YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Avukat tarafından borçluya gönderilen “ne kaypak adammışsın" şeklindeki mesajın hakaret suçunu oluşturmayacağı hk.

Karar Özeti

İnceleme konusu somut olayda; sanığın, katılandan ve katılanın eşinden alacaklı olan ...'ın vekili olduğu, kira borcunun ödenmemesi nedeniyle katılan ve eşi hakkında icra takibi başlatıldığı, katılan ve eşinin borçlarını ödeyeceklerini söylemelerine ve süre istemelerine rağmen habersiz olarak evi boşaltmaları üzerine sanık avukat ...'nin katılan ...'e "ne kaypak adammışsın" şeklinde mesaj çektiği anlaşılmıştır.

 

Mahkemece hakaret kabul edilen sözlerin rahatsız edici, kaba, nezaket dışı davranış ve ağır eleştiri olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Sözler, icra takibine konu borcun ödeneceği sözünün tutulmadığından bahisle alacağın tahsiline yönelik söylenmiş olup, anlaşmazlıkla bağlantılı ve düşünce açıklaması vasfında olduğu, ayrıca sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek ağırlıkta sövme fiili olarak kabulünün suçla korunmak istenen değeri ölçüsüz bir şekilde genişletmek sonucunu doğuracağı ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayacağı kanaatine varılmıştır.

 

Karar

 

YARGITAY

 

4. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2014/35170

 

Karar Numarası: 2014/35604

 

Karar Tarihi: 10.12.2014

 

Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 03.03.2011 tarih ve 2010/290 Esas 2011/39 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,

 

Dairemizin 05.06.2014 gün ve 2013/27788 Esas 2014/20583 Karar sayılı kararıyla;

 

"Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü,

 

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

 

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

 

Ancak;

 

1-Avukat olan sanığın, kira borcunu ödeyeceğini söylediği halde, ödemeden evi tahliye ederek giden katılana, alacağını tahsil amacıyla ve sözünü tutmadığından bahisle telefonla çektiği mesajda belirttiği “ne kaypak adammışsın” şeklindeki argo nitelikli sözlerinin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,

 

2-Kabule göre de; Avukat olan sanığın, borcunun ödememesi nedeniyle katılan hakkında icra takibi yaptığı ve borcun ödenmesini sağlamak amacıyla mesaj çektiğine dair savunması karşısında, olayın çıkış sebebi üzerinde durularak TCK'nın 129. maddesindeki haksız tahrik hükmünün sanık lehine uygulama olanağı tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,

 

Kanuna aykırı sanık ...'nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA" oy birliği ile karar verilmiştir.

 

I- İTİRAZ NEDENLERİ

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/07/2014 tarih ve 2011/319750 sayılı yazısı ile;

 

“Uyuşmazlık konusu, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/06/2014 gün ve 2013/27788 Esas, 2014/20583 Karar sayılı ilamında yer alan sanığın, katılan ...'e gönderdiği telefon mesajında sarf ettiği "ne kaypak adammışsın" şeklindeki sözlerinin, hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.

 

Hakaret suçunda korunan hukuki değer kişilerin, şeref haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı ve diğer kişiler nezdinde varolan saygınlığıdır.

 

Hakaret suçunun düzenlendiği bölümün başlığı " şerefe karşı işlenen suçlar" dır. Bu bölümde yer alan suçlar bireylerin toplum nezdindeki değerlerini ve kendi iç dünyasında varolan değerleri korumayı amaçlamaktadır. hukuk düzeni her insanın ve diğer varlıkların, saygın ve onur sahibi olduğunu kabul etmektedir. Şeref kavramı sözü edilen kişinin hem iç hemde toplumda varolan değerlere herkesin saygı göstermesi gerekmektedir.

 

Hakaret suçunun maddi unsurunu belirleyen seçimlik hareketlerin, Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırma şeklinde tanımlanmaktır.

 

Maddi olayda,...Barosuna kayıtlı avukat sanık ...'nin;...'tan vekaletname alıp müvekkiline ait evi katılanın eşine kiraya verdiği, aralarında adi kira sözleşmesi düzenlendiği, katılan ...'in bu sözleşmeyi kefil, karısı ...'in kiracı sıfatıyla imzaladığı, kira parası ödenmeyince sanığın; müvekkili... adına...4. İcra Müdürlüğüne başvurup 2009/6796 esas numaralı dosya ile borçlu kefil katılan ... aleyhine takibe giriştiği, takip sırasında 26/01/2010 tarihinde katılana telefon açıp, "hemen beni ara yoksa seni pişman ettiririm" şeklinde mesaj çektiği, 29/01/2010 tarihinde "ne kaypak adamsın" şeklinde başka bir mesaj göndermek şeklindeki eyleminde sanığın, sarf ettiği, "kaypak" kelimesinin, mevcut ananelere ve Türk Dil kayıtlarına göre sözünde durmayan, dönek, yalancı gibi anlamlar taşıdığı, sanığın zorunlu olmadığı halde küçük düşürücü değer yargılarında bulunarak karşı tarafı rencide ettiği, şeref ve itibarını zedelediği, katılanı tahkir edici nitelikte olduğu ve eyleminin hakaret boyutuna ulaştığı ve suçun yasal öğelerinin oluştuğu gözönüne alınarak Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/06/2014 gün ve 2013/27788 Esas, 2014/20583 Karar sayılı ilamında yer alan bir nolu bozma kararının kaldırılması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,

 

1-İtirazımızın KABULÜNE,

 

2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/06/2014 gün ve 2013/27788 Esas, 2014/20583 Karar sayılı ilamında yer alan bir nolu bozma kararının KALDIRILMASINA,

 

3-Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03/03/2011/tarih ve 2010/290 Esas ve 2011/39 Karar sayılı ilamında yer alan ve avukat olan sanığın, kira borcunu ödeyeceğini söylediği halde, ödemeden evi tahliye ederek giden katılana, alacağını tahsil amacıyla ve sözünü tutmadığından bahisle telefonla çektiği mesajda belirttiği “ne kaypak adammışsın” şeklindeki sözlerinin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu nedenle, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/06/2014 gün ve 2013/27788 Esas, 2014/20583 Karar sayılı ilamında yer alan bir nolu bozma kararının ilamdan çıkartılması suretiyle hükmün BOZULMASINA,

 

4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

 

II- İTİRAZIN KAPSAMI

 

İtiraz, hakaret suçundan, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 05/06/2014 tarihli kararına ilişkindir.

 

III- KARAR

 

5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.

 

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

 

Hakaret suçu, Anayasanın 24 ila 30. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturmaktadır. Suçu oluşturan eylem bakımından failin ifade hürriyeti, mağdur yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat hürriyetine ilişkin temel kişilik hakları çatışmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, sözü edilen karşılıklı hakların dengelenmesini gerektirmektedir. Ancak, ileri sürülen bir düşünceyle bağlantısı bulunmayan, esasında düşünce açıklaması vasfında da görülemeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı açıktır.

 

İnceleme konusu somut olayda; sanığın, katılandan ve katılanın eşinden alacaklı olan ...'ın vekili olduğu, kira borcunun ödenmemesi nedeniyle katılan ve eşi hakkında icra takibi başlatıldığı, katılan ve eşinin borçlarını ödeyeceklerini söylemelerine ve süre istemelerine rağmen habersiz olarak evi boşaltmaları üzerine sanık avukat ...'nin katılan ...'e "ne kaypak adammışsın" şeklinde mesaj çektiği anlaşılmıştır.

 

Mahkemece hakaret kabul edilen sözlerin rahatsız edici, kaba, nezaket dışı davranış ve ağır eleştiri olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Sözler, icra takibine konu borcun ödeneceği sözünün tutulmadığından bahisle alacağın tahsiline yönelik söylenmiş olup, anlaşmazlıkla bağlantılı ve düşünce açıklaması vasfında olduğu, ayrıca sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek ağırlıkta sövme fiili olarak kabulünün suçla korunmak istenen değeri ölçüsüz bir şekilde genişletmek sonucunu doğuracağı ve ifade özgürlüğünü ön plana çıkaran evrensel hukuk düşüncesiyle bağdaşmayacağı kanaatine varılmıştır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de ifade özgürlüğüne ilişkin Sözleşmenin 10. maddesini yorumlarken, çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin demokratik toplumunun karakteristik özelliklerinden olduğunu, bu değerlere sahip olmayan sistemin demokratik toplum olarak adlandırılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamaların bu değerlere aykırı düşmemesi ve meşru amaçla orantılı olması gerektiğini, sadece zararsız ve lehte olan düşünceler değil, devlet veya toplumun bir bölümü için rahatsız edici, saldırgan veya şok edici düşüncelerin de maddenin korumasına gireceğini belirtmektedir. (Handyside v Birleşik Krallık A 24 (1976); 1 EHRR 737 para: 49 PC.)

 

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri, yargı kararı ve açıklamalar ışığında, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek;

 

Dairemizin 05.06.2014 tarih ve 2013/27788 Esas 2014/20583 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 179 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor