Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 23/01/2015 tarih, 2015/6 D.İş Esas - 2015/6 D.iş Karar sayılı kararı ile davanın TMK'nun 199 maddesine dayalı olduğunu, davayı görmenin Aile Mahkemesi görevi dahilinde olduğundan mahkemelerinin görevsiz olduğuna karar vermiş, yapılan tevzi üzerine Bakırköy 5. Aile Mahkemesinde görülen dava neticesinde 27/09/2016 tarih, 2015/130 Esas- 2016/631 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında görülmekte olan boşanma davası mevcut ise de henüz sonuçlanmadığı, davacının ev hanımı olduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olup kirada iken satılık levhasının asıldığı, davalı adına kayıtlı başka mal olmadığı, davalının evlilik birliğinden kaynaklanan mali yükümlülüğü yerine getirmediği gerekçesiyle ailenin ekonomik varlığının korunması ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi için evliliğin devamı sürecinde davalının taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/4
Karar Numarası: 2017/53
Karar Tarihi: 24.01.2017
DAVA : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
KARAR : Davacı vekili 20/01/2015 tevzi tarihli Asliye Hukuk mahkemesine vermiş olduğu dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın maliki davalı ile müvekkilinin 2001 tarihinde evlendiklerini, başka taşınmazları bulunmadığını, taşınmazın konut kredisi ile alındığını, kredi ödemesinin devam ettiğini, evin satılması halinde müvekkilinin ve çocuğun ileride doğabilecek güvencelerinin olmayacağını, müvekkilinin ve çocuğun ekonomik açıdan zor duruma düşeceğini, durumun MK 199 maddesinde açıklanan şartlara uygun olduğunu beyanla taşınmaz üzerine tedbir konulmasını istemiştir.
Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 23/01/2015 tarih, 2015/6 D.İş Esas - 2015/6 D.iş Karar sayılı kararı ile davanın TMK'nun 199 maddesine dayalı olduğunu, davayı görmenin Aile Mahkemesi görevi dahilinde olduğundan mahkemelerinin görevsiz olduğuna karar vermiş, yapılan tevzi üzerine Bakırköy 5. Aile Mahkemesinde görülen dava neticesinde 27/09/2016 tarih, 2015/130 Esas- 2016/631 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında görülmekte olan boşanma davası mevcut ise de henüz sonuçlanmadığı, davacının ev hanımı olduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olup kirada iken satılık levhasının asıldığı, davalı adına kayıtlı başka mal olmadığı, davalının evlilik birliğinden kaynaklanan mali yükümlülüğü yerine getirmediği gerekçesiyle ailenin ekonomik varlığının korunması ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesi için evliliğin devamı sürecinde davalının taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde, taraflar arasında Bakırköy 7. Aile Mahkemesinde görülen 2016/317 Esas sayılı ve Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesinde görülen 2016/505 Esas sayılı dosyalar ile boşanma davası açıldığını, Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesi tarafından görülen davanın 29/09/2016 tarihinde karara bağlandığını ve kararın kesinleştiğini, TMK 199 madde kapsamında tasarruf yetkisinin kısıtlanabilmesi için ailenin ekonomik varlığının korunması ve evlilik birliğinden doğan mali yükümlüğünün yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu, oysa müvekkili adına kayıtlı taşınmazın satışını engellemek kastı ile davanın açıldığını, taraflar arasında Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesinde görülen dosyanın celp edilmediğini, dosyada protokol mevcut olduğunu, tarafların anlaşmış olduğunu, bu davanın buna göre de reddi gerektiğini, dosyalar celbedilmeden karar verildiğini ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, müvekkilinin kredileri ödemekte zorluk çektiği için taşınmazı satılığa çıkarmasının tek başına tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını gerektirmeyeceğini, müvekkilinin gerek davacıya karşı ve gerekse çocuğa karşı sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacının bu yönde bir iddiasının da bulunmadığını, sadece evin satışını engellemek istediğini, buna rağmen tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına karar verildiğini beyanla kararın bozulmasını, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı, Türk Medeni Kanununun 199. maddesi gereğince, davalı kocanın tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep etmiştir. Mahkememizce yapılan incelemede, tarafların 28/10/2016 tarihinde kesinleşen Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesinin 2016/505 Esas-2016/1010 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verilmiş olması sebebiyle bu davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davanın konusuz kalması nedeni ile hüküm kurulmasına, ancak ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektiği ölçüde hakim, belirleyeceği mal varlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir ( TMK m. 199 ) hükmü uyarınca, toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirmesinden, dava tarihi itibariyle davacı kadının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla, yargılama giderlerinin vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğinden kararın yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle ilgili kısmının kaldırılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜNE, Bakırköy 9.Aile Mahkemesinin 27/09/2016 tarih, 20015/130 Esas-2016/631 Karar sayılı kararının ( yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik hükümleri hariç olmak üzere ) KALDIRILMASINA,
2-Davanın konusu kalmadığından esasa ilişkin karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Peşin harcın istek halinde yatıran davalıya İADESİNE,
4-İstinaf incelemesi için duruşma açılmadığından davalı vekili için vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 1 ay içeresinde Yargıtay'a temyiz başvuru yolu açık olmak üzere, 24.01.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.