Davalı 21.04.2015 tarihinde noterden düzenlenen taahhütname ile kiralananı 01.04.2016 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmiştir. Davacı, taahhüt edilen tarihe göre yasal bir aylık süre içerisinde olacak şekilde 12.04.2016 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 21.04.2015 tanzim ve 01.04.2016 tahliye tarihli noterden düzenlenen tahliye taahhüdüne dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, tahliye taahhüdünün yaşanabilecek olumsuzluklar için tedbir amaçlı olduğunu, ancak ortada bir olumsuzluk bulunmadığını bildirerek tahliye emrine itiraz etmiştir. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imza ve tarihe açıkça itiraz etmediği gibi tahliye taahhüdü noterden resmi şekilde yapılmış olup, takipte dayanılan taahhüt tarafları bağlar. İİK'nin 275. maddesi gereğince kiracı kiranın yenilendiğini veya uzatıldığını aynı kuvvet ve mahiyette bir belge ile ispat edebilir. Davalı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge getiremediğine göre tahliye taahhüdüne dayalı tahliye şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dairemizin 17.10.2018 tarihli geri çevirme ilamı gereğinin yerine getirilmemesi üzerine, Dairemizin 09/05/2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı ilamı ile, “...davaya dayanak tahliye taahhüdü icra dosyası kapsamında bulunmadığından, tahliye taahhüdünün temin edilerek dosya kapsamına alınması için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece geri çevirme kararı gereği yerine getirilmemiştir. Oysaki davacı takip talebi ile Manavgat 6. Noterliğinin 004764 yevmiye sayılı 21.04.2015 tarihli tahliye taahhüdüne dayandığına göre, takibe dayanak söz konusu tahliye taahhüdü aslı ya da onaylı suretinin dosya kapsamına alınarak, mecurun tahliye edilmesi taahhüt edilen tarihine göre takibin süresinde başlatılıp başlatılmadığının tespiti ile akabinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, yukarıda anlatılanlar ışığında ve Dairemiz bozma ilamı akabinde dosya kapsamına alınan tahliye taahhüdü içeriğine göre, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin akdedilmesinden sonra düzenlendiği ve taşınmazın tahliye edileceğinin taahhüt edildiği tarihi takip eden bir aylık yasal süre içerisinde tahliye taahhüdüne dayanılarak takip başlatıldığı anlaşılmış olmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09/05/2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
8. Hukuk Dairesi 2019/6129 E. , 2019/11471 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 09.05.2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye taahhüdüne dayalı takibe itirazın kaldırılması ve tahliye davasına dair karar Dairemizin 09/05/2019 tarihli ve 2019/2623-2019/4828 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı ve davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı alacaklı 01.04.2015 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira akdine dayanarak 12.04.2016 tarihinde başlattığı icra takibi ile Manavgat 6. Noterliğinin 004764 yevmiye 21.04.2015 tarihli tahliye taahhüdüne istinaden kiralananın tahliyesini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 15.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 19.04.2016 tarihli itiraz dilekçesinde, yapılan tahliye taahhüdünün yapılabilecek olumsuzluklar için tedbir amaçlı olduğunu, ancak ortada hiçbir olumsuzluk bulunmadığını bildirerek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Davalı cevap dilekçesi ile, kira kontratı ile birlikte tahliye taahhütnamesi düzenlediklerini, ilk yıl tahliye taahhütnamelerinin bulunmadığını, ikinci yıl tahliye taahhütnamesi yaptıklarını, bu taahhütname yapılması konusunda baskı altında kaldığını, kira müddeti dolduğunda davacı ile yeniden anlaştıklarını, kira bedelini davacının hesabına yatırdığını, davacı ile bugüne kadar herhangi bir sorunun olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı kiracı tarafından verilen tahliye taahhütnamesinin kiralananda oturulmakta iken verildiği, kiracının imzasının noterlikçe onaylanmış olduğu, geçerli bir tahliye taahhüdünün bulunduğu ve kiralayan tarafından süresinde icra takibine başlandığı, geçerli bir tahliye taahhüdü bulunduğu ve davaya konu takip tahliye takibi olduğu için davalı borçlunun ödeme itirazının ve diğer itirazlarının bu aşamada dinlenemeyeceği, borçlunun itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiştir.
Dava, tahliye taahhüdüne dayalı takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
1.Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere ve mahkemece 14.07.2016 tarihli kararında takibe dayanak tahliye taahhüdünün değerlendirildiğinin anlaşılmasına göre temyiz eden davalı tarafın karar düzeltme itirazlarının reddine,
2.Davacı vekilinin karar düzeltme itirazları yönünden;
Davalı 21.04.2015 tarihinde noterden düzenlenen taahhütname ile kiralananı 01.04.2016 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmiştir. Davacı, taahhüt edilen tarihe göre yasal bir aylık süre içerisinde olacak şekilde 12.04.2016 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 21.04.2015 tanzim ve 01.04.2016 tahliye tarihli noterden düzenlenen tahliye taahhüdüne dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, tahliye taahhüdünün yaşanabilecek olumsuzluklar için tedbir amaçlı olduğunu, ancak ortada bir olumsuzluk bulunmadığını bildirerek tahliye emrine itiraz etmiştir. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imza ve tarihe açıkça itiraz etmediği gibi tahliye taahhüdü noterden resmi şekilde yapılmış olup, takipte dayanılan taahhüt tarafları bağlar. İİK'nin 275. maddesi gereğince kiracı kiranın yenilendiğini veya uzatıldığını aynı kuvvet ve mahiyette bir belge ile ispat edebilir. Davalı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge getiremediğine göre tahliye taahhüdüne dayalı tahliye şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dairemizin 17.10.2018 tarihli geri çevirme ilamı gereğinin yerine getirilmemesi üzerine, Dairemizin 09/05/2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı ilamı ile, “...davaya dayanak tahliye taahhüdü icra dosyası kapsamında bulunmadığından, tahliye taahhüdünün temin edilerek dosya kapsamına alınması için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece geri çevirme kararı gereği yerine getirilmemiştir. Oysaki davacı takip talebi ile Manavgat 6. Noterliğinin 004764 yevmiye sayılı 21.04.2015 tarihli tahliye taahhüdüne dayandığına göre, takibe dayanak söz konusu tahliye taahhüdü aslı ya da onaylı suretinin dosya kapsamına alınarak, mecurun tahliye edilmesi taahhüt edilen tarihine göre takibin süresinde başlatılıp başlatılmadığının tespiti ile akabinde davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, yukarıda anlatılanlar ışığında ve Dairemiz bozma ilamı akabinde dosya kapsamına alınan tahliye taahhüdü içeriğine göre, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin akdedilmesinden sonra düzenlendiği ve taşınmazın tahliye edileceğinin taahhüt edildiği tarihi takip eden bir aylık yasal süre içerisinde tahliye taahhüdüne dayanılarak takip başlatıldığı anlaşılmış olmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09/05/2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 09.05.2019 tarihli ve 2019/2623 Esas, 2019/4828 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak, Yerel Mahkemenin 14.07.2016 tarih, 2016/151 Esas, 2016/137 Karar sayılı kararının ONANMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine ve 29,20 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 25,20 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına,18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.