Davada, tarafların Bakırköy 9.Aile Mahkemesinin 2014/440 Esas - 2014/553 Karar sayılı 23/07/2014 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, aynı karar ile müşterek çocuk için aylık 250.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş olduğu ve bu davanın 07/12/2015 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması için yazılan yazılara istinaden tutulan tutanaklardan davacının bir şirkette planlamacı olarak çalıştığı, aylık 1.400,00 TL civarında geliri olduğu, kira ödemediği, bir dairesinin bulunduğu, üniversite mezunu olduğu, davalının kendi beyanına göre muhasebeci olarak çalıştığı, aylık 5.000,00TL gelirinin bulunduğu, yeniden evlendiği, bir çocuğunun daha olduğu, müşterek çocuğun ise 2008 doğumlu olup, ilköğretimde öğrenci olduğu anlaşılmıştır.
O halde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın belirlendiği tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında, TMK'nın 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince mahkemece takdir edilen artırım miktarı yerinde olduğunda davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
10. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/108
Karar Numarası: 2017/205
Karar Tarihi: 01.03.2017
DAVA : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
KARAR : İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili 07/12/2015 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle, davalı ile Bakırköy 9. Aile Mahkemesinin 2014/440 Esas sayılı dosyası ile 27/06/2014 tarihinde verilen karar ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuk için aylık 250.00 TL iştirak nafakası belirlendiğini, müvekkilinin davalı tarafın boşanma konusunda sıkıntı çıkarmaması ve boşanma davasının uzamaması için 250.00 TL iştirak nafakası ödenmesini gönülsüz olarak kabul ettiğini, sıkıntılı bir süreç atlatıldığını, müşterek çocuğun yaşının ihtiyaçlarının ve masraflarının arttığını, boşanma sırasında okula gitmeyen çocuğun şu an 2.sınıfa gittiğini, sosyal aktivitelerinin bulunduğunu, sağlık sorunlarının olduğunu, müvekkilinin sadece aylık 1.400,00 TL gelirinin bulunduğunu, gelirinin 495.44 TL kısmını kredi taksiti olarak ödediğini, ailesinden yardım aldığını, davalının mali müşavir olduğunu, iyi derecede gelirinin bulunduğunu beyanla aylık 250.00 TL olan iştirak nafakanın aylık 450.00 TL artırılarak 700.00 TL ye çıkarılmasını istemiştir.
Davalı katıldığı oturumda, muhasebeci olarak çalıştığını aylık 5000,00 TL gelirinin olduğunu, yeni bir hayat kurduğunu bir çocuğu olduğunu istenilen bedeli ödeme gücünün bulunmadığını, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, müşterek çocuğun boşanma tarihi itibarı ile 6 yaş civarında olduğu, okul masraflarının yaşı büyüdükçe ve yaşadığı il koşulları ile ulaşım, beslenme ve barınma ihtiyaçlarının artacağı, okul ve okul dışı etkinliklere katıldığı anlaşılmakla, karar tarihi itibarı ile hükmedilen nafaka miktarının az kaldığı gerekçesi ile yıllık ÜFE oranları, davalının sunulan delillere göre harcama alışkanlığı dikkate alınmak sureti davanın kısmen kabulüne, müşterek çocuk lehine hükmolunan aylık 250.00 TL iştirak nafakasının 200.00 TL artırılarak aylık 450.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle, gelir ve gider durumunun incelenmesine dair deliller açısından gelir beyanının katıldığı son duruşmada sorulduğunu ancak bu süre zarfında evlendiğinin, 2016 yılında bir çocuk sahibi olduğunun, bu durumdan kaynaklanan ciddi bir gider artışının olduğu hususlarına dair beyanının mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, davacının 1.400,00 TL gelir beyan ettiğini, oysa çalıştığı şirkette 9 yıldır çalıştığını, bu kadar düşük maaş almasının gerçeği yansıtmadığını, gelir tespitine yönelik itirazının dikkate alınmayarak davacı tarafından beyan edilen neredeyse asgari ücrete yakın beyanının kabul edildiğini, oysa eğitim seviyesi ve pozisyonuna göre bu maaş ile çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirlenen nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını, nafakanın ÜFE oranları göz önünde bulundurulmadan verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, iştirak nafakasının artırımı talebine ilişkindir.
TMK'nun 330. maddesi gereğince, nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.
Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
TMK'nun 331.maddesi gereğince, durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.
Hakim iştirak nafakasının tayin ve takdir ederken çocuğun yaşını, cinsiyetini, öğrenim durumunu, bakım ve sağlık durumlarını, kısaca çocuğun ihtiyaçlarını ve yine ana ve babanın sosyal ve ekonomik durumlarını, ödeme güçlerini ve tarafların bakmakla yükümlü oldukları kişi sayısını da gözönünde bulunduracaktır.
Davada, tarafların Bakırköy 9.Aile Mahkemesinin 2014/440 Esas - 2014/553 Karar sayılı 23/07/2014 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, aynı karar ile müşterek çocuk için aylık 250.00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş olduğu ve bu davanın 07/12/2015 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması için yazılan yazılara istinaden tutulan tutanaklardan davacının bir şirkette planlamacı olarak çalıştığı, aylık 1.400,00 TL civarında geliri olduğu, kira ödemediği, bir dairesinin bulunduğu, üniversite mezunu olduğu, davalının kendi beyanına göre muhasebeci olarak çalıştığı, aylık 5.000,00TL gelirinin bulunduğu, yeniden evlendiği, bir çocuğunun daha olduğu, müşterek çocuğun ise 2008 doğumlu olup, ilköğretimde öğrenci olduğu anlaşılmıştır.
O halde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın belirlendiği tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında, TMK'nın 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince mahkemece takdir edilen artırım miktarı yerinde olduğunda davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalının istinaf talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 31.40 TL harçtan peşin alınan 29.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.20 TL harcın istinaf talep eden taraftan alınarak Hazineye gelir KAYDINA,
3-Yargılama sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olarak, 01.03.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.