Borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz ile durmuş olan ilamsız icra takibinin devamını amaçlayan itirazın iptali davası, icra hukuku kuralları çerçevesinde ve itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmak zorunda olması (İİK 67/1), icra inkar ve kötüniyet tazminatlarının öngörülmesi, özellikle de icra takibine sıkı sıkıya bağlı bulunması nedenleriyle, açılış şekli ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak davasından farklıdır. İtirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması takip talebindeki alacak miktarı ile sınırlı olmanın yanı sıra, alacağın kaynağı için de geçerli olup, yargılamanın takibin dayanağı ile sınırlı olarak yürütülmesi zorunludur.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/1135 - Karar No:2023/1184
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1135
KARAR NO : 2023/1184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2022
NUMARASI : 2021/802 E-2022/750 K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2023
Sözleşmeden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili lehine davalı ...... Şirketi ile akdedilen sözleşmeyle davalının müvekkiline ait lisanssız elektrik üretim izinlerini güneş enerjisi santraline dönüştürmesinin ve belirlenen santrallerin kendisine devrinin kararlaştırıldığını, davalının hiçbir ödeme ve gider almaksızın anahtar teslim yapmayı taahhüt ettiğini, davalı ...... Şirketinin tam hisse sahibi olan dava dışı ...'in sözleşme kapsamında müştereken ve müteselsilen sorumlu olmayı kabul ettiğini, sözleşme gereğince davalı ...... Şirketine düşen santrallerin ekonomik bütünlük içerisinde bulunan diğer şirketlere devredildiğini, dava dışı ...'in diğer davalı ...... Şirketinin de tam hisse sahibi ve yetkilisi olduğunu, müvekkiline ait tesisi davalı ...... Şirketinin yaptığını, davalılar arasında ekonomik bütünlük bulunduğunu, sözleşmeye konu projelerle ilgili olarak katılım bankalarının uygun kredi verdiğini, müvekkilinin krediden yararlanmak istediğini, vergi ve muhasebe vs. mevzuat gereği tesisi yapan davalı ...... Şirketinin mallarına ilişkin fatura kesmek zorunda olduğunu, ödemeye ilişkin açıklama bölümünde bankanın "ges proje ödemesi" yazdığını, davalıların ...... Bankasından aldıkları ödemeyi müvekkiline iade etmeleri gerektiğini, ancak 667.500 USD'nin ödenmediğini, oysa sözleşmede davalı tarafın tesis için hiçbir ödeme talep etmeyeceğini, geslerin kurulumu ile TEDAŞ'tan geçici kabullerini yaptırmayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini dava etmiştir.
Davalılar vekili özetle; davacının itirazın iptali talepli bu davada icra takibinde dayanmadığı belgelere dayanamayacağını ve takipteki belge hariç sözleşme vs. belgelere dayanmasına muvafakat etmediklerini, icra takibinin 667.500 USD bedelli dekonta dayandığını, dekontun bu tutarın davacı hesabına geçirildiğini gösterir iç dekont olduğunu, dekontta ismi geçmeyen müvekkili ...... Şirketine husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirketler arasında bağ bulunduğu iddiasının başka bir yargılamanın konusu olacağını, bahsedilen 667.500 USD ödemenin müvekkili ...... Şirketi tarafından leasing sözleşmesi gereğince ...... Bankasına düzenlediği aynı tutarlı fatura karşılığı yapıldığını, müvekkili ...... Şirketi hakkındaki davanın da husumet nedeniyle reddi gerektiğini, sözleşmeye dayanılmasına muvafakat etmemekle birlikte davacının ve davalı ...... Şirketinin sözleşmenin tarafı olmadıklarını, sözleşmenin üçüncü kişi lehine eksik sözleşme niteliğinde olduğunu, davacının ucuz krediden faydalanmak için belirtildiği şekilde işlem yapıldığına dair iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan 28/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; dekontun başlığından geçen “proje ödemesi müşteri geçici hesabına” geçici hesap ibaresinden dolayı kesin bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, zira geçici hesaplar, asli olarak kullanılmayan hesaplar yerine mahiyeti bilinmeyen durumlar için kullanıldığı, asli hesaplarla ilgili durumların ortadan kalktığında geçici hesaplardaki bakiyenin asli hesaplara aktarıldığı, bu kapsamda uyuşmazlık konusu geçici dekontun mahiyetinin belirlenmesi amacıyla ... A.Ş.’nin mahkememize sunmuş olduğu 22.03.2022 tarihli yazsının ekinde dosyaya sunulan CD içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin tetkikinden; Dekontun üzerinde yer alan 95323922-5500 nolu müşteri numarasının davacı .... A.Ş.’ye ait olduğu, Davacı .... A.Ş. ile dava dışı ... A.Ş. arasında 17.10.2019 tarihli leasing sözleşmesi imzalandığı, Diyarbakır ili… ... GES güneş enerjisi santrali elektrik tesisinin geçici kabulünün onaylandığı, Söz konusu leasing sözleşmesi kapsamında, davacı .... A.Ş.’nin, dava dışı ... A.Ş.’ye 08.11.2019 tarihli dilekçesi ile 95323922 nolu hesabından kullanmış olduğu 5500 nolu projenin satıcının (.... ve Tic. Ltd. Şti.) geçici hesaplarına ödeme yapılması talimatı verdiği, Davalı .... ve Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı ... A.Ş. arasında imzalanan mal satın alma formunda aynen; “bankamız adına tanzim etmiş olduğumuz 16.10.2019 tarih ve – nolu proforma fatura muhteviyatı, fiyatı ve ödeme şekli aşağıda belirtilen mallar .... A.Ş.’ye kiralanmak üzere teklif ettiğimiz şartlarla satmayı kabul ettiğiniz../..../...takdirde sipariş edilmiştir.” ifadelerinin kullanıldığı, ayrıca söz konusu formda, ödeme tarihinin 31.10.2019, tutar ise 667.500,00 USD olarak belirlendiği, bunun üzerine davalı .... ve Tic. Ltd. Şti. tarafından dava dışı ... A.Ş. adına 07-11-2019 tarihli, OZG2019110700001 nolu fatura tanzim edildiği tespit edilmiştir. Dava konusu dekont genel olarak değerlendirildiğinde; dava dışı ... A.Ş.’nin uyuşmazlık konusu dekontta belirtilen 667.500,00 USD’nin davacı .... A.Ş.’nin talimatı ile davalı .... ve Tic. Ltd. Şti.’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, taraflar arasında meydana gelen uyuşmazlık konusu ödeme dekontunun, 16.11.2018 Tarihli… Tesisin Yapım Sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu sözleşme genel olarak değerlendirildiğinde; Sözleşmede, Tablo 3’te (Diyarbakır Kaldırım Köyü Projesi 5MW) davacı .... A.Ş. ile birlikte 5 adet güneş enerjisi santralini projesi kapsamında davalı ...… Ltd. Şti. anlaşıldığı, bu sözleşmeye göre yüklenici şirket olan ...… Ltd. Şti.’nin davacı şirket ve diğer işverenlerin sahip olduğu lisanssız elektrik üretim izinlerini güneş enerji santrallerine dönüştürüldüğü, tesise dönüştürülen bu santrallerin sözleşmede belirtilen adet miktarının davacı şirket ve diğer işverenlere, kalan kısmının da yüklenici ...… Ltd. Şti.’de kalacağı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin genel bilgiler başlıklı 3.2. maddesinde aynen; “Tablo 1, Tablo 2 ve Tablo 4’te yazılı GES tesis devirleri karşılığı yüklenici bedelsiz olarak Tablo 3’te belirtilen 5 adet GES’i ve tablo 2’de yer alan ... şirketine ait İdil’de bulunan 2 adet GES’i anahtar teslimi yapacak ve TEDAŞ geçici kabul işlemlerini yaparak işverenlere teslim edecektir.” ifadeleri kullanılmıştır. Sözleşmenin ödeme şekli başlıklı 5. maddesinde aynen; Yüklenici, işverenlere işbu sözleşmenin tablo 3’te belirtilen 5 adet ve tablo 2’deki ...’ye ait İdil’deki 2 adet GES kurulumu dışında kaçak ve süre uzatımı sorunlarının aşılması halinde 38 adet GES tesis devri için başkaca herhangi bir ödeme yapmayacaktır. … fiilen yapılan GES’lerin tüm hakları karşılığında Tablo 3’te belirtilen 5 adet ve Tablo 2’deki ...’ye ait İdil’deki 2 adet GES’leri işbu sözleşme ve paylaşım oranları koşullarında bedelsiz olarak yaparak TEDAŞ geçici kabullerini yapmakla ve çalışır vaziyette tesisleri devretmekle sorumlu olacaktır. ifadeleri kullanılmıştır. Dava dosyasına mübrez 16.11.2018 Tarihli… Tesisin Yapım Sözleşmesi genel olarak değerlendirildiğinde; söz konusu güneş enerjisi santrali projesinin bedelsiz yapılacağı veya yapımı karşılığında herhangi bir ödeme yapılmayacağı anlaşılmaktadır. Söz konusu sözleşmenin detayları incelendiğinde Tablo 3’te belirtilen 5 adet GES’in bir tanesinin davacı .... A.Ş.’ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı ... Bankasından gelen yazı cevaplarında da aslında projenin davacı tarafça yapıldığı ödemenin faturayı kesen davalı şirket adına yapıldığı da gözönüne alındığında davacı tarafça davalılardan ......Ltd.Şti.ne gönderilen para aslında davacıya ödenmesi gereken bir para olup davalı tarafından iade edilmesi gerektiğine Mahkememizce kanaat getirilmiştir. Bu hukuksal sonuca ulaştıktan sonra Mahkememizce davalı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı değerlendirilmiştir.Yargıtay'ın yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi organik bağdan söz edebilmek için şirketler arasında iktisadi bütünlüğü yönetsel özdeşliği bulunması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde; her iki davalı şirketin tek yetkilisinin ... olduğu, aynı sözleşmeye dayanılarak davacı tarafça alınacak bedele ilişkin sözleşmede imzası olmayan ...'in fatura kesmesi, dosya içerisindeki bilgilere göre bir süre her iki şirketin faaliyet adresleri ile davalı tarafların faaliyet konularının aynı olduğu görüldüğünden her iki şirket arasında organik bağ olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalılar vekilince karar tarihinden sonra 17/09/2022 tarihinde verilen dilekçede iki şirketin birleşerek ... Elektrik Anonim Şirketi adını aldığı da aşikardır. Bu durumda davalı taraflar arasında iktisadi bütünlük ve yönetsel özdeşlik dikkate alındığında organik bağ olduğu kabul edilmiş ve davalıların icra takibine yaptıkları itirazın iptali ile belirlenebilir yani likit olan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına" hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle "1-Davanın KABULÜ ile, davalı tarafın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2020/29490 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 667.500USD asıl alacak yönünden devamına, 2-Asıl alacak 667.500USD nin %20'si olan 133.500USD'nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine" karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; %20 oranında hüküm altına alınan icra inkar tazminatının oldukça düşük olduğu, zira davalıların takibe kötü niyetle itiraz ettikleri, tesisin yıllık net geliri 200.000 USD, maliyeti 800.000 USD olmakla davalıların her yıl dava konusu alacağın %30'u kadar gelir elde ettikleri, daha yüksek oranda icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği, vekalet ücretinin hatalı olduğu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarifeye göre avukatlık ücretine karar verilmesi gerektiği nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekillerince ayrı ayrı sunulan istinaf dilekçelerinde özetle; mahkeme kararının gerekçesiz olduğu, iki ayrı ve bağımsız hukuki işlemi taraflar arasında mevcut tek bir hukuksal sorunmuş gibi ele aldığı, icra takibinde dayanılmayan belgeye itirazın iptali davasında dayanılamayacağı, takip dayanağı belge dışındaki belgelere muvafakat etmediklerini bildirdikleri, mahkeme gerekçesinde belirtilen sözleşmede davacının taraf olmadığı, davacının ...... Bankasına müracaat ederek müvekkili ...... Şirketinden 667.500 USD tutarlı malzemeleri almak istediğini belirttiği, müvekkilinin 07.11.2019 tarihli aynı tutarlı faturayı ...... Bankasına düzenlediği, bankanın müvekkilinden satın aldığı malları mülkiyetine geçirdiği ve takibe dayanak dekontla müvekkiline ödeme yapıldığı, ödemenin davacının bilgisi ve bankaya yaptığı talep üzerine gerçekleştiği, iradi ve ihtirazi kayıt olmaksızın yapılan işlemden ötürü bedelin iadesinin mümkün olmadığı, davacının sözleşmede kararlaştırılan tesis hiç yapılmamış olsaydı dahi talepte bulunamayacağı, zira sözleşmenin üçüncü kişi lehine düzenlenmekle birlikte sözleşme içeriğinde davacıya talep hakkı tanınmadığı, icra takibinde faiz oranına itiraz edildiği, mahkemece bu konuda karar verilmediği, 3095 sayılı Kanunun 4/A maddesi gereğince faiz uygulanabileceği, icra takibindeki %10 oranındaki avans faizinin istenemeyeceği, harç hesabının hatalı olduğu, aynı bentteki rakamlar toplamı 75.339,58 TL iken davalıdan alınması gereken bedelin 975.339,58 TL olarak yazıldığı, nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmeden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi gereğince, sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.
Borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz ile durmuş olan ilamsız icra takibinin devamını amaçlayan itirazın iptali davası, icra hukuku kuralları çerçevesinde ve itirazınalacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmak zorunda olması (İİK 67/1), icra inkar ve kötüniyet tazminatlarının öngörülmesi, özellikle de icra takibine sıkı sıkıya bağlı bulunması nedenleriyle, açılış şekli ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak davasından farklıdır. İtirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması takip talebindeki alacak miktarı ile sınırlı olmanın yanı sıra, alacağın kaynağı için de geçerli olup, yargılamanın takibin dayanağı ile sınırlı olarak yürütülmesi zorunludur.
Dairemiz ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi arasında çıkan uyuşmazlığa ilişkin olarak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun 09.10.2023 tarih, 2023/378 sayılı kararında "...davacıya ait lisanssız elektrik üretim izninin güneş enerji santraline dönüştürülmesi konusunda davacı ve davalıların sözleşme yaptıkları, davalı ... şirketinin yaptığı işe karşılık fatura keserek davacının kullanacağı kredilerin kesilen faturalara karşılık davalı şirketin hesaplarına aktarıldığı, halbuki yasal zorunluluk nedeniyle davalı hesabına aktırılan kredinin davacıya gönderilmesi gerekirken gönderilmediği iddiasına dayalı olarak davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle açılan davada uyuşmazlığın tacirler arası ticaret satım sözleşmesinden değil sözleşmenin temelinde GES yapılması işi olduğundan eser sözleşmesinden kaynaklandığı..." gerekçesiyle istinaf incelemesinin Dairemize ait olduğuna karar verilmekle, Dairemizce yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesince yürütülen yargılama sonucunda davanın kabulüyle, 2020/29490 sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin 667.500 USD asıl alacak üzerinden devamına, 133.500 USD icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Davacı şirketin KDV hariç 667.500 USD tutarlı malın davalı ...... Şirketinden satın alınması için Banka'ya 15.10.2019 tarihli finansal kiralama başvurusu yaptığı, davalı ...... Şirketinin satıcı sıfatıyla alıcı Banka'ya faturada yazılı mallara ilişkin 667.500 USD tutarlı,16.10.2019 tarihli proforma fatura düzenlediği, yine davalı ...... Şirketi tarafından belirtilen proforma faturaya ilişkin olarak alıcı Banka'ya 07.11.2019 tarihli e-faturanın düzenlendiği, takibin dayanağı dekontun ise Banka tarafından ".... ... ELEKT İNŞ. - Prj ödm" açıklamasıyla 667.500 USD'nin proje ödemesi olarak davacı ...... Şirketi geçici hesabına aktarılması için düzenlendiği, davacının 08.11.2019 tarihli satıcının geçici hesabına ödeme yapılması talimatı üzerine Banka tarafından davalı ...... Şirketine ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava, itirazın iptali taleplidir. Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/29490 sayılı ilamsız icra takibi 667.500 USD alacağın tahsiline ilişkin olup, takip 11.08.2019 tarihli dekonta dayalıdır. İcra takibine dayanak dekont 667.500 USD'nin davalı ...... Şirketine ödenmesine ilişkin olduğundan ve davalı ...... Şirketinin dayandığı satışa ilişkin 07.11.2019 tarihli e-fatura da 16.10.2019 tarihli proforma faturaya ilişkin olarak düzenlendiğinden mahkemesince uyuşmazlığın tacirler arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklandığı, bu kapsamda davanın itirazın iptali talepli olduğu, itirazın iptali talepli davanın icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı bulunduğu, yargılamanın takip talebindeki alacak ve dayanağı ile bağlı ve sınırlı olarak yapılması gerekirken hatalı değerlendirmeyle, yazılı şekilde karar verilmesi ve kabule göre de, kamu düzeni gereği Türk Lirası olarak hüküm altına alınması gereken icra inkar tazminatının USD olarak karara bağlanması, yine 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi hükmüne aykırı olarak takip talebinde yabancı para borcu olarak belirlenen asıl alacağa takip tarihinden itibaren Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı yerine takip talebinde yazılı "%10 ticari temerrüt" faizi uygulanması sonucunu doğuracak biçimde hüküm tesisi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından sair istinaf nedenleri incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, mahkeme kararının HMK 353/1.a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılmak üzere dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne,
2-) Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/09/2022 tarih ve 2021/802 E-2022/750 K
sayılı kararının HMK 353/1-a.4-6 maddeler gereğince kaldırılmasına,
3-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-) Davalı tarafından yatırılan 88.644 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve ödedikleri istinaf başvuru harçlarının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-a madde gereğince KESİN olarak 17.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.