2-Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında kadına hakaret ettiği, davacı-karşı davalı kadının ise gerek kendisi gerek ailesi için avukat olan erkekten yersiz ekonomik taleplerde bulunduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların bu kusurlu davranışları karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/3532
Karar Numarası: 2018/15331
Karar Tarihi: 25.12.2018
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ve tazminatların miktarı ile vekalet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet, kadına verilen nafakalar ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında kadına hakaret ettiği, davacı-karşı davalı kadının ise gerek kendisi gerek ailesi için avukat olan erkekten yersiz ekonomik taleplerde bulunduğu, birlik görevlerini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların bu kusurlu davranışları karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2 bentte de açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda; her iki eş de eşit derecede kusurlu olup, birinin kusurunu diğerinin kusurundan üstün tutmak mümkün bulunmamaktadır. O halde, eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemez (TMK m.174/1-2). Bu durumda; davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilecek yerde yazılı şekilde tazminatlara hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2014 doğumlu ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın....'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 176.60 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran...e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2018(Salı)