YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin mahkumiyete ilişkin kararını duruşma açmaksızın kaldırabilir mi? (CGK) (Karşı oy İçerir)

Karar Özeti

Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin maddi olayın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulünü değiştirmemesi, dosyaya yeni bir delil ikame etme yoluna gitmemesi, ilk derece mahkemesinin dosyada mevcut delilleri takdir etmek suretiyle ulaştığı sonucu isabetli bulmayarak aynı delilleri yeniden değerlendirip suçun manevi unsuru bakımından farklı bir sonuca ulaşması, 7035 sayılı Kanun'un gerekçesinde de belirtildiği üzere değişiklikle amaçlanan hususlardan birinin Bölge Adliye Mahkemelerinin daha etkin ve verimli bir şekilde çalışmalarının sağlanması olması hususları birlikte gözetildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde İlk Derece Mahkemesince mahkûmiyetine hükmedilen ve eylemi sabit görülen sanığın kastının bulunmadığından bahisle beraatine karar verebileceğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır

Karar

Ceza Genel Kurulu         2020/248 E.  ,  2022/359 K.

 

Mahkemesi:Ceza Dairesi

 

Sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'in TCK’nın 103/1-2 ve 3. cümleleri, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.02.2018 tarihli ve 749-120 sayılı kararı ile verilen hükmün katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince 29.05.2018 tarih ve 1296-1148 sayı ile hüküm fıkrasındaki sanığın katılan mağdure ...’e yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyetine ilişkin kısmın kaldırılarak "Her ne kadar sanık ... hakkında katılan mağdur ...'ye yönelik cinsel istismar suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı cinsel istismar suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığından CMK'nın 223/2.c maddesi gereğince beraatine," denilmek ve diğer hususlar aynen bırakılmak suretiyle istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.Bu kararın katılan mağdure vekili ile katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 20.02.2019 tarih, 7890-7399 sayı ve oy çokluğu ile;

 

"İlk derece mahkemesince çocuğun sarkıntılık suretiyle basit cinsel istismarı suçunun işlendiği kabul edilerek sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 103/1-c.2,3. maddesi gereğince cezalandırılması şeklinde kurulan hükümle ilgili istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün sanığın eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle anlaşılmadığı hususundaki değerlendirmenin delil takdirine ilişkin olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 303/1-a. maddesi kapsamına girmediği ve bu husustaki değerlendirmenin aynı Kanunun 280/1-e. maddesi uyarınca duruşmalı yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde sanık hakkında atılı suçu cinsel amaçla gerçekleştirdiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle anılan mahkumiyete ilişkin paragrafların hükümden çıkartılarak yerine sanığın beraatine ilişkin paragrafın eklenmesi suretiyle vaki istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,Daire Üyesi ;"... 4. Asliye Ceza Mahkemesince, sanık hakkında, çocuğa sarkıntılık suretiyle basit istismar suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde 5237 sayılı Kanunun 103/1-c, 2-3. maddeleri gereğince cezalandırılması şeklinde kurulan hükmün taraflarca istinafı üzerine, istinaf incelemesi yapan ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda sanığın atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yetecek şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığından beraatine karar vermiştir. Bu kararın da temyizi üzerine;Yargıtay 14. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucunda; ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin duruşma açmadan dosya üzerinden vermiş olduğu beraat kararını delil takdirine girerek verdiğini ve 5271 sayılı CMK'nın 303/1-a maddesi kapsamına girmeyen hallerden olduğunu, bu husustaki değerlendirmenin aynı Kanunun 280/1-e maddesi uyarınca duruşmalı yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

 

Daire sayın çoğunluğu ile ihtilafım Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince beraat kararı verilmesi gereken bir hal bulunduğunda bu kararın duruşmalımı yoksa dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde duruşma açılmadan da verilip verilemeyeceği hususundadır.

 

Hukuk sistemimize 5235 sayılı Kanun ile Bölge Adliye Mahkemeleri sistemi getirilmiştir. Bu mahkemeler uygulamada istinaf mahkemeleri olarak anılmaktadır. Bir ara mahkeme olan istinaf mahkemelerinin değişik ülkelerde farklı uygulamaları bulunmaktadır. Çoğu ülkede geniş anlamda istinaf uygulaması kabul edilmiştir. Geniş anlamda istinaf uygulaması kabul edilen ülkelerde istinaf mahkemeleri ilk derece mahkemesince verilen kararın istinafı üzerine, istinaf edilen tüm ilk derece mahkemesi kararlarını dosya üzerinden inceleme yapmadan istisnasız olarak duruşma açıp, yargılama hiç yapılmamışcasına, sanıkları, müştekileri, tanıkları yeniden dinleyip diğer delilleri yeniden toplayarak 2. yargılama yapıp yeniden hüküm tesis etmektedir.5271 sayılı kanunun 280.nci maddesi; 'bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma(1)(2)(3)(4) madde 280 – (1) bölge adliye mahkemesi, (…) (1) dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş delilleri inceledikten sonra;

 

a) ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, (2)(3) b) (ek: 20/7/2017-7035/15 md.) cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

c) (ek: 20/7/2017-7035/15 md.) olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

d) ilk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine, (3) (4)

 

e) diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra (…) davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, karar verir.' şeklindedir.

 

Bu kanuni düzenlemeden de anlaşılacağı gibi istinaf mahkemeleri öncelikle dosya üzerinden inceleme yapmakta, inceleme neticesinde,istinaf isteminin reddi ile onama veya bozma yaparak dosyayı ilk hükmü veren mahkemesine gönderme ya da davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verebilmektedir.

 

Ayrıca ilk derece mahkemelerince yapılan yargılama neticesinde verilen hükümlerin taraflarca istinaf edilmesi üzerine bu kararları inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının bir kısmının kesin olması da göz önüne alındığında istinaf mahkemelerinin bir nevi denetim mahkemesi olduğunu da kabul etmek gerekmektedir.

 

CMK'nın 281. maddesinde istinaf mahkemelerinde duruşmanın nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. CMK'nın 281/c bendinde 'ilk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu anlatılır' hükmüne yer verilmiştir. Bu kanun metnine göre tüm delillerin yeniden toplamasına gerek yoktur. Kanun koyucu bilinçli olarak istinaf mahkemeleri için yüzyüzelik ilkesine istisna getirmiştir.Bu kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi kanun koyucu dar anlamda istinaf sistemini benimsemiştir. Bu sistemi benimsemenin bir amacı da yargının işleyişini hızlandırmaktır.

 

5271 sayılı kanunun 303 maddesindeki hallerden birinin bulunması durumunda 'Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

 

a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse. ....' Bölge adliye mahkemesi dairelerinin 5271 sayılı kanunun 280. maddesinin kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak duruşma açmadan,dosya üzerinden karar verebileceğinden sanığın beraatine karar veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi kararında bir isabetsizliğin bulunmadığı," görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

 

... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi ise 12.06.2019 tarih ve 1046-841 sayı ile;

 

"...Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, sanık savunmalarına, katılan mağdur beyanları ve tanıklar beyanlarına ile tüm dosya kapsamına göre; Sanığın dosyanın mağdurları olan ... ve ...'nin evlerinin bulunduğu sokakta kuş dükkanı bulunduğu, mağdurların olay günü kuş bakmak için sanığa ait dükkana gittikleri, dükkan içerisinde kuş tüylerinin uçuştuğu, sanığın mağdur ...'in omzunda tüy olmamasına rağmen sanki tüyü temizliyormuş gibi omzuna doğru elini attığı, mağdurun dokunmasına izin vermediği, sanığın kuşları satmadığını ancak hediye edebileceğini söylediği, mağdurlara bir kuş hediye ettiği, mağdurların kuşu alıp gittikleri, annelerinin kızacağını düşünerek başka bir kuşçu dükkanında kuşu satıp tekrar sanığın dükkanına geldikleri, bir tane daha kuş istedikleri, sanığın kuşu verdiği sırada mağdur ...'in elini tutup çektiği, mağdurun sanığın elini iterek kurtulduğu, mağdurun diğer mağdura çıkmasını söylediği, dışarı çıkarken sanığın mağdur ...'in poposunu sıktığı, mağdurların tepki göstermesi üzerine sanığın sinkaflı sözlerle mağdurlara hakaret ettiğinin kabul edildiği olayda; sanığın mağdurlardan ...'e yönelik ilk dükkana geldiğinde omuzuna elini koymak istemesi ancak mağdurun izin vermemesi, ikinci geldiklerinde ise bu sefer elini tutup çekmesinin cinsel amaçla yapıldığı ve bu mağdura yönelik cinsel arzularını tatmini amacına yönelik vücut dokunulmazlığının ihlali niteliğinde olduğunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle anlaşılamadığından ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararı CMK'nın 280/1-a, 286/1 maddeleri uyarınca kaldırılarak dosya üzerinden sanığın CMK'nın 223/2.c maddesi gereğince beraatine karar verilmiştir.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin verdiği bozma kararına muhalif olan sayın üye Y.Gezgin'in muhalefet gerekçesinde belirtildiği üzere;

 

'Hukuk sistemimize 5235 sayılı Kanun ile Bölge Adliye Mahkemeleri sistemi getirilmiştir. Bu mahkemeler uygulamada istinaf mahkemeleri olarak anılmaktadır. Bir ara mahkeme olan istinaf mahkemelerinin değişik ülkelerde farklı uygulamaları bulunmaktadır. Çoğu ülkede geniş anlamda istinaf uygulaması kabul edilmiştir. Geniş anlamda istinaf uygulaması kabul edilen ülkelerde istinaf mahkemeleri ilk derece mahkemesince verilen kararın istinafı üzerine, istinaf edilen tüm ilk derece mahkemesi kararlarını dosya üzerinden inceleme yapmadan istisnasız olarak duruşma açıp, yargılama hiç yapılmamışcasına, sanıkları, müştekileri, tanıkları yeniden dinleyip diğer delilleri yeniden toplayarak 2. yargılama yapıp yeniden hüküm tesis etmektedir.5271 sayılı kanunun 280.nci maddesi; 'bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma(1)(2)(3)(4) madde 280 – (1) bölge adliye mahkemesi, (…) (1) dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş delilleri inceledikten sonra;

 

a) ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, (2)(3)

 

b) (ek: 20/7/2017-7035/15 md.) cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

c) (ek: 20/7/2017-7035/15 md.) olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

d) ilk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine, (3) (4)

 

e) diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra (…) davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, karar verir.' şeklindedir.Bu kanuni düzenlemeden de anlaşılacağı gibi istinaf mahkemeleri öncelikle dosya üzerinden inceleme yapmakta, inceleme neticesinde,istinaf isteminin reddi ile onama veya bozma yaparak dosyayı ilk hükmü veren mahkemesine gönderme ya da davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verebilmektedir.Ayrıca ilk derece mahkemelerince yapılan yargılama neticesinde verilen hükümlerin taraflarca istinaf edilmesi üzerine bu kararları inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının bir kısmının kesin olması da göz önüne alındığında istinaf mahkemelerinin bir nevi denetim mahkemesi olduğunu da kabul etmek gerekmektedir.CMK'nın 281. maddesinde istinaf mahkemelerinde duruşmanın nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. CMK'nın 281/c bendinde 'ilk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu anlatılır' hükmüne yer verilmiştir. Bu kanun metnine göre tüm delillerin yeniden toplamasına gerek yoktur. Kanun koyucu bilinçli olarak istinaf mahkemeleri için yüzyüzelik ilkesine istisna getirmiştir.Bu kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi kanun koyucu dar anlamda istinaf sistemini benimsemiştir. Bu sistemi benimsemenin bir amacı da yargının işleyişini hızlandırmaktır.5271 sayılı kanunun 303 maddesindeki hallerden birinin bulunması durumunda 'Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

 

a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse. ....' Bölge adliye mahkemesi dairelerinin 5271 sayılı kanunun 280. maddesinin kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak duruşma açmadan,dosya üzerinden karar verebileceğinden sanığın beraatine karar veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi kararında bir isabetsizliğin bulunmadığından, sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir' şeklindeki gerekçelendirdiği muhalif görüşüne uygun olarak CMK'nın 280/1.a ve 303/1.a maddelerinde tanınan yetkiye dayanılarak daha fazla araştırmayı gerektirmeyen bir halin varlığı kabul edilerek duruşma açmadan verilen beraat kararının doğru olduğu," gerekçesiyle bozma kararına direnerek önceki hükümdeki gibi sanığın beraatine karar vermiştir.

 

Direnme kararına konu bu hükmün de katılan mağdure vekili ile katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.12.2019 tarihli ve 87307 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 04.06.2020 tarih ve 7616-2495 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

CEZA GENEL KURULU KARARI

 

Sanık hakkında inceleme dışı katılan mağdure ...’ye yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı ve katılan mağdureler ... ile ...’ye yönelik hakaret suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri, ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince bu kararlara yönelik istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme, sanık hakkında katılan mağdure ...’ye yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.

 

Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesince sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine ilişkin hükmün istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın beraatine karar verilip verilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.

 

İncelenen dosya kapsamından;Katılan mağdure ...’nin suç tarihinde 11 yaş 9 aylık, sanık ...’in ise suç tarihinde 66 yaşında, evli ve çocuklu olduğu,Sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2017 tarihli ve 23046-6172 sayılı iddianamesi ile katılan mağdure ...’e yönelik eylemi nedeniyle TCK’nın 103/1-2 ve 3. cümle, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yürütülen yargılama sonucu ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.02.2018 tarihli ve 749-120 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 103/1-2 ve 3. cümle, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 29.05.2018 tarih ve 1296-1148 sayılı kararı ile duruşma açılmaksızın dosya ve dosya ile birlikte sunulan delillerin incelenmesi sonucunda İlk Derece Mahkemesince sanığın katılan mağdure ...’e yönelik eylemi nedeniyle sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak yerine "...sanığın mağdurlardan ...'e yönelik ilk dükkâna geldiğinde omzuna elini koymak istemesi ancak mağdurun izin vermemesi, ikinci geldiklerinde ise bu sefer elini tutup çekmesinin cinsel amaçla yapıldığı ve bu mağdura yönelik cinsel arzularını tatmini amacına yönelik vücut dokunulmazlığının ihlali niteliğinde olduğunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle anlaşılamadığı," şeklindeki gerekçeyle CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine denilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a ve 286/1. maddeleri uyarınca hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği,

 

Anlaşılmaktadır.07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesi için kabul edilmiş olan olağan bir kanun yolu olup ikinci derecedir. 5235 sayılı Kanun'un 3. maddesinde de istinaf incelemesi yapacak olan bölge adliye mahkemelerinin "adli yargı ikinci derece mahkemeleri" olduğu açıkça belirtilmiştir. İstinaf kanun yolunda ilk derece mahkemesinin hükmü, hem delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki hatalar yönünden hem de sabit kabul edilen olaylara hukuk normları uygulanırken hata yapılıp yapılmadığı yönünden incelenir.Maddi sorunun incelenmesinin kapsamına göre istinaf geniş anlamda istinaf ve dar anlamda istinaf olarak ikiye ayrılmaktadır. Klasik istinaf da denilen geniş anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmakta iken dar anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmaz, yalnızca gerekli görülen hususlarda öğrenme muhakemesi yapılmak suretiyle ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tespitler kontrol edilir. Günümüzde genel eğilimin dar anlamda istinaftan yana olduğu görülmektedir. 5271 sayılı CMK'nın 282. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine ve keşfin yapılmasına karar vereceğinden, CMK'nın dar anlamda istinafı kabul ettiği söylenebilir.

 

Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararları düzenleyen CMK'nın 280 ve Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâllerin yer aldığı CMK’nın 303. maddelerine değinilmesi gerekmektedir.

 

5271 sayılı CMK'nın "Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma" başlıklı 280. maddesi;

 

"(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;

 

a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

b) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddede belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

 

c) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,

 

Karar verir.

 

(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar." şeklinde iken; 05.08.2017 tarihli ve 30145 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle, birinci fıkranın (a) bendinin metninde yer alan "(c)" ibaresi "(a), (c), (d)" şeklinde değiştirilmiş, fıkraya (a) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş, mevcut (b) ve (c) bentleri, (d) ve (e) bentleri olarak teselsül ettirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

 

“b) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

c) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde

hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,"

"(3) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar.”

 

08.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7079 sayılı Kanun'un 92. maddesiyle maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "maddede" ibaresi "maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde" şeklinde değiştirilmiş,

 

17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 27. maddesiyle bu fıkranın (b) bendinden sonra gelmek üzere (c) bendi, mevcut (d) bendinden sonra gelmek üzere (f) bendi eklenmiş ve bentler buna göre teselsül ettirilmiş, madde metni;

 

"(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;

 

a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

b) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

c) Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hâllerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

d) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

 

e) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

 

f) Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya önödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

 

Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,

 

Karar verir.

 

(2) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.

 

(3) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar." şeklinde son hâlini almıştır. 20.07.2017 tarihli ve 7035 sayılı Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 15. maddesiyle CMK'nın 280. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "(c)" ibaresi "(a), (c), (d)" şeklinde değiştirilmiş ve bu şekilde metne işlenmiştir. Bahsi geçen 7035 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde;

 

"...Belirtilen hukuk reformuyla hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının temini bakımından hızlı ve etkili bir yargılamanın gerçekleştirilmesi için çok önemli bir adım atılmıştır. Bu şekilde ikinci kez olay yargılaması yapılarak ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada ve verilen kararda söz konusu olabilecek hukuki eksikliklerin maddi yönden de telafi edilmesi ve adalete hızlı erişimin sağlanması gerçekleştirilmektedir. Bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle ülkemizin de taraf olduğu İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 No'lu Protokolde yer verilen güvenceler güçlendirilmiştir.

 

Bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle, iki dereceli olan yargı sistemimiz üç dereceli hale gelmiş ve kişi özgürlüklerinin korunması bakımından daha teminatlı bir yapıya kavuşturulmuştur. Zira ilk derece mahkemelerince verilen kararlar, istinaf kanun yolunda hem hukuka uygunluk denetimine tabi tutulmakta hem de olay yargılaması yönünden denetlenerek gerektiğinde yeniden yargılama yapılması sağlanmaktadır. Bu suretle yargılama sürecinde meydana gelen hatalar en aza indirilerek maddi gerçeğe eksiksiz şekilde ulaşılması amaçlanmaktadır.Bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin faaliyete başladığı 20 Temmuz 2016 tarihinden bugüne kadar geçen kısa sürede, oldukça etkili ve hızlı çalıştığı ve bu şekilde kamusal memnuniyeti sağlamak yönünde önemli mesafe alındığı görülmektedir. Bununla birlikte usul hükümlerinin uygulanması ve teşkilat yapılanmasından ortaya çıkan birtakım aksaklıkların giderilmesini sağlayacak kanun değişikliklerinin yapılması gerekliliği ilgili paydaşlar tarafından dile getirilmektedir. Bu kapsamda hazırlanan Tasarıyla, bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin daha etkin ve verimli çalışmasının sağlanması amaçlanmaktadır.

 

Tasarıyla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında olduğu gibi bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı, olası hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığına itiraz yetkisi verilmekte, ceza daireleri tarafından verilen kararlarda sanık lehine ortaya çıkan sonuçların, istinaf kanun yoluna başvurmayan diğer sanıklara sirayeti kabul edilmekte ve ceza dairelerinin hukuka aykırılığı düzelterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar vereceği haller genişletilmektedir..." ifadelerine yer verilmiştir.Görüldüğü üzere; 5271 sayılı CMK'nın 280. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararlar "istinaf başvurusunun esastan reddine", "düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine", "hükmün bozulmasına" ve "davanın yeniden görülmesine" olarak sayılmış, davanın yeniden görülmesi kararını veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin duruşma sonunda ya istinaf başvurusunu esastan reddedeceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kuracağı belirtilmiştir.

 

CMK’nın "Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi" başlıklı 303. maddesi;

 

"Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği

gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

 

a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.

 

b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.

 

c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.

 

d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.

 

e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.

 

f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.

 

g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise.

 

h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa."

 

Şeklinde düzenlenmiş,

 

Maddenin gerekçesinde ise;

 

"Maddeye göre, temyiz olunan hükmün, maddî hukuk kurallarının veya yargılama hukukuna ilişkin kuralların uygulanmaması, eksik veya yanlış uygulanması hâlinde Yargıtayca bozulması kuraldır. Ancak, istisna olarak, hükme esas kabul edilen maddî olaylara hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılması nedeniyle hüküm bozulmuşsa ve yeniden yargılama yapılması gerekmiyorsa, mahkemeye bırakılmış serbest değerlendirme yetkisi söz konusu değilse maddede dokuz bent hâlinde ve sınırlı olarak sayılan durumlarda davanın esasına hükmedebilecek veya hükümdeki hukuka aykırılık Yargıtayca düzeltebilecektir." açıklamasına yer verilmiştir.

 

Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere Yargıtayın düzeltilerek onama yetkisini kullanması ve önüne gelen uyuşmazlığı yerel mahkemeye göndermeye gerek olmadan sonlandırabilmesi için; maddi sorunun daha fazla aydınlatılması için bir araştırmanın gerekmemesi ve maddi sorun açısından mahkemeye bırakılmış bir serbest değerlendirme yetkisinin söz konusu olmaması koşullarının bir arada bulunması gerekmektedir.Sübut da denilen maddi sorun, geçmişte yaşanmış bir olayın nasıl meydana geldiğinin, ilk derece ve bölge adliye mahkemeleri tarafından sözlülük, yüz yüzelik ve doğrudan doğruyalık ilkeleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutularak ortaya konulmasıdır. Hukuki mesele ise olayın hukuk karşısındaki durumunu tespit etmek anlamına gelir.

 

Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 tarihli ve 115-138 sayılı kararında; "Yargıtay'ın temyiz aşamasında saptanan hukuka aykırılıkları doğrudan giderebilmesi, yeni bir karar verilmek üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine ihtiyaç duyulmayan durumlarda, yargılamanın gereksiz yere uzamasına engel olmayı ve işin temyiz incelemesi aşamasında bitirilmesini amaçlamaktadır." sonucuna ulaşılmıştır.

 

Konu öğretide de ele alınmış, kabul gören görüşe göre; "Yargıtay'ın davanın esasına karar vermesi ve davayı orada bitirmesi diğer bir değişle mahkemenin verdiği kararı kaldırıp yerine yenisini koyması istisna olup, bunun için; meselenin daha ziyade aydınlanması için soruşturma gerekmemeli, mesele bakımından mahkemeye bırakılmış serbest değerlendirme yetkisi söz konusu olmamalıdır." (Kunter-Yenisey-Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, 16. Bası, s. 1425) Bu görüş uygulamada da benimsenmiş ve düzeltilerek onama ya da ıslah kararı verilmesinde bu iki temel şartın varlığı aranmıştırCMK'nın 303/1-a. maddesinin Yargıtayca süregelen uygulaması, 7035 sayılı Kanun değişikliği ve gerekçesinde ifade edilen düzenlenme amacı hep birlikte ele alındığında; ilk derece mahkemelerince kabul edilen maddi mesele değiştirilmeden ve yeni bir delil araştırmasına girilmeden bölge adliye mahkemesince duruşma açılmaksızın hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf isteminin esastan reddine karar verilebileceğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

 

Öte yandan, ceza yargılamamızda dar anlamda istinaf sisteminin benimsenmiş ve ilk derece mahkemesince kabul edilen maddi meselede değişikliğe gidilmemiş olması nedenleriyle duruşma açılmaksızın beraat kararı verilmesinde doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkelerinin ihlal edilmesinden de bahsedilemeyecektir. İstinaf mahkemesi, CMK'nın 280/1-a maddesi gereğince duruşma açılmasına karar vermesi hâlinde; yargılama sonucunda beraat dahil olmak üzere her türlü kararı verebilecektir. Kanun koyucu fuzuli işler ile iştigal etmeyeceğine göre; 7035 sayılı Kanun ile beraat kararı verme imkânının getirilmesi bir anlam taşımayacaktır. Bu nedenle Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi tarafından belirlenen maddi mesele değiştirilmediği ve yeni bir delil de toplanmadığı hâlde beraat kararı verilebilmesi için duruşma açılması gerektiğinin kabulü, 7035 sayılı Kanun'un gerekçesiyle çelişebileceği gibi yargılamanın etkin ve hızlı bir biçimde sonlandırılmasına da katkı sağlamayacaktır. İlk derece mahkemesinin kabul ettiği maddi mesele değiştirilmeden dosya üzerinde yapılacak inceleme ile verilen beraat kararına karşı ilgililerce temyiz kanun yoluna başvurulabilecek olması karşısında bu durumda bir kazanılmış hak da söz konusu olmayacaktır. Diğer taraftan "sanık yararına olan hukuk kurallarına aykırılık hükmün sanık aleyhine bozulması için Cumhuriyet savcısına hak vermez." hükmü de gözetilmelidir.

 

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

 

Sanık hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2017 tarihli ve 23046-6172 sayılı iddianamesi ile katılan mağdure ...’e yönelik olarak TCK’nın 103/1-2 ve 3. cümle, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yürütülen yargılama sonucu ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.02.2018 tarihli ve 749-120 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 103/1-2 ve 3. cümle, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık müdafisi, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve katılan mağdure ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 29.05.2018 tarih ve 1296-1148 sayılı kararı ile duruşma açılmaksızın dosya ve dosya ile birlikte sunulan delillerin incelenmesi sonucunda İlk Derece Mahkemesince sanığın katılan mağdure ...’e yönelik eylemi nedeniyle sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak yerine "...sanığın mağdurlardan ...'e yönelik ilk dükkâna geldiğinde omzuna elini koymak istemesi ancak mağdurun izin vermemesi, ikinci geldiklerinde ise bu sefer elini tutup çekmesinin cinsel amaçla yapıldığı ve bu mağdura yönelik cinsel arzularını tatmini amacına yönelik vücut dokunulmazlığının ihlali niteliğinde olduğunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerle anlaşılamadığı," şeklindeki gerekçeyle CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine denilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedildiği anlaşılan dosyada;

 

Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin maddi olayın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulünü değiştirmemesi, dosyaya yeni bir delil ikame etme yoluna gitmemesi, ilk derece mahkemesinin dosyada mevcut delilleri takdir etmek suretiyle ulaştığı sonucu isabetli bulmayarak aynı delilleri yeniden değerlendirip suçun manevi unsuru bakımından farklı bir sonuca ulaşması, 7035 sayılı Kanun'un gerekçesinde de belirtildiği üzere değişiklikle amaçlanan hususlardan birinin Bölge Adliye Mahkemelerinin daha etkin ve verimli bir şekilde çalışmalarının sağlanması olması hususları birlikte gözetildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesinin duruşma açmaksızın dosya üzerinden yaptığı inceleme neticesinde İlk Derece Mahkemesince mahkûmiyetine hükmedilen ve eylemi sabit görülen sanığın kastının bulunmadığından bahisle beraatine karar verebileceğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

 

Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme gerekçesi isabetli olduğundan uygulamanın denetlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

 

Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; İlk Derece Mahkemesince sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine hükmedilen sanığın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından duruşma açılmaksızın beraatine karar verilemeyeceği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

 

SONUÇ:

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1- ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 12.06.2019 tarihli ve 1046-841 sayılı direnme kararına konu hükmündeki gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,

 

2- Dosyanın, esasının incelenmesi için Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden geçerli olarak kapatılmasına ve tüm işlerin Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden, Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


Bu sayfa 103 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor