YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Ev hizmetlerinde çalışanlar ile bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümlerin uygulanacağı hk.

Karar Özeti

4857 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 9.HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K.)

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

26. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/1658

 

Karar Numarası: 2017/734

 

Karar Tarihi: 14.09.2017

 

Mahalli Mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi'nin 30/05/2017 tarih ve 2016/51 Esas 2017/209 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.

 

Dava; Bir kısım işçilik alacakları talebiyle açılmıştır.

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Mayıs 2011 tarihinden 20 Kasım 2015'e kadar yardımcı eleman olarak davalının yanında asgari ücretle çalıştığını, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini, davacının davalı yanında SGK'lı olarak çalışmasının kesintisiz olarak devam etmesine rağmen SGK kayıtlarında bir dönem girdi-çıktı gösterildiğini, milli ve dini bayramlar dahil yıllık izinlerini kullanmadan ve izin ücreti ödenmeden çalıştığını belirterek; ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık izin, bayram ve genel tatil ücreti alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin eski eşinin teyzesi olduğunu ve ev hizmetlerinde ayın belirli günlerinde çalışarak yardım ettiğini, ev hizmetlerinde çalıştığı yönüyle hiçbir tereddüt bulunmayan davacı tarafın 4857 sayılı İş Kanunun kapsamında olmadığını ve bu kanun hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmadığını, genel mahkemelerin görevli olduğunu, davacının hiçbir dönem müvekkilinin yanında SGK'lı olarak da çalışmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece; Davacının davalı nezdinde ev hizmetlisi şeklinde çalıştığı sabit olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

 

Davacı vekili istinaf sebepleri olarak;

 

Davacının davalının yanında yardımcı eleman olarak çalıştığını, SGK kayıtlarında bir dönem girdi-çıktı gösterildiğini, dosya kapsamında davalı tanığının ifadesinde de davacının eşinin şirketinde bir ara temizlik işlerinde ilgilendiğinin belirtildiğini, davacının çalışmasının yalnızca evde yapılmış gibi değerlendirilerek görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığını, davanın iş mahkemesinin görevine girdiğini belirterek; haksız ve hukuka aykırı görevsizlik kararının kaldırılmasını talep ettiklerini bildirmiştir.

 

Dosyaya toplanan deliller incelenmiştir.

 

Gerekçe;

 

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.

 

4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.

 

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

 

4857 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 9.HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K.)

 

Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.

 

Yargıtay'a göre evde çocuk ve hasta bakımı yapan kişi İş Kanunu kapsamındadır.

 

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek davacının davalı yanında ev hizmetleri şeklinde çalıştığının sabit bulunduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.

 

Somut olayda; davacı vekilinin dava ve istinaf dilekçelerinde davalı yanında yardımcı eleman olarak çalıştığını belirttiği, davacı tanık anlatımlarında da; davacının davalı evinde çocuk bakıcısı olarak ayrıca evde temizlik ve yemek işleri yaptığının ve zaman zaman davalıya ait şirkette temizlik elemanı olarak çalıştığının belirtildiği görülmektedir. Davacının eski eşi olan davalı tanığının beyanında ise, davalının yanında ev hizmetlerinde davalıya ve kendisine yardımcı olduğu, eşinin şirketinde bir ara temizlik işleriyle de ilgilendiği ve bu nedenle şirket adına sigortasının yapıldığı beyan edilmiştir.

 

Bu durumda davacının iddiası, tanık anlatımları ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraf tanıklarının beyanlarından davacının ev işlerinde temizlik, yemek ve çocuk bakımı gibi işlerde yardımcı olarak çalıştığı, bazen davalıya ait şirkette temizlik yaptığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının yaptığı işin ağırlıklı olarak ev hizmeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu durumda yapılan işin niteliği gereği İş Mahkemesi'nin görevi kapsamı dışında bulunduğu ve bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve dosya kapsamında ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

Yukarıda açıklanan sebeplerle mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine dair inceleyen üye Hakimin görüşü heyetçe de benimsenerek Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;

 

1-İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi'nin 30/05/2017 tarih ve 2016/51 Esas 2017/209 Karar sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Alınması gerekli 31,40 TL istinaf karar harcının taraflarınca peşin yatırıldığı anlaşıldığından istinaf başvuruları red edilen davacı taraftan başkaca istinaf harcı alınmasına yer olmadığına,

 

3-İstinaf başvuruları reddedilmiş olmakla davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden neticelendirildiğinden davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

5-Kararın tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6763 SK. 'nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK 'nun 362/1-a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK'nun 8/1. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 14/09/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 155 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor