Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenen alacağın temlikine ilişkin sözleşme, imzalayan tarafları bağlar. Açıklanan nedenlerle, sözleşme niteliği itibariyle geçerli olduğundan, davacının ifanın imkansız hale geldiği dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç bedelini talep edebileceği gözetilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
13. Hukuk Dairesi 2018/6857 E. , 2019/1064 K.
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ile 24/10/2010 tarihinde ... 101 Nolu bağımsız bölüm için satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, satın aldığı daire bedeli olan 62.000,00 TL'yi ödediğini, sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, dairenin teslim tarihinin 24/10/2012 olduğunu, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu, imar sorunu yaşadığını bildiği halde daireleri sattığını ancak teslim etmediğini, davalının sözleşme yapıldıktan sonra menfaatleri doğrultusunda imar sorunları yaşadığını gerekçe göstererek ilk projeye göre inşaatı yapamadığını, arsa sahipleri ile yeni bir sözleşme yaparak önceki projeden kat düşümü yaparak daire m2'lerini de değiştirerek inşaat yapığını ve kendisini mağdur ettiğini, davalının C Blok'un 22 kat olacağını ve kendisine düşecek dairenin de 9.kat olacağını söylemesine rağmen C Blok'un 7.kata kadar yapıldığını ve tarafına ait dairenin de yapılamadığını beyan ederek emsal konutun rayiç bedeli olan tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile iadesinie karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne; 62.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki davada davalı ile aralarındaki sözleşme ile satın aldığı ve bedeli ödenmiş olan 1 adet bağımsız bölümün sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmemiş olması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş, mahkemece, tapuya kayıtlı taşınmazın satış vaadinin adi nitelikteki sözleşme ile yapıldığı, satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasının Noterlik Kanunu 60/3, 89 madde, Tapu Kanunu 26. madde ve Medeni Kanun hükümleri gereğince zorunlu olduğu, bu şekilde geçersiz sözleşmeden dolayı her iki tarafın da verdiklerini geri isteme haklarının bulunduğu, sözleşmenin geçersiz olması halinde fer'i nitelikte bulunan cezai şart, tazminat gibi istemlerin de karşılanmasının mümkün olmadığı göz önüne alınarak davacı tarafın ödediği anlaşılan 62.000,00-TL'nin iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut davalı ile dava dışı arsa malikleri arasında imzalanan düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nin değerlendirilmesinden, davalının sözleşme uyarınca kendisine düşen bağımsız bölümlerden birini davacıya sattığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan taşınmaz satışına ilişkin bu sözleşme, BK'nın 162. (TBK'nın 183.) ve devamı maddelerine göre alacağın temliki niteliğinde olup, sözleşme adi yazılı biçimde yapılmakla geçerlidir. Bu nedenle, taraflar arasında düzenlenen alacağın temlikine ilişkin sözleşme, imzalayan tarafları bağlar. Açıklanan nedenlerle, sözleşme niteliği itibariyle geçerli olduğundan, davacının ifanın imkansız hale geldiği dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç bedelini talep edebileceği gözetilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.