6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m.28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir (KURU, Baki, Prof. Dr.; ARSLAN, Ramazan, Prof., Dr.; YILMAZ, Ejder, Prof.,Dr.; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK'na Göre Yeniden Yazılmış, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 221).Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur.
Yapılan inceleme esnasında davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü ve davanın yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin dava olduğu, davacı tarafın ölümü ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olduğundan, kararın kaldırılmasına, "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/204
Karar Numarası: 2017/344
Karar Tarihi: 05.04.2017
DAVA : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşamasında duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalının annesi olduğunu, müvekkilinin kızı Tülay B.'nun vasi olarak atandığını, davacının alzheimer hastası olduğunu, özellikle 2014 Ağustos ayından itibaren bakıma muhtaç yatağa bağımlı hale geldiğini, ayrıca şeker, tansiyon, böbrek yetmezliği, gibi rahatsızlıklarının olduğunu, tek geçim kaynağının vefat eden eşinden dolayı bağlanan aylık 690.00 TL maaş olduğunu, yeme, içme, sağlık giderleri ve asgari geçim masraflarının ortalama aylık 1.500,00 TL civarında olduğunu beyanla dava tarihinden itibaren aylık 500.00 TL tedbir-yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle, davacı annesi ile aynı binada oturduklarını, davacının kendi oğlu ile yaptığı tartışma sonucu bu davayı açtığını, davacı annesine elinden gelen imkanları dahilinde yardımcı olduğunu, kendisinden hariç 3 kardeşinin daha olduğunu, davacının ev kirası ödemediğini, evde bakım maaşı ve yaşlılık aylığı aldığını, maddi sıkıntısının olmadığını, kendisinin çeşitli kredi borçlarının olduğunu, yardım nafakasını ödeyecek maddi gücünün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, taraflar hakkında mali ve sosyal durum araştırması yaptırıldığı, UYAP sisteminden taşınmaz, SGK, araç sorgu raporları çıkarılarak dosyaya konulduğu, nüfus kayıtlarının incelendiği, taraf tanıklarının beyanlarının alındığı, tüm dosya kapsamından tarafların muristen kalan binada ayrı dairelerde oturdukları, davacının yaşlı ve alzheimer hastası olduğu kızı ve aynı zamanda vasisi olan Tülay B. ile aynı evde yaşadığı, iki erkek evladının daha olduğu, davacının emekli maaşının olduğu, başkaca gelirinin olmadığı, davalının ise kredi çekip SGK'ya yatırarak emekli olduğu, kredi borcunu ödemeye devam ettiği, bir kaç ay asgari ücretle bir iş yerinde çalıştığı ancak sağlık sorunları nedeniyle yargılama aşamasında bu işten ayrıldığı, davalının başka bir gelirinin mal varlığının olmadığı, davacının mevcut duruma göre yoksulluk içinde bulunduğu kabul edilerek TMK.nun 364 ve devamı maddeleri uyarınca tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ve TMK.nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak, davalının dava tarihinden itibaren 27/09/2016 tarihine kadar aylık 100.00 TL 27/09/2016 tarihinden itibaren ise aylık 150.00 TL yardım nafakası ödemesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde özetle, maddi durumunun iyi olmadığını, emekli olduğunu, parasının büyük bir kısmının kredi borcundan dolayı kesildiğini, eline cüzi bir miktar para geçtiğini, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, bunların araştırılmasını istediğini beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)'nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m.28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğini tespit için, bir ayrım yapmak gerekir (KURU, Baki, Prof. Dr.; ARSLAN, Ramazan, Prof., Dr.; YILMAZ, Ejder, Prof.,Dr.; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK'na Göre Yeniden Yazılmış, 22. Baskı, Ankara 2011, s. 221).Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur.
Yapılan inceleme esnasında davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü ve davanın yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin dava olduğu, davacı tarafın ölümü ile davanın konusuz kaldığı anlaşılmış olduğundan, kararın kaldırılmasına, "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davacının 28/02/2017 tarihinde öldüğü, bu nedenle davanın konusu kalmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olarak, 05.04.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.