Yargılamanın iadesi sebepleri HMK'nun 375.maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Sözü edilen maddede usulsüz tebligat halinin yargılamanın iadesine sebep teşkil edeceği yer almamaktadır. Kaldı ki, dava dilekçesi davacının bizzat kendisine tebliğ edilmiş olup bu tebligattan sonra muhatabın adresini değiştirmesi durumunda 7201 sayılı T.K.'nun 35.maddesi gereğince yeni adresini tebliğ yaptıran mahkemeye bildirmesi zorunludur. Davacı adresini bildirmemiş ve yeni adresini dosyaya ibraz etmemiştir. Mahkemece davacının tespit olunan adresine tebligat çıkartılmaması, tarafın hileli davranışından kaynaklandığı sonucuna götürmez. Bu husus mahkemenin Tebligat Kanunu hükümlerini yanlış değerlendirmesi olarak kabul edilebilir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin HMK'nun 379/2 maddesi gereğince usulden reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/243
Karar Numarası: 2017/34
Karar Tarihi: 17.01.2017
Mahalli Mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekilince 29/09/2016 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine iş bu dosyanın davalısı tarafından Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/664 Esas sayılı dava dosyası ile işçilik alacaklarının ödetilmesi istemiyle dava açıldığını, müvekkilinin de işveren sıfatıyla yargılanmasına sebebiyet verildiğini, davalının müvekkilini işveren olarak göstermek sureti ile HMK.nun 375.maddesinin 1.bendindeki (h) şıkkını ihlal suretiyle hileli bir davranış tarzı sergilediğini, müvekkilinin davacının çalıştığı tarihlere tekabül eden 2006-2007-2008 yıllarında babası Kemalettin Atamer'e ait işyerinde işçi olarak çalıştığının resmi kurum kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin mezkur iş yeri ile hiçbir hukuki bağının olmadığını, ilgili iş yerinin esas itibariyle babası Kemalettin Atamer adına kayıtlı olduğunu, davacının karara tesir etmek amacı ile hileli yoldan hareket ettiğini ve yalan tanık beyanları ile mahkeme hükmünü etkilediğini, davanın ilk tebligatlarının 07.01.2011 tarihinde Camikebir Mahallesi Tozkoparan Caddesi No:56'daki iş yerine yapıldığını, müvekkilinin bu tarihlerde son derece hasta olan babası Kemalettin Atamer'in sağlık sorununa odaklandığından yapılan tebligatın istemeyerek de olsa ikinci planda kaldığını, kapatılan iş yerinde daha sonra yapılan tebligatlara ilişkin usulsüzlükler sonucu müvekkilinin olayların gelişiminden haberdar olmadığını, 03.10.2011 tarihli Orhangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünün cevabi yazılarında da iş yerinin 3-4 ay önce kapatıldığı ve halen Arapzade mahallesi Şehit Murat Solak caddesi Havuzlubahçe Sitesi B Blok D:4 Orhangazi Bursa adresinde ikamet ettiklerinin bildirildiğini, ancak bundan sonra yapılan tüm tebligatların müvekkilinin bildirdiği yeni adresine yapılması gerekirken, usulsüz olarak eski iş yeri adresine yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkeme tarafından verilen
23.01.2013 Tarih ve 2010/664 Esas-2013/39 Karar sayılı kararın 22.03.2013 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin maaşına Orhangazi İcra Müdürlüğünün 2013/713 esas sayılı dosyası ile haciz konulduğunu, bu durumdan müvekkilinin 11.11.2015 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine mahkememiz tarafından verilen ve kesinleşen kararın icrasının durdurulmasını, yargılamanın yenilenmesinin kabul edilmesini, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılanmanın yenilenmesinin şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; usulsüz tebliğin yargılamanın iadesi sebepleri içerisinde yer almadığı, yargılamanın iadesi sebeplerinin HMK 375. maddesinde tek tek sayıldığı, usulsüz tebliğin, yargılamanın iadesi sebebi olmadığı, usulsüz tebliğ yapılmasının ilgili kişiye temyiz hakkı sağlayacağı, usulsüz tebliğ yapılmış olması halinde ilgilisi yönünden kararın kesinleşmemiş olacağı, kesinleşme yapılmış olsa da bunun şeklen var olup, temyize engel teşkil etmeyeceği değerlendirilerek şartları oluşmadığından HMK 379/2 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda istinaf sebepleri olarak, iddiaya konu tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususunun mahkemece araştırılmadığını, kolluk marifeti ile yapılan araştırma sonunda, müvekkilinin yeni adresinin tespit edilmiş olmasına rağmen, tespit olunan adrese tebligat yapılmamış olmasının hileli bir davranış olduğunu, mahkemenin usulsüz tebligat nedeniyle kararın kesinleşmeyeceğine ilişkin gerekçesinin hukuki olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Taraf beyanları, Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2010/664 Esas sayılı dava dosyası kapsamı vs. delil
GEREKÇE:
HMK 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine, Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/664 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında davacı İlyas Çal'ın HMK'nun 375/1-h maddesini ihlal etmek suretiyle, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğunu belirterek yargılamanın iadesini talep ettiği, mahkemece yargılamanın iadesi koşullarının bulunmaması nedeniyle HMK 379/2.maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargılamanın iadesine konu edilen Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2010/664 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, iş bu dosyanın davalısı tarafından davacı Murat Atamer ve dava dışı Kemalettin Atamer hasım tutularak 20/12/2010 tarihinde iş akdinin davacı tarafından haklı nedenlerle feshinden dolayı kıdem tazminatı ile işçilik alacaklarını ödemesini talep ettiği, mahkemenin 23/01/2013 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacının kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarını davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hafta tatili ücret alacağının ise reddine karar verildiği, hükmün taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 22/03/2013 tarihinde kesinleştiğinin şerh düşüldüğü, anlaşılmaktadır.
Dosyanın davacısı yargılamanın iadesine konu davada davacının karara tesir eden hileli bir davranışta bulunduğu gerekçesine dayanmakta ve müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, davalının müvekkilinin yeni adresi tespit edilmiş olmasına rağmen bu adrese tebligat çıkartmayarak hileli davranış sergilediğini iddia etmektedir.
Orhangazi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/664 Esas sayılı dosyasında, dava dilekçesinin ve duruşma gününün davalı Murat Atamer'e 07/01/2011 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ mazbatasında tebligatın bizzat kendisine tebliğ edildiğinin yer aldığı ve davacının imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama boyunca davacının duruşmalara katılmadığı görülmektedir. Davacı Murat Atamer'e 26/09/2012 tarihli duruşma için çıkartılan davetiyenin ise işyerini kapatıp adresten ayrılması nedeniyle iade olunduğu bunun üzerine bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35.maddesi gereğince tebliğ edildiği, mahkemece davacının adresinin tespiti için Orhangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne yazılan müzekkereye 03/10/2011 tarihinde verilen cevapta; davacının Arapzade Mah. Şehit Murat Solak Cad. Havuzlu Bahçe Sitesi B Blok, D:4 Orhangazi/Bursa adresinde ikamet ettiği yönünde cevap verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin gerekçeli kararının ise ilk dava dilekçesinin tebliğ edildiği, Camikebir Mah. Tozkoparan Cad. No:56 Orhangazi/Bursa adresine çıkarıldığı ve T.K.'nun 21.maddesi gereğince tebliğ edildiği görülmüştür.
Yargılamanın iadesi sebepleri HMK'nun 375.maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Sözü edilen maddede usulsüz tebligat halinin yargılamanın iadesine sebep teşkil edeceği yer almamaktadır. Kaldı ki, dava dilekçesi davacının bizzat kendisine tebliğ edilmiş olup bu tebligattan sonra muhatabın adresini değiştirmesi durumunda 7201 sayılı T.K.'nun 35.maddesi gereğince yeni adresini tebliğ yaptıran mahkemeye bildirmesi zorunludur. Davacı adresini bildirmemiş ve yeni adresini dosyaya ibraz etmemiştir. Mahkemece davacının tespit olunan adresine tebligat çıkartılmaması, tarafın hileli davranışından kaynaklandığı sonucuna götürmez. Bu husus mahkemenin Tebligat Kanunu hükümlerini yanlış değerlendirmesi olarak kabul edilebilir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin HMK'nun 379/2 maddesi gereğince usulden reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine dair dosyayı inceleyen üye hakimin görüşü dairemizce de benimsenerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla)’nin 08/06/2016 tarih ve 2016/428 E. 2016/403 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 31,40 TL harçtan peşin alman 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tebliğden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 17.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.