Mahkemece; davalı-davacı kadının, dava dilekçesinde "Eşinin belki düzeleceği umuduyla ortak çocuk için evliliğin devamı konusunda elinden geleni yaptığını" belirtmesi ve tanık İdris'in "Dava açıldıktan sonra tarafları bir araya getirmeye çalıştım. Kadın çocuğu için evliliğin devamını istiyordu, erkek buna yanaşmadı." şeklindeki beyanı gerekçe gösterilerek, eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; gösterilen bu olgular kadının davacı-davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğini kabule yeterli değildir. Davalı-davacı kadının başka bir şekilde eşinin kusurlu davranışlarını affettiği veya tarafların davalar açıldıktan sonra evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla bir araya geldikleri de, davacı-davalı erkek tarafından iddia edilmediği gibi, ispatlanamamıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin sürekli olarak borçlandığı ve eşi için "çalışıp eşek gibi borçlarımı ödeyecek" dediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/8552
Karar Numarası: 2017/14264
Karar Tarihi: 11.12.2017
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası ile kadının kabul edilen ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-davacı kadınının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece; davalı-davacı kadının, dava dilekçesinde "Eşinin belki düzeleceği umuduyla ortak çocuk için evliliğin devamı konusunda elinden geleni yaptığını" belirtmesi ve tanık İdris'in "Dava açıldıktan sonra tarafları bir araya getirmeye çalıştım. Kadın çocuğu için evliliğin devamını istiyordu, erkek buna yanaşmadı." şeklindeki beyanı gerekçe gösterilerek, eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; gösterilen bu olgular kadının davacı-davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğini kabule yeterli değildir. Davalı-davacı kadının başka bir şekilde eşinin kusurlu davranışlarını affettiği veya tarafların davalar açıldıktan sonra evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla bir araya geldikleri de, davacı-davalı erkek tarafından iddia edilmediği gibi, ispatlanamamıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin sürekli olarak borçlandığı ve eşi için "çalışıp eşek gibi borçlarımı ödeyecek" dediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, adli müzaharetten yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının ve temyiz başvuru harcının Selahattin'den alınmasına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran...'ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.