şirket temsilcisinin noterde düzenleme şeklinde verdiği, tahliye taahhüdü ortakların protokoldeki taahhütlerine de uygun olduğundan, ortakların bilgisi dışında ve iradelerine aykırı bir taahhüt olduğu söylenmez.
6. Hukuk Dairesi 2013/16778 E. , 2014/2152 K.
MAHKEMESİ : İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2013
NUMARASI : 2013/232-2013/595
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin iptali davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tahliye taahhüdünün iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ek protokol gereğince verilen tahliye taahhüdünün geçerli olup olmadığı noktasındadır. Davacı Şirketin 01.06.2004 başlangıç tarihli 6 yıl 2 ay süreli ve 01.02.2005 tarihli 6 yıl süreli kira sözleşmelerine göre kiralananlarda kiracı olduğuna ilişkin bir uyuşmazlık yoktur. Taşınmaz maliklerinin aynı zamanda davacı şirketin ortağı iken davacı şirket, davalılar ve diğer şirket ortakları arasında 07.06.2006 tarihinde ek protokol imzalanarak davalı kiraya verenlerin bedeli karşılığında şirketteki hisselerini diğer ortaklarına devredecekler, protokolün 4 maddesinde “Devir işlemi doğrultusunda kiracılar kendi faaliyetlerine devam edecekler, Kiracılar anılan mecurlarda 31.12.2011 tarihine kadar kiracı olarak faaliyet gösterecektir. Kiracılar mecurları 31.12.2011 tarihinde tahliye ederek mal sahiplerine kira sözleşmesindeki şartlarla teslim etmeyi taahhüt etmişlerdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Protokolün 5. maddesinde ise “Kiracılar mecurları tahliye tarihine kadar kullanırken, her ay mal sahiplerine 58.000 TL bedel ödeyeceklerdir. Bu bedel mecurların kira mukavelelerine göre kira paraları ile G.. R.. Ltd Ştinin hissleri karşılığıdır. Bu bedelin tamamı her yıl Temmuz aynın 1. günü, DİE Tefe Tüfe ortalaması oranında arttırılacaktır. Toplam bedel her ayın 5. günü ödenecektir.” denilerek 31.12.2011 tarihine kadar kira bedelinin ve pay devrine ilişkin bedellerin ne şekilde ödeneceği kararlaştırılmış, Bu protokol tüm ortaklar ve davacı şirket tarafından imzalanmıştır.
Davaya konu, B....??. N....liğinin 16.06.2006 tarihli .....Yevmiye Nolu düzenleme şeklindeki tahliye taahhüdü de Şirket temsilcisi tarafından, 07.06.2006 tarihli tüm şirket ortakları ve davacı şirket temsilcisinin imzaladığı ek protokoldeki tahliye edileceğinin belirtildiği 31.12.2011 tarihini teyit eder şekilde düzenlenmiştir. Davacı ek protokolün pasif hile nedeniyle geçersizliği nedeniyle davalar açtığını belirtmiş ise de; söz konusu davaların protokolün iptaline ilişkin olmadığı, ilk açılan İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/292 E. sayılı dosyasındaki talebin, ek protokolün 5. maddesinde düzenlenen aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan hisse devir bedelinin aldatılarak yüksek kararlaştırıldığından indirilmesine ilişkin olduğu, nitekim mahkemece henüz kesinleşmemiş kararında sözleşme sonu 31.12.2011 tarihine kadar ödenmesi gereken aylık hisse devir bedellerini indirmekle yetindiği; sonrasında İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/35 E. sayılı dosyası ile 04/04/2011 tarihinde açılan davasında ise İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası ile pasif hileyi öğrendiklerinden bahisle ek protokolün 4. maddesindeki taahhüdün iptali istemine ilişkin olduğu dosyalardan anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki devam eden uyuşmazlıkların bu niteliği açıklandıktan sonra, davaya konu geçersizliği nedeniyle iptali istenen tahliye taahhüdüne gelince; tahliye taahhüdünün verildiği tarihte şirket adına taahhütte bulunan V..Ç..'ın şirketi münferiden temsile yetkili müdür olduğuna dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. uyuşmazlık B...??. N....ğinde tanzim edilen 16.06.2006 tarih .......Yevmiye nolu Limited şirket müdürü V...Ç... tarafından davacı şirketi temsilen verilen, kiralananın 31.12.2011 tarihinde tahliye edileceğine ilişkin tahliye taahhüdünün, şirket ortaklarınca karar alınmadan verilip verilemeyeceğine ilişkindir
Limited Şirketlerin temsilini düzenleyen sözleşme tarihinde yürürlükte bulunanan 6762 Sayılı TTK'nun 540/2 maddesi “Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmünü içermektedir. Müdürlerin temsil yetkisinin kapsamını düzenleyen 542 maddesi ise TTK'nun 321. maddesine atıfta bulunarak Anonim Şirketlerin idare Meclisine dair olan hükmünün şirket müdürlerine de tatbik edileceğini düzenlemiş, TTK'nun 321 maddesinde ise “Temsile salahiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler." hükmü düzenlenmiştir. Şirket müdürü şirketin maksat ve mevzusuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleri yapmak ve şirket ünvanını kullanma hakkını haiz olduğundan davacı şirket müdürü tarafından verilen şirketin ticari faaliyetini sürdürdüğü kiralanan için verdiği tahliye taahhüdü geçerli olup, davacı şirketi bağlar. Yerel Mahkemece TTK'nun 443/2. maddesinde düzenlenen şirketin tasfiyesi sırasında aktiflerin satılmasına ilişkin “ Aktiflerin toptan satılabilmesi için umumi heyetin kararı gereklidir. Bu karar hakkında 388 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları uygulanır.” hükmünün tahliye taahhüdünün verilmesi halinde de uygulanması gerektiği belirtilmiş ise de, tahliye taahhüdü şirketin aktifinin toptan satılması niteliğinde olmadığından, TTK'nun 443/2 maddesinin tahliye taahhüdünün verilmesi yönünden uygulanması imkanı da bulunmamaktır. Kaldı ki alınan tahliye taahhüdü davacı şirket ve tüm ortakları ile taşınmaz malikleri arasında imzalanan ve yukarıda belirtilen 07.06.2006 tarihli ek protokolün 4. maddesinde de kararlaştırılmış, her ne kadar davacı şirket ve şirket ortakları söz konusu protokolün 4. maddesinin pasif hile altında kabul edildiğini iddia ederek İstanbul 41 Asliye Ticaret Mahkemesine dava açmışlarsa da, şirket temsilcisinin noterde düzenleme şeklinde verdiği, tahliye taahhüdü ortakların protokoldeki taahhütlerine de uygun olduğundan, ortakların bilgisi dışında ve iradelerine aykırı bir taahhüt olduğu söylenmez.
Öte yandan davacı tahliye taahhüdünü şirket temsilcisinin yetkisini aşarak verdiğinden bahisle geçersizliğinin yanı sıra tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin yenilendiğinden bahisle de geçersizliğini ileri sürmüşse de, kira sözleşmesinin tahliye taahhüdünden sonra yenilendiği de davacı tarafından kanıtlanmamıştır. Bu nedenlerle, davacı şirket müdürü tarafından şirket ana sözleşmesindeki ve TTK'nun 321 maddesindeki temsil yetkisine uygun olarak verdiği tahliye taahhüdü geçerli olup ve davacı şirketi bağlayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılarının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.