YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Yüklenicinin internet sitesine ilişkin hazırladığı tasarımları işverene sunduğu işverenin ise herhangi bir kusur/eksik ihbarında bulunduğunu ispatlayamadığı bir halde, kusurlu veya eksik iş iddiasında bulunulamayacağı hk

Karar Özeti

"Taraflar arasında akdedilen sözleşme süresince yapılan yazışma içeriklerinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi davacının süresinden önce sözleşmeyi sona erdirme iradesinin de bulunmadığı, davalı tarafından yapılan işlerin söz konusu sürede davacı tarafça uygun görülmediğine ve yeni bir çalışma talep edildiğine ilişkin bir belgede ibraz edilmediği, sözleşmede belirtilen tutarların da düzenli şekilde ödendiği, tarafların email yazışmalarından davalı şirketin sözleşmede belirlenen sorumluluklarını yerine getirdiği, kurumsal kimlik, web sitesi, sosyal medya konularında hazırladığı tasarımları davacı şirketin dikkatine sunduğunun anlaşıldığı, ödemelerin yapılmasından ve eserin tesliminden sonra 30.01.2019 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların kusurlu ve eksik olduğu iddiası ispat edilemediği" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Karar

 

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ

 

Esas No: 2022/196 - Karar No:2023/1169

 

T.C.

 

ANKARA

 

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

27. HUKUK DAİRESİ

 

DOSYA NO : 2022/196

 

KARAR NO : 2023/1169

 

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

 

K A R A R

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

 

TARİHİ : 02/11/2021

 

NUMARASI : 2019/578 E-2021/730 K

 

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

 

KARAR TARİHİ : 16/11/2023

 

KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2023

 

Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Davacı vekili özetle; taraflar arasında kurumsal kimlik kılavuzu çalışması, web sitesi hazırlanması ve sosyal ağ - dijital medya pazarlama işlerine ilişkin 12.000 TL + KDV iş bedelli, 06.09.2018 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, müvekkilinin 14.160 TL ödeme yaptığını, sözleşme 30.11.2018 tarihine kadar geçerli olmasına rağmen davalının ihtarnamenin keşide edildiği 30.01.2019 tarihine kadar sadece kurumsal kimlik kılavuzuna ilişkin birtakım çalışmalar yaptığını, diğer iki hususta hiç çalışma yapılmadığını, sözleşme düzenlenirken tasarımların elit, sade, yalın ancak standart dışında birinci sınıf hizmet ve işçilik anlayışı ile yapılmasında mutabık kalındığını, eserin müvekkili tarafından beğenilip, kabul edilmesi gerektiğini, ancak birinci sınıf hizmet ve işçilik anlayışını yansıtmadığından kabul görmediğini, müvekkilinin 30.01.2019 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, bırakılan işin %10 seviyesinde olduğu kabul edilerek ödenen iş bedelinin fazlasının iadesini talep ettiğini, davalı tarafın cevabi ihtarnamesinde müvekkilinin talebini kabul etmediğini, arabulucuk başvurusundan sonuç alınamadığını öne sürerek şimdilik 1.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

 

Davalı vekili özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmenin akdini takiben derhal çalışmalara başladığını, 12.09.2018 tarihinde web site haritasını paylaştığını, belirttiği tarihlerde diğer demo ve tasarımları davacıya ilettiğini, davacının talep ettiği değişiklikler yapılarak tekrar davacı onayına sunulduğunu, sözleşmede davacının her alanda müvekkili ile işbirliği yapması ve özellikle doğru ve eksiksiz bilgi vermesinin, hizmet ve işlerin davacının onayı olmadan başlatılamayacağının, onay olmadan işlem başlatılması halinde bu hususun davacı için haklı sebeple ve tazminatsız fesih nedeni olduğunun kararlaştırıldığını, davacının 18.12.2018 tarihinden sonra e-postalara cevap vermediğini, çalışmaların zamanında ilerlemesi ve tamamlanması için özen göstermediğini, müvekkilinin çalışmaları sürdürdüğünü, faizin nevi ve başlangıç tarihinin doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesince; "Taraflar arasında akdedilen sözleşme süresince yapılan yazışma içeriklerinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi davacının süresinden önce sözleşmeyi sona erdirme iradesinin de bulunmadığı, davalı tarafından yapılan işlerin söz konusu sürede davacı tarafça uygun görülmediğine ve yeni bir çalışma talep edildiğine ilişkin bir belgede ibraz edilmediği, sözleşmede belirtilen tutarların da düzenli şekilde ödendiği, tarafların email yazışmalarından davalı şirketin sözleşmede belirlenen sorumluluklarını yerine getirdiği, kurumsal kimlik, web sitesi, sosyal medya konularında hazırladığı tasarımları davacı şirketin dikkatine sunduğunun anlaşıldığı, ödemelerin yapılmasından ve eserin tesliminden sonra 30.01.2019 tarihinde davalı şirket tarafından yapılan çalışmaların kusurlu ve eksik olduğu iddiası ispat edilemediği" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda değerlendirilen kanun maddelerinin dava konusu ile ilgili olmadığı, teslim edilmeyen bir esere ilişkin ayıp ihbarında bulunulamayacağı, fatura düzenlenmesinin eserin teslim edildiğini göstermeyeceği, bu nedenlerle ayıp ihbarında bulunulmadığına ilişkin değerlendirmenin hukuken kabul edilebilir olmadığı, davalının da cevap dilekçesinde kurumsal kimlik kılavuzu demo çalışması ile web site haritası çalışması yaptığını, onaya sunduğunu, müvekkili tarafından onaylanmadığını, onaydan sonra sosyal medyaya ilişkin çalışmalara başlanacağını açıkça beyan ettiği, müvekkili sözleşmeyi 7. madde gereğince feshettiğinden, fesih tarihine kadar doğan hakedişler dışında talepte bulunulamayacağı, davalı şirkete 14.160 TL ödeme yapıldığı, davalı şirketin de kabul ettiği üzere kurumsal kimlik kılavuzu demo çalışması yapıldığı, ancak müvekkili tarafından beğenilmediği, davalının aynı tarihte sözleşme yaptığı bir başka şirket tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

 

İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

 

Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,

 

2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,

 

3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 106 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor