dava tarihinden itibaren kararın kesinleşmesine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine,….
2. Hukuk Dairesi 2022/10082 E. , 2023/551 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı ile 37 yıllık evli olduklarını, müşterek iki ergin çocuklarının bulunduğunu, aralarında geçimsizlik olduğunu, ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, üç yıldır ayrı yaşadıklarını, aynı çatı altında yaşama imkanlarının kalmadığını, fiilen biten evliliği resmi olarak da sonlandırmak için ... bu davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini beyanla 4721 Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Dava dilekçesi davalı kadının yurt dışı adresine usulüne uygun olarak 21.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından dosyaya yasal iki haftalık süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı asıl tarafından dilekçeler teatisi aşaması tamamlandıktan sonra dosyaya sunulan 02.03.2016 tarihli ve tahkikat aşamasında vekili tarafından dosyaya sunulan 22.09.2016 havale tarihli beyan dilekçelerinde; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini aksi halde müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 1978 tarihinde evlendikleri, aralarında Almanya'ya gidip gelme hususunda tartıştıkları, ayrıca davacının akrabalarına hediye getirdiğinde, davalının niye getiriyorsun diye söylediği ve tartışma çıkarttığı, davalının geçimsiz birisi olduğu, çekememezlik yaptığı, davalının kıskanç birisi olduğu, davacıyı herkesten kıskandığı, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun davalı kadında olduğu, tarafların 2013 yılından bu yana da ayrı yaşadıkları gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; sadakatsiz erkeğin tam kusurlu olduğunu, boşanma davası açmada hukuki yararının olmadığını, savunma haklarının kısıtlandığını belirterek hükmün kaldırılmasına ve müvekkili lehine hüküm kurulmasına karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tarafından açılan davada kadının kusuruna ilişkin bir vakıa ileri sürülmediği, delil olarak evlilik kaydı vs. deliller gösterildiği, tanık deliline başvurulmadığı, davalı kadın tarafından da yasal iki haftalık cevap verme süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince usulüne uygun olarak tanık deliline dayanmayan davacı erkeğin sonradan göstermiş olduğu tanıkların beyanlarının alınmasının ve davacı erkek tarafından usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen vakıaların davalı kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, tüm dosya kapsamı itibariyle davacı erkek tarafından davalı kadının boşanmaya sebebiyet verebilecek bir kusurunun ispat edilemediğinden açılan boşanma davasının reddine ve boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı elde eden davalı kadın lehine tarafların ekonomik, sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşamları, dikkate alınarak yargılama süresince uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile açılan davanın reddine, davalı kadın yararına dava tarihinden itibaren kararın kesinleşmesine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalı tarafından süresinden sonra talep edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı müvekkil ile davalı eşin on seneyi aşkın süreden beri fiilen ayrı yaşadıklarını, ayrı yaşanılan bu süre boyunca davalı tarafın eş olma yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilin evlilik birliğinin yeniden kurulmasına yönelik çabalarını hep engellemeye çalıştığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve ortak hayatın yeniden kurulması olanağının da kalmadığını, davalı eşin maddî durumunun, davacı müvekkilin maddî durumunundan daha iyi olduğunu, bu nedenle davalı eş lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı düştüğünü beyanla, davanın reddi ve davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1-Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık ve hüküm, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı tarafından usulünce tanık deliline dayanılıp dayanılmadığı, davanın reddinin ve davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2-İlgili Hukuk:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 169 uncu maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.