YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kira bedeli peşin ödenen otelin mal sahibinin iflas ettiği ve kiracının yeni malik tarafından tahliye edildiği durumda; kiracının peşin ödenen kira, maddi ve manevi tazminat taleplerinin mahkemece nasıl değerlendirileceği hk

Karar Özeti

Kira bedeli peşin ödenen otelin mal sahibinin iflas ettiği ve kiracının yeni malik tarafından tahliye edildiği durumda; kiracının  peşin ödenen kira, maddi ve manevi tazminat taleplerinin  mahkemece nasıl değerlendirileceği hakkında açıklayıcı Kr.

Karar

ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

6. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/789

 

Karar Numarası: 2019/470

 

Karar Tarihi: 16.04.2019

 

Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/143 Esas- 2018/75 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf başvurusu üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

DAVA: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, müvekkilinin "......" adresinde bulunan ...... Park sitesi içerisinde ...... numaralı bağımsız bölümde 07/06/2000 tarihli 99 yıl süreli ve 70.000 USD bedelli kira sözleşmesi uyarınca kiracı olduğunu, sözleşmenin noter onaylı olmaması sebebi ile 16//05/2013 tarihinde müvekkilinin haksız şekilde tahliye edilmesi üzerine, Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1456 Esas ve 2014/1693 Karar sayılı kararı ile müvekkilinin davaya konu F-10 numaralı bağımsız bölümde kiracı olduğunun tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine daha önce tahliye hususunda talimat veren İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2013/4 Esas dosyasında 22/12/2015 tarihinde tahliye edilen mecurun davacıya iadesi yönünde işlem başlatıldığını, mecurun tahliye edildiği 16/05/2013 tarihinden iade edildiği 22/12/2015 tarihine kadar geçen dönemde peşin olarak ödenen kira bedelinin iadesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin taşınmazı kullanamamasından dolayı başka yerlerde konaklamak durumunda kaldığını ve bu kapsamda maddi zarara uğradığını, müvekkilinin tahliyeden dolayı yaşı ve sosyal konumu itibari ile manevi zarara uğradığını belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kullanılmayan döneme ilişkin peşin ödenen kira bedelinin 1.000,00 TL'sinin, mecurun kullanılamamasından dolayı 1.000,00 TL maddi zararın ve mecurun tahliyesi sebebi ile duyulan üzüntü ve ıstıraba karşılık olarak 5.000,00TL'nin tahliye tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

 

Davacı vekili birleşen 2017/276 esas numaralı dava dosyasında, Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/143 Esas sayılı dosyası ile davaya konu "......" adresli 115 ada 19 parselde kain ...... numaralı taşınmaza ilişkin olarak 16/05/2013-22/12/2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin peşin ödenen kira bedelinin tahliye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanarak iadesi için dava açıldığını, bu dosyada daha önce bir defa ıslah talebinde bulunulduğu için açılmış olan bu yeni davanın davalar arasındaki fiili ve hukuki irtibat sebebi ile birleştirilmesi gerektiğini belirtmiş, öncelikle bu dosyanın Kemer Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/143 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, 14.856,90 TL'nin tahliye tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, her iki dava birleştirilerek dava neticelendirilmiştir.

 

SAVUNMA: Davalı vekili kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının ödediği parayı yazılı belgeyle ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; ''Davanın konusu, peşin ödenen kira bedelinin taşınmazın haksız olarak tahliye edildiği döneme ilişkin olarak iadesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, uyuşmazlığın esası, iade edilmesi gereken kira bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı, iade gerekiyorsa bunun miktarı ve hesap şekli, davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği ve gerekiyorsa miktarının ne olacağı hususlarında toplanmaktadır.

 

Dava dışı müflis ...... Otelcilik ve Turizm A.Ş. İle davacı arasında akdedilen tapuya şerh edil memiş 07/06/2000 tarihli kira sözleşmesi ile, davaya konu Antalya İli ...... parselde bulunan ...... numaralı bağımsız bölümün 99 yıllığına 70.000 USD bedel karşılığında kiralandığı, ...... Otelcilik ve Turizm A.Ş.'nin iflası üzerine taşınmazı iflas idaresinden satın alan davalı ......İnşaat Turizm A.Ş.'nin sözleşmeye halef olduğu, kira sözleşmesinin tapuya şerhli olmaması sebebi ile davalı tarafın talebi üzerine İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün kararı ile taşınmazın 16/05/2013 tarihinde tahliye edildiği, kira ilişkisinin tespiti talebi ile davacı tarafça Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2013/1456 Esas numarası ile açılan davanın kabulüne karar verilmesi üzerine yine İflas Müdürlüğü kararı ile 22/12/2015 tarihinde davaya konu mecurun davacıya iade edildiği, hüküm kurmaya elverişli 10/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda davaya konu 16/05/2013-22/12/2015 döneme ilişkin olarak kiracı tarafından peşin ödenen 1.844,94 USD kira bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre 22/12/2015 tarihi itibari ile hesaplanan tutarının 15.137,05 TL olarak belirlendiği, davacı tarafça başlangıçta 2016/143 Esas sayılı davada 1.000,00 TL olarak belirlenen kira iadesine ilişkin dava değerinin birleşen 2017/276 Esas sayılı davada 14.856,90 TL olarak belirtildiği, bu tutara tahliye tarihinden itibaren avans faizi işletilmesinin talep edildiği, ihale alıcısı davalı şirketin haksız talebi sonucunda kira sözleşmesi bulunmasına ve bedelin müflis önceki kiraya verene peşin olarak ödenmesine karşın, davacının 16/05/2013-22/12/2015 tarihleri arasındaki dönemde taşınmazdan tahliye edildiği ve bu dönem için davacı tarafın halef olduğu kira sözleşmesinden kaynaklanan TBK 301. Maddesi uyarınca kiralananı kullanıma elverişli halde teslim etme ve sözleşme süresince bu durumda bulundurma borcunu ihlal ettiği, davalının bu sebeple davacının tahliye edildiği döneme ilişkin kira bedelini iade zorunluluğu bulunduğu, kira bedelinin iadesinde uygulanacak hesaplama şekline gelindiğinde ise, her ne kadar davalı tarafça yabancı para alacaklarında denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılamayacağı iddia edilmiş ise de, daha önce aynı siteye ilişkin farklı davacılar tarafından açılan benzer davalarda mahkememizce denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yaptırılarak verilen kararların Yargıtay 6. Hukuk Dairesince onandığı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin de yabancı para alacaklarında denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılabileceği hususunda kararları mevcut olduğu, somut olayda da davacının zararının gerçek anlamda giderilebilmesi için farklı yatırım araçlarını bir arada barındıran bir yöntem olan denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplama yapılmasının hakkaniyet gereği olduğu, davalı tarafça bilirkişilerle aralarında husumet bulunduğu iddiasına gelindiğinde ise, bilirkişi incelemesi delilinin kesin bir kanıt olmaması ve davamız açısından salt mahkemece verilen hesaplama görevinin yerine getirilmesi amacını taşıması sebebi ile, davacının iddiasının pratik anlamda bir önemi bulunmadığı, kaldı ki davalı tarafça kendi istediği şekilde rapor vermeyen her bilirkişinin şikayet edilerek sanal husumet yaratılması ve bu suretle de kendi istediği şekilde rapor hazırlayacak bir bilirkişi bulunana kadar bu yöntemin izlenmesi şeklinde bir yola gidilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, ayrıca davalı tarafça bilirkişilerin şikayet edilmesi sonucunda verilen olumsuz bir hüküm bulunmadığı gibi ne sebeple bilirkişiler ile davalı arasında husumet oluştuğunun veya bilirkişilerce ne gibi bir hukuka aykırı fiil veya suçun işlendiğinin de açıklanmadığı, davacı tarafın maddi tazminat talebine gelindiğinde ise, kullanılmayan döneme ilişkin kira bedelinin iadesi, zaten davacı tarafın maddi zararını karşılar mahiyette olup, davacı lehine ayrıca bir maddi tazminat talep edilmesinin sebepsiz zenginleşme oluşturacağı, kaldı ki davacı tarafça ispatlanmış veya dosyaya yansıyan mecurun kullanılmadığı döneme ilişkin olarak başka bir yerde konakladığına ve kira bedelini aşar mahiyette konaklama bedeli ödediğine dair bir belge veya delil mevcut olmadığı, manevi tazminat talebine gelindiğinde ise, davaya konu olan fiillerin doğrudan davacının şahsiyetine yönelik ve manevi şahsiyetine zarar verici nitelikte fiiller olmayıp, ticari uyuşmazlık mahiyetinde olduğu, davaya konu F-10 numaralı bağımsız bölüm için iadesi gereken kira bedeli toplam 15.137,05 TL olup, taşınmazın iade tarihi olan ve aynı zamanda 16/05/2013 tarihinden itibaren süre gelen sözleşmeye aykırılığın son bulduğu 22/12/2015'den itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği belirtilerek asıl davada davanın kullanılmayan döneme ilişkin peşin ödenen kira bedelinin iadesi talebi yönünden kabulü ile, 1.000,00 TL'nin taşınmazın iade tarihi olan 22/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen 2017/276 esas sayılı davanın kısmen kabulü ile 14.137,05 TL'nin taşınmazın iade tarihi olan 22/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine '' karar verilmiştir.

 

DELİLLER: Kira sözleşmesi, ihale tutanakları, bilirkişi raporları, mahkeme kararı, tüm dosya kapsamı.

 

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili borca aykırı herhangi bir davranışın, alacaklının kişilik haklarının zedelenmesine neden olmasının mümkün olduğunu, bu nedenle hem doktrinde hem de uygulamada yargı kararlan ile tereddütsüz şekilde TBK'nın 114. maddesinin 2. fıkrasında yer alan haksız fiil hükümlerinin sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacağına ilişkin düzenlemenin kapsamına manevi zararın tazmininin de gireceğinin kabul edileceğini, taşınmazın 99 yıllık süreyle kiralandığı göz önünde bulundurulduğu takdirde ise tarafların güven ve gerekli özeni yerine getirme yükümlülüklerine ehemmiyet atfettiklerinin ortada olduğunu, dosya kapsamında davalı şirketin müvekkilinin eşyalarını evden kaldırarak tahliye ettiğinin tartışmasız olduğunu, ev ve eşyalarının bir insanın en mahrem ve kutsal alanı olup, yapılan hukuka aykırı müdahaleler kişilik haklarına saldırı kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, yine tahliyenin haksız olduğu müvekkilinin eşyalarının uzun süre evinden alınıp depoda muhafaza edildiğinin sabit olduğunu, dosya kapsamına alınan tahliye evrakları ve eşyaların iadesine yönelik icra evrakları birlikte değerlendirildiğinde eşyaların depo koşullarında hasara uğradığının icra tutanaklarından sabit olduğunu, bu zararların tazmini talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine peşin kiranın iadesi talebinden ayrı olarak değerlendirilip hesaplama yapılması gerekirken bu yapılmadan tanzim edilen rapora bakılarak eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

 

Davalı vekili sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının geçersiz sözleşmeye dayalı hak talep edemeyeceğini, davacının davalıdan kira bedeli altında bir bedel tahsil etmediğini davacının kira bedelini ödediğini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılamayacağını, davalının bir kusuru bulunmayıp davacının yetkili merciler tarafından tahliye edilip mahkeme kararı ile iade edildiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

 

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kiralananın haksız tahliyesi nedeniyle iade tarihine kadar peşin ödenen kira parasının istirdadı, kiralananın kullanılmamasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada davanın kullanılmayan döneme ilişkin peşin ödenen kira bedelinin iadesi talebi yönünden kabulü ile, 1.000,00 TL'nin taşınmazın iade tarihi olan 22/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen 2017/276 esas sayılı davanın kısmen kabulü ile 14.137,05 TL'nin taşınmazın iade tarihi olan 22/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf kanun yoluna getirilmiştir.

 

Dava dışı müflis ...... Otelcilik ve Turizm A.Ş. İle davacı arasında akdedilen tapuya şerh edilmemiş 07/06/2000 tarihli kira sözleşmesi ile davaya konu Antalya İli ...... parselde bulunan ...... numaralı bağımsız bölümün 99 yıllığına 70.000 USD bedel karşılığında kiralandığı, ...... Otelcilik ve Turizm A.Ş.'nin iflası üzerine taşınmazı iflas idaresinden satın alan davalı ......İnşaat Turizm A.Ş.'nin sözleşmeye halef olduğu, kira sözleşmesinin tapuya şerhli olmaması sebebi ile davalı tarafın talebi üzerine İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün kararı ile taşınmazın 16/05/2013 tarihinde tahliye edildiği, kira ilişkisinin tespiti talebi ile davacı tarafça Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2013/1456 Esas numarası ile açılan davanın kabulüne karar verilmesi üzerine yine İflas Müdürlüğü kararı ile 22/12/2015 tarihinde davaya konu mecurun davacıya iade edildiği görülmüştür.

 

6098 sayılı TBK'nun sayılı TBK'nun 301. maddesinde; ''Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.'' düzenlemesi, aynı yasanın 310. Maddesinde, ''Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur '' düzenlemesi bulunmaktadır.

 

Somut olayda, davacı kiracı, önceki şirket tarafından 99 yıllığına kiraya verilen taşınmazdan davalı tarafça tahliye ettirilmiş ve bunun üzerine açılan dava neticesinde verilen mahkeme kararıyla davacının kiracılık sıfatı tespit edilmiştir. Sözleşmede 70.000 USD kira bedelinin peşin ödendiğinin yazılı olduğuna göre peşin ödenen kiranın denkleştirici adalet ilkesi ile belirlenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından davalının istinaf nedenleri yerinde değildir. (Emsal: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/16502 Esas, 2018/5173 Karar sayılı, 15.05.2018 tarihli kararı)

 

Öte yandan bizzat davalı şirket tarafından davacının şahsına yönelik bir eylem olmadığından davacının manevi tazminata ilişkin istinaf nedenleri de yerinde değildir. Yine davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde, alınan tahliye evrakları ve eşyaların iadesine yönelik icra evrakları birlikte değerlendirildiğinde, eşyaların depo koşullarında hasara uğradığının icra tutanaklarından sabit olduğu, bu nedenle bu zararların tazmini gerektiği ileri sürülmüş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin taşınmazı kullanamamasından dolayı başka yerlerde konaklamak durumunda kaldığını ve bu kapsamda maddi zarara uğradığını belirttiği, ıslah dilekçesinde de aynı hususları belirtip dava sebebini ıslah etmediği, yargılama süresinde de ileri sürülen bu hususun ispat edilemediği, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebebin şartları var ise ancak ayrı bir dava konusu olduğu anlaşılmış, tüm bu nedenlerle her iki tarafın yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1- Taraf vekillerinin Kemer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/143 esas, 2018/75 karar sayılı, 06.03.2018 tarihli kararının kaldırılmasına ilişkin yaptıkları başvurunun esastan REDDİNE,

 

2- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

3- Davacının peşin yatırdığı, 35,90-TL harç tutarının mahsubu ile bakiye 8,50 TL nin davacıdan, davalının peşin yatırdığı, 259,25-TL harç tutarının mahsubu ile bakiye 774,75 TL davalıdan tahsiline,

 

4- Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

5- Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına dair,

 

HMK'nın 353/1-b/1 maddesi gereği duruşmasız yine HMK 362/1-b maddesi gereği kesin olarak oy birliği ile karar verildi.16.04.2019


Bu sayfa 125 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor