YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Ölümlü trafik kazalarında maddi manevi tazminat dava zamanaşımının kaç yıl olduğu hk.

Karar Özeti

Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu trafik kazası 10.11.2003 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacılar murisinin öldüğü ve birçok ölüm ve yaralanmanın olduğu olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK'nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıldır. Dava 25.06.2013 tarihinde açılmıştır. 765 Sayılı TCK'nın 455/2 ve 102/3.maddesine göre kaza tarihi olan 10.11.2003 tarihinden itibaren dava tarihi 25.06.2013 tarihine kadar uzamış zamanaşımı süresi olan 10 yıllık süre dolmamıştır.

 

Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde 2918 sayılı ...'nun 109/1. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin olay tarihinden dava tarihine kadar geçmiş olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen uzamış zamanaşımı süresinin de iş bu davada uygulanması mümkün olmadığı gerekçesiyle destek tazminatı talebinin zamanaşımına uğradığına dair yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Karar

 

17. Hukuk Dairesi         2015/9226 E.  ,  2018/8291 K.

 

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve ... Ltd. Şti vekilince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de cevap dilekçesiyle duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.09.2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ...geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacılar vekili, 10.11.2003 tarihinde davalı şirkete ait diğer davalı ...’nın sevk ve idaresindeki kamyon ile davacı ...’nin eşi, davacı ...’nin kardeşi, diğer davacıların babası olan muris ...’ın kullandığı otobüsün karıştığı çift taraflı trafik kazasında destek sürücünün vefat ettiğini, davacı eş ve çocuk Savaşın ölenin desteğinden yoksun kaldığını, tüm davacıların manevi zarar gördüğünü ileri sürerek davacı eş ... için 8.000,00 TL maddi, çocuk ... için 2.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, eş ... için 30.000,00 TL, çocuklar ..., ... ve ... için 25.000,00'er TL kardeş ... Norman için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı ... ve ... Ltd. Şti'nden müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

 

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; desteğinin trafik kazasında tam kusurlu olması nedeniyle davalı araç maliki olarak dava açılan ... Ltd. Şti'nin aracın maliki olmadığına yönelik itirazı incelenmeksizin, hem bu şirketten hem de karşı araç sürücüsü olan ...'den, hem de aracın trafik sigortacısı olan davalı ... şirketinden destek tazminatı ve manevi tazminat istenemeyeceğinden bu hususa ilişkin olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasının esastan, davacıların üçüncü kişi konumunda olduklarını iddia edip davalı ... şirketine karşı açtıkları destekten yoksun kalma tazminatına yönelik talepleri ise zamanaşımına uğradığından bu nedenle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı .... Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

 

2-)Dava, trafik kazası sebebi ile ölüme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

 

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK'nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK'nun değişik 72. md.) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK'nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.

 

Buna karşılık 2918 sayılı ...'nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. Görüldüğü gibi, BK'nun 60. ve 2918 sayılı ...'nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK'nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun'un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.

 

Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu trafik kazası 10.11.2003 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacılar murisinin öldüğü ve birçok ölüm ve yaralanmanın olduğu olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK'nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıldır. Dava 25.06.2013 tarihinde açılmıştır. 765 Sayılı TCK'nın 455/2 ve 102/3.maddesine göre kaza tarihi olan 10.11.2003 tarihinden itibaren dava tarihi 25.06.2013 tarihine kadar uzamış zamanaşımı süresi olan 10 yıllık süre dolmamıştır.

 

Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde 2918 sayılı ...'nun 109/1. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin olay tarihinden dava tarihine kadar geçmiş olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen uzamış zamanaşımı süresinin de iş bu davada uygulanması mümkün olmadığı gerekçesiyle destek tazminatı talebinin zamanaşımına uğradığına dair yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

3-)Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 2014 yılı AAÜT “Manevi Tazminat Davalarında Ücret” başlıklı 10/3. maddesi; “ Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. ” hükmünü amirdir. Davalı karşı araç sürücüsü Ayhan’a karşı açılan manevi tazminat davasının tamamının reddine karar verilmiş olmasına rağmen AAÜT 10/3 maddesine aykırı olacak şekilde nispi vekalet ücreti hükmedilmesi hatalı olmuştur.

 

4-)Davalı .... Şti. vekilinin temyiz itirazları incelemesine gelince,

 

Davacı taraf, maddi tazminatı tüm davalılardan, manevi tazminatı davalı karşı araç işleteni şirket ve sürücüsünden istemiş, davalı karşı araç işleteni şirket hakkında maddi ve manevi tazminat talepleri tümden reddedilmiştir. O halde, davacı yanın davalı .... Şti.’ne yöneltmiş olduğu maddi ve manevi tazminat talepleri tümden reddedilmiş olmasına göre yargılama sırasında vekille temsil edilen davalı .... Şti. lehine karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 2014 yılı AAÜT maddelerine uygun olacak şekilde vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı .... Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı .... Şti yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Nak. Ltd. Şti'ne geri verilmesine 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi


Bu sayfa 227 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor