YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

On yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebileceği hk.

Karar Özeti

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

Karar

ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

15. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/382

 

 

Karar Numarası: 2017/394

 

Karar Tarihi: 29.03.2017

 

Sulh Hukuk Mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının 01.06.1992 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, TBK 347 maddesine göre 10 yıllık uzama süresinin sonunda kira akdinin yenilenmeyeceği, akdin bitim tarihi olan 31/12/2014 tarihinde mecurun boş olarak kendilerine teslimi hususunun ihtar edilmesine rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğinden kiralananın TBK 347.maddesine göre tahliyesini talep etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile müvekkili arasındaki kira sözleşmesinin 3.1.2013 tarihinde belirsiz süreli olarak yenilendiğini, 10 yıllık sürenin 3.1.2021 tarihinde dolacağını, davacının kira tespiti davası açmak suretiyle kira sözleşmesini devam ettirme iradesini ortaya koyduğunu ve davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece davanın kabulüne, kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.

 

Davalı vekili, müvekkili ve davacı arasındaki kira sözleşmesinin gerekçeli kararda gözden kaçırıldığı üzere 03/01/2013 tarihinde belirsiz süreli olarak yenilendiğini, bu nedenle davacı tarafından keşide edilen ihtarnamelerin kira sözleşmesini sonlandırmayacağını, kira sözleşmesinin süresinin 03/01/2013 tarihine kadar uzadığını, müvekkilinin kira bedellerini düzenli olarak ödediğini ve belirsiz süre ile uzatılan sözleşmeye sadık kaldığını, hatta davacının HMK 188.maddesi kapsamında kira sözleşmesini kabul ederek kira artırım davası açtığını, bütün bu iddiaların yargılama sürecinde defaten vurgulanmasına rağmen yerel mahkemece tüm bu esaslı nedenlerin göz ardı edilerek hukuka aykırı şekilde karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi konusunda istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.

 

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

 

6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.

 

6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi gereğince TBK’nun 347.maddesi 01.07.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olup, TBK 347.madde metninde de görüleceği üzere ihtar "…her uzama yılının bitiminden itibaren en az üç ay önce..." yapılmalıdır denilmekle, kanunun düzenlemesinden verilen üç aylık sürenin asgari süre olduğu bildirimin uzama yılının bitimine üç ay kala kiracının elinde olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 6101 Sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile TBK.347 maddesinde verilen fesih imkanının konut ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus olmak üzere ertelenmesinin gerekçesi; TBK.nun 347/1 maddesinin derhal uygulanması sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğması muhtemel sorunların önlenmesidir. 6101 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinden dava açma için şart olunan bildirim tarihinin de 01.07.2014 tarihine kadar ertelendiği anlamı çıkarılamaz.

 

Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/06/1992 başlangıç tarihli ve bir buçuk yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme bitim tarihi 31/12/1993 tarihidir. Sözleşmede kiralananın TBK'nun konut ve çatılı işyeri kira hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. TBK 347.maddesine göre konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin sözleşme, kiracı tarafından sözleşme bitim tarihinden 15 gün önceden bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı şartlarda birer yıl uzamış sayılır. Konut ve çatılı işyerine ait belirli süreli kira sözleşmeleri hiç bir zaman süresiz hale gelmez. 6101 sayılı uygulama Kanunu TBK yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinde 10 yıllık uzama süresini dolduran sözleşmeler için 2 yıl süre ile yani 01/07/2014 yılına kadar dava açma süresini ertelemiştir. Bu tarihten önce fesih ihbarı çekilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda 10 yıldan sonra en son uzayan dönem 01/01/2014-01/01/2015 dönemidir. Davacı 18/06/2014 keşide 20/06/2014 tebliğ tarihli sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair ihtar sözleşmenin bitim tarihinden üç ay öncesini kapsadığından 19/01/2015 tarihinde açılan dava süresindedir. Öte yandan kira tespit davası açılması ve gönderilen kiranın kiraya veren tarafından alınması, kira sözleşmesinin uzadığı anlamına gelmez. Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yan bulunmadığından davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01/12/2016 tarih ve 2015/82 Esas-2016/1925 Karar sayılı kararı vakıa ve hukuki değerlendirme sonucu usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 Maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,

 

Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.043,21 TL esastan ret harcından peşin alınan toplam 710,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.332,91 TL harcın istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan tahsiline,

 

Kullanılmayan gider avansının istek halinde yatıran taraflara iadesine,

 

HMK 27.maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenme hakkı nedeniyle hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 29.03.2017 tarihinde tebliğ tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.


Bu sayfa 307 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor