacak (Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan)

 

KARAR TARİHİ : 08/11/2023

 

KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2023

 

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi ve müspet zarar ile alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine yapılan incelemede;

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında 17/05/2013 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkilinin yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiğini, bu aşamadan sonra sözleşmeye konu ifanın gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, davalının haklı nedene dayalı fesih hakkının doğduğunu belirterek Ankara 18 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/4 E sayılı dosyası ile açtığı davada 10918 yevmiye nolu sözleşmenin feshinin tespitine karar verilmesini talep ettiğini, yapılan yargılamada davanın reddine karar verildiğini, kararın temyiz edildiğini ve ilk derece mahkemesinin kararının onandığını, kararın tebliği sonrasında müvekkili firmanın işe devam etmesi için vekaletname verilmesi hususunda davalı tarafa ihtarnameler gönderildiğini, herhangi bir cevap verilmediğini, davalı tarafça Ankara 32. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/284 Esas sayılı dosyası ile sözleşmenin haklı nedenle feshi davası açıldığını, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verildiğini ve kararın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle taraflarınca istinaf edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ile Ankara 23. Noterliğinin 17/05/2013 tarih ve 10918 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı ve bahse konu sözleşmede adı geçen 90160 ada, 5 parsel için de Mustafa Baştürk isimli şahıs ile de Ankara 23. Noterliğinin 20/02/2013 tarih ve 03772 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, bahse konu taşınmazların imar durumunun sürekli olarak değişiklik arz ettiğini, taşınmazın sözleşme tarihinden itibaren Ankara 15. İdare Mahkemesinin 2013/1465 Esas 2014/1500 Karar ve 17/11/2014 tarihli karar iptali ve iptal kararına itiraz nedeniyle çoğu tarihte imara kapalı olduğunu, imara açık olan dönemde dahil olmak üzere arazi için gerekli olan tüm giderlerin müvekkili şirketçe ödendiğini, müvekkili tarafından yapılması gereken işlemler devam ederken davalı tarafça Ankara 23. Noterliğinin 24/01/2017 tarih ve 01945 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki azilname ile müvekkilini vekillikten azlettiğini, davalı tarafça taraflar arasında hiçbir çelişki mevzu bahis olmadan kabul edilen cezai şartı da ödemesi gerektiğini, davalının haksız ve hususa aykırı olarak fesih iradesi karşısında müvekkilinin mahrum kalınan kar bedelini de ödenmesi gerektiğini, davalı tarafça tüm ihtarlara rağmen vekaletname vermeyerek temerrüte düştüğünü, davalı kooperatif yönetiminin değiştiğini ve yönetimin değişmiş olması nedeniyle hisselerin tek elde toplanmaya çalışılıyor olması sebebi ile müvekkilinin ilerde hakkını elde etmesi zorlaşacağından davalı kooperatif adına kayıtlı davaya konu taşınmaz üzerinden ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz konulması gerektiğini belirterek, müvekkili firmanın sözleşmeyi ifa gereği yapmış olduğu giderlerin tespitinden sonra arttırılmak kaydıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak şimdilik 10.000,00 TL'nin belirtilen her gider için yapılan masrafların; masrafın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalı kooperatiften tahsili ile davacı müvekkile ödenmesini, sözleşmenin 6.maddesinde yer alan "Taraflardan herhangi biri işbu sözleşmenin imzalanmasından sonra kısmen ya da tamamen cayamaz. Sözleşmeden cayan taraf, diğer tarafa cayma tazminatı olarak arsa rayiç bedelinin %50'si oranında cayma tazminatı ödemeyi kabul ve taahhüt eder." hükmü gereğince müvekkili firmaya ödenmesi gereken arsa rayiç bedelinin yarısı için şimdilik 1.000,00 TL (bilirkişi marifetiyle arsa rayiç bedelinin tespitinden sonra arttırılmak kaydıyla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) cayma tazminatının davalı tarafa gönderilen ihtarnamede belirtilen sürenin son günü olan 30.06.2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini, 17.05.2013 tarihli Ankara 23. Noterliğinin 10918 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklindeki Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin davalı tarafça eylemli olarak gerçekleştirilen feshin (sözleşmeden dönme) haksızlığının tespiti ile haksız fesih sebebi ile kar payı alacaklarından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı tarafça müvekkili şirketin hakkını elde etmesini engellemek amacı ile davalı kooperatifin 91863 ada, 4 parsel ve uyap üzerinden sorgulanacak malvarlıklarına dava sonucunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar geçecek olan sürede 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla uygun görülecek şekilde ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilmesine ve kayıtlara şerh edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.

 

Mahkemece, 25/08/2023 tarihinde açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse dava dilekçesi eklerinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesi hükmü uyarınca arabuluculuğa başvurulduğuna dair bir beyanın ve buna dair bir belgenin bulunmadığı tespit edilmesi üzerine 04/09/2023 tarihinde davacı vekiline arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylı bir suretini (1) haftalık süresi içerisinde sunması hususunda e-muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın 09/09/2023 tarihinde e-tebliğ edildiği tespit edilmiş olup, (1) haftalık yasal süre içinde dava öncesine ait arabuluculuk son tutanağı davacı vekili tarafından dosyaya sunulmadığı, bu hali ile davacı vekili tarafından dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacı tarafça dava şartı yerine getirilmediğinden ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.

 

Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı tarafından Ankara 23. Noterliği'nin 17.05.2013 tarihli 10918 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklindeki Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından eylemli olarak feshedildiği iddiası ile yapıldığı iddia edilen masrafların tahsili, cayma tazminatı ve kar payı alacağı iddiasıyla işbu davanın açıldığını, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçesinin tebliğ edilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkı ve savunma hakkının ihlal edildiğini, dava dilekçesi tebliğ edilmeden 19/09/2023 tarihinde hüküm verildiğini, açılan davanın ancak gerekçeli kararın tebliğ edilmesi ile öğrenildiğini, davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerektiğini, aksi halde hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olacağını (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/4766 Esas- 2018/2451 Karar), dava dilekçesinin tebliğ edilmesi halinde cevap dilekçesi sunma haklarının saklı tutularak, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmesi sebebiyle mahkeme kararının istinaf incelemesi kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi ve müspet zarar ile alacak istemine ilişkin olup, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

 

İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

 

Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,

 

2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına,

 

3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 361. madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay'da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 93 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor