4. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını ve bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür.
6. Hukuk Dairesi 2021/6276 E. , 2023/112 K.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1714 E., 2021/2120 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2019
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/365 E., 2021/137 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketle davalı ... Belediyesi arasında yeşil alanların bakım işlerine ilişkin yapılan sözleşme kapsamında edimin eksiksiz yerine getirilmesine rağmen iş bedelinin davalı tarafından süresinde ödenmediğini, çalıştırmak zorunda kalınan işçilerin maaş ve ücretleri, vergi, SGK ve diğer giderlerini karşılamak amacıyla ... Bank A.Ş. Samsun Şubesi ile aralarında imzalanan Samsun 3. Noterliğinin 16/05/2018 ve 25/05/2018 tarihli temlik sözleşmeleri ile davalıdan olan alacaklarını bankaya temlik etmek suretiyle krediler kullandığını, davalı idarece temlik sözleşmeleri gereği farklı tarihlerde toplam 40.000,00 TL ödeme harici başkaca ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin kredi sözleşmesi şartları gereği söz konusu temlik karşılığı bankaya olan sorumluluğunun devam etmesi nedeniyle 08/05/2019 tarihine kadar 89.089,35 TL kredi dönem faizi, aylık kredi faizi ile kredi BSMV ve komisyon ücreti ödemek zorunda kaldığını belirterek; müvekkilinin dava tarihine kadar uğradığı ve davalının sebep olduğu zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 26/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 89.089,35 TL'ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin ihale kapsamında yaptığı işler neticesinde tüm alacaklarının hakedişe bağlandığını ve kurumun ekonomik imkanları dahilinde parça parça ödemelerin yapılmaya devam edildiğini, hakediş ödemeleri yapılırken öncelik sıralaması olup alacağın temlikinin ödemede öncelikli olmadığını, munzam zararın davacı tarafça ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu işten 368.450,00 TL bakiye alacağının olduğu ve ödenmediği, davacının işin yerine getirilmesi, çalışan işçilere yapılacak ödemeler ve giderlerin karşılanması için dava dışı Anadolubank A.Ş.'den kredi kullandığı ve davalıdan olan alacağını bankaya temlik ettiği, davalının temliki kabul ederek temlik kapsamında davacı tarafından çekilen kredilere karşılık olarak toplam 40.000,00 TL ödeme yaptığı, bunun dışında ödeme yapmadığı, alacağını süresinde ve yeterli miktarda tahsil edemeyen Anadolubank A.Ş. tarafından hesap kat edilerek 19/04/2019 tarihinde 246.000,00 TL anaparanın faiz ve komisyon giderleri ile birlikte 279.357,81 TL kredinin bir gün içerisinde defaten ödenmesi için ihtarname gönderildiği, bilirkişi raporuna göre davalının süresinde ödeme yapmaması nedeniyle davacının toplam 89.089,35 TL kredi faiz maliyeti yüklendiği anlaşıldığından, davanın kabulüne, 89.089,35 TL'nin 26/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirketin dava dışı bankaya 2018 yılında toplam 368.454,00 TL temlik ettiğini, 2018 yılı içerisinde toplam 40.000,00 TL temlik ödenmiş olup, geriye kalan 328.454,00 TL alacağın 2019 yılına devir olduğunu, 2019 yılında 07/08/2019 tarih ve 09070 sayılı temlik ile 300.000,00 TL alacağı doğarak 2018 yılından devir ile toplam 628.454,00 TL temlik alacağının doğduğunu, 2019 yılı içerisinde toplam 157.113,51 TL temlik ödendiğini, geriye kalan 471.340,49 TL alacağının 2020 yılına devrolunduğunu, 2020 yılına devrolunan 471.340,49 TL'nin tamamının ödendiğini ve davacının herhangi bir alacağının olmadığını, yapılan ödemelerin müvekkili idarenin ödeme imkanları dahilinde yapıldığını ve tamamlandığını, bilirkişi raporunda hesaplanan faiz kalemlerinin davacının çekmiş olduğu kredilerin rutin faizlerinden olup müvekkili idarenin neden olduğu bir zarar olmadığını, davacının alacağını kendi iradesi ile temlik ettiğini ileri sürerek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin taktirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesi nedeniyle dava dışı bankaya temlik edilen iş bedeli alacağının temlik edilen şirkete geç ödenmesi sebebiyle bankaya ödenmek zorunda kalınan faiz ve komisyon giderlerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun munzam zarara ilişkin 122. Maddesi, alacağın temlikine ilişkin 189. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Munzam zarar, davanın dayanağı sözleşme ile davanın açıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. TBK'nın 122/1. maddesinde aşkın zarar adı altında ifade edilen düzenleme ile, "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa borçlu kendisinin hiçbir kusuru olmadığını ispat etmedikçe, bu zararı gidermekte yükümlüdür."
3. Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür. Diğer bir anlatımla borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığınn kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır.
4. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını ve bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür.
5. Somut olaya gelindiğinde; davacı davalı iş sahibinden olan iş bedeli alacağını 16.05.2018 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak dava dışı AnadoluBank A.Ş.'ye temlik etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 189. maddesi hükmünce alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçer. Asıl alacakla birlikte işlemiş faizler de devredilmiş sayılır. Bunun sonucu olarak temlik edilen alacağın aslı ile işlemiş faiz ve temerrütten sonra işleyecek faizleri devralana geçeceğinden devredenin temlik ettiği asıl alacak ve faizlerini isteme hakkı bulunmamakta ise de, devredenin somut olayda olduğu gibi devralandan aldığı kredi karşılığı alacağını temlik etmiş olması halinde ve iş sahibinin ödemede temerrüdünden sonra devralana ödemek zorunda kaldığı kredi faizi ile devralanın temerrüt faizinden itibaren tahsil tarihine kadar iş sahibinden isteyebileceği temerrüt faizi arasında kalan ve iş sahibinin temerrüdünden kaynaklanan zararını isteyebileceğinin kabulü gerekir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.