YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Mahkemece belirlenen kira bedelinin hangi tarihten itibaren geçerli olacağı hakkında açıklayıcı Kr.

Karar Özeti

TBK'nun 345.maddesine göre; Kira tesbit davaları her zaman açılabilir. Ancak, bu dava yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar. Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Davacıya öncelikle kira tesbiti talebinin hangi dönem için talep edildiği sorularak, 20.10.2015 tarihinde başlayan dönem için talep edildiğinin anlaşılması halinde,7.7.2015 tarihinde açılan davanın yeni dönem başlangıcından “en geç 30 gün önce” dava açma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

Karar

İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

6. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/133

 

Karar Numarası: 2017/570

 

Karar Tarihi: 03.04.2017

 

Davacı vekili Avukat … tarafından yapılan 9.1.2017 tarihli istinaf kanun yolu başvurusu ve dosya kapsamı incelendi.

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Davacı, davalının kiracısı olduğunu, kira sözleşmesine göre 4 yılı peşin ödediği ancak sonraki yıllarda artış yapmadığını bildirerek aylık kira bedelinin 1.500 TL olarak tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı, kira süresinin sona ermediğini, ödenecek kiranın kira sözleşmesi belirlendiğini ancak kira süresi bitince artış yapmasının kararlaştırıldığını savunmuştur.

 

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

 

Davacı istinaf dilekçesinde; Davalının artış yapmaksızın uzun bir süredir oturduğunu, kira sözleşmesinin sahte olduğunu, kira tesbit koşullarının oluştuğunu belirtmiştir.

 

 

Dosyanın incelenmesinde; Dava konusu işyerinde, geçerliliği taraflar arasında görülen ve Yargıtay incelemesinden geçen 2015/1162 esas sayılı dava dosyası ile sabit hale gelen 20.10.2010 başlangıç tarihli 10 yıllık kira sözleşmesi ile davalının kiracı olduğu, kira bedelinin 150 TL olarak kararlaştırıldığı, ilk 4 yıl kirasının peşin verildiği, kira dönemi bitiminde TÜFE oranında artışın öngörüldüğü, davacının 7.7.2015 tarihinde açtığı dava ile kira dönemi süresi içinde aylık kiranın 1.500 TL olarak tesbitinin talep edildiği hususları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

 

TBK'nun 345.maddesine göre; Kira tesbit davaları her zaman açılabilir. Ancak, bu dava yeni dönemin başlangıcından en geç otuz gün önceki bir tarihte açıldığı ya da kiraya veren tarafından bu süre içinde kira bedelinin artırılacağına ilişkin olarak kiracıya yazılı bildirimde bulunulmuş olması koşuluyla izleyen yeni kira dönemi sonuna kadar açıldığı takdirde mahkemece belirlenecek kira bedeli, bu yeni kira döneminin başlangıcından itibaren kiracıyı bağlar. Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Davacıya öncelikle kira tesbiti talebinin hangi dönem için talep edildiği sorularak, 20.10.2015 tarihinde başlayan dönem için talep edildiğinin anlaşılması halinde,7.7.2015 tarihinde açılan davanın yeni dönem başlangıcından “en geç 30 gün önce” dava açma koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.

 

6217 Sayılı Yasa'nın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasa'nın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.

 

Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 20.10.2010 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kararlaştırılan kira dönemi içinde kira parasının aylık ödeneceği kararlaştırılmış olup, bu dönem için artış şartı düzenlenmemiştir. Her ne kadar TBK 344/ 3. maddesinde taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılamadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hakim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu, ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirleneceği düzenlenmiş ise de bu madde yukarıda açıklandığı gibi tacirler için ertelenmiştir. Dosya kapsamından kiracının TTK kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır.

 

6102 Sayılı TTK'nun 12.maddesinde "bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Anılan Yasanın 11.maddesinde "Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir." 15.maddesinde de "İster gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11.maddenin 2.fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu'na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.

 

Açıklanan nedenlerle, kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK'nın 344/3.maddesinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilmeli, tacir olmadığının anlaşılması halinde ise; yeni yasal düzenleme karşısında hak ve nesafet ilkelerine göre aylık kira bedelinin tespiti gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

 

Dayanak kanun hükümleri ile Yerleşik Yargısal İçtihatlarda belirtilen unsurların yöntemine uygun olarak araştırılması halinde ancak taraf delillerinin toplanıp

değerlendirilerek karar verilmiş sayılacağının kabulü gerekir.

 

KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;

 

Davacının istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

 

Dosyanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine,

 

Kararın taraflara tebliğine,

 

31,40 TL peşin istinaf harcının istek halinde davalıya iadesine,

 

İstinaf gider fazlalığının bulunması halinde, yatıran tarafa istek halinde iadesine,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-b maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 03.04.2017 günü oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 133 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor