b) İlk derece mahkemesince erkek ağır, kadın hafif kusurlu kabul edilerek her iki tarafın davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş, davacı- karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine erkeğin "Sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek” kadının ise ilk derece mahkemesince kusur olarak kendisine yüklenen ve istinaf başvurusunda bulunmadığından kendisi bakımından kesinleşen "evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak" şeklindeki kusurlu davranışları yanında eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; yapılan incelemede davalı-karşı davacı kadına bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenen “Eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği” vakıasının aile ortamında tarafların evlilik birliğindeki sorunlarıyla ilgili görüşmede söylendiği anlaşılmakla kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2020/6499
Karar Numarası: 2021/935
Karar Tarihi: 02.02.2021
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK m. 166/1 gereğince boşanmalarına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir. Verilen bu kararın davacı- karşı davalı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, davalı- karşı davacı kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. Bu itibarla davalı- karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı- karşı davacı kadının kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz itirazlarının ve davacı- karşı davalı erkeğin tüm temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı- karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b) İlk derece mahkemesince erkek ağır, kadın hafif kusurlu kabul edilerek her iki tarafın davasının kabulü ile boşanmalarına karar verilmiş, davacı- karşı davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine erkeğin "Sürekli akşamları iş çıkışından sonra annesinin evine giderek bu durumu alışkanlık haline getirmek, evin ihtiyaçlarını gidermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemek ve evi terk etmek” kadının ise ilk derece mahkemesince kusur olarak kendisine yüklenen ve istinaf başvurusunda bulunmadığından kendisi bakımından kesinleşen "evin anahtarlarını değiştirmek, eşinin eşyalarını toplayarak çöpe atmak" şeklindeki kusurlu davranışları yanında eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; yapılan incelemede davalı-karşı davacı kadına bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenen “Eşi için kocalık vazifesini yerine getirmiyor dediği” vakıasının aile ortamında tarafların evlilik birliğindeki sorunlarıyla ilgili görüşmede söylendiği anlaşılmakla kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c)Yukarıda 2/b bendinde açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı- karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olduğundan, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı- karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerekirken, kadının bu isteğinin hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı-karşı davacı kadının, erkeğin kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın İsmail'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Nursev'e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.02.2021 (Salı)