YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Boşanmada, davalı erkeğin adına kayıtlı taşınmaz / taşınır mal ve şirketlerin tespiti mahkemeden talep edildiğinde, tespit yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

Tüm dosya kapsamına göre, HMK 140. maddesi gereğince ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularının tespiti ile tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütülmesi gerektiği, mahkemece ön incelemeye davet tutanağında davanın aile konutu ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası olarak nitelendirildiği, ön inceleme duruşmasında verilen süre gereği davacı tarafın sunmuş olduğu 18/01/2013, 12/02/2013 ve 03/04/2013 tarihli dilekçelerinde dava konusu taleplerin somut, çelişkisiz, net olarak bildirilmediği, dava konusu malların mahkemece tespitinin talep edildiği, mahkemece dava konusu ve talepler somutlaştırılmadan yargılamaya devam olunduğu, yukarıda özetlendiği üzere dava, katılma alacağı olarak nitelendirildikten sonra tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına karar verildiği, taşınmazlar yönünden belirtilen çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğu, kısa kararda taşınmazların ayrıntılı bilgilerinin yer almadığı görülmüştür.

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

10. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/234

 

Karar Numarası: 2017/200

 

Karar Tarihi: 01.03.2017

 

Mahalli mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde tüm haklarını saklı tutarak, tarafların birlikte yaşamalarına ara verilmesini, davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun tespitini, Kadıköy …. Mahallesinde bulunan 6 nolu dubleks dairenin aile konutu olarak tescilini, kadın için 1350 Euro, küçük kızları …. için 650 Euro (yaşam eğitim ve diğer masraflar için) ödenmesini, …..'nın velayetinin anneye bırakılmasını, gerekli diğer önlemlerin alınmasını, davacı kadının aile konutundan ve eşyasından yararlanmasına ilişkin önlemlerin alınmasını, edinilmiş malların tespitini, kayıt altına alınmasını, edinilmiş mal olarak tespit edilen taşınır taşınmazın korunmasına ve yönetilmesine ilişkin önlemlerin alınmasını, davalı erkeğin bunlar üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını, aile konutu ile tespit olunacak taşınır, taşınmaz ve edinilmiş malların davalı tarafından elden çıkarılmasını, devrini, kısıtlayıcı işlemlere tabi tutulmasını önlemek üzere takdiren teminatsız tapu, trafik, ticaret ve gemi sicil kayıtlarına tedbir konulmasını talep etmiştir.

 

Mahkemece 13/12/2012 tarihinde katılma alacağına ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir.

 

Davacı vekili, 18/01/2013 tarihli dilekçelerinde davalarının; TMK'nın 194-195-197-199 maddeleri gereğince birlikte yaşamaya ara verilmesine, aile konutunun tapuya tesciline, müşterek çocuğun tüm ihtiyaçları için babanın yapacağı katkının belirlenmesi ve çocuğun velayetinin anneye verilmesine, davacı kadının aile konutundan ve eşyasından yararlanmasına, ailenin ekonomik varlığının korunmasına ilişkin önlemlerin alınmasına, edinilmiş malların kayıt altına alınarak korunmasına, davalı erkeğin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin olduğunu belirterek, tefrik edilen 2012/1059 Esas sayılı davanın 2012/1000 Esas sayılı dava ile birleştirilmesini talep etmiş ise de, birleştirme talebinin dava sürecinde reddolunduğu, davanın bu esas üzerinden yürütüldüğü görülmüştür.

 

Davacının, ön incelemede verilen süre gereğince 18/01/2013 tarihli dilekçesinde, davalının kendisinden habersiz gelişi güzel harcama yapıp mal varlığını tehlikeye düşürdüğünü, 8 adet taşınmaz, bir yat, bir araç, iki şirket, davalının kimlik bilgileri ile yapılacak varlık ve ekonomik durum araştırmasından elde edilecek aile mallarının tamamına yönelik davalarının olduğunu belirterek, bu mal varlığı yönünden erkeğin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep ettiği görülmüştür.

 

Davacı, 12/02/2013 ve 03/04/2013 tarihli dilekçelerinde, dava konusu olarak farklı taşınmazları bildirmiştir.

 

Davalı, davanın reddini talep etmiştir.

 

Mahkemece, dava konusu ile ilgili çelişkiler giderilmeden davacı tarafın taşınır mal olarak dava ettiği şirketler, tekne ve araç yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar vermeksizin TMK 199. maddesi gereğince kararda belirtilen taşınmazlarla ilgili davalının (erkek) yapacağı tasarruflarda davacının yazılı rızasının alınması zorunluluğuna karar verilmiştir.

 

Davacı istinaf dilekçesinde; katılma alacağı davalarının bulunmadığını, tüm talepleri hususunda tedbir kararı verilmediğini, mahkemenin tefrikten sonra taşınmazlar dışındaki taleplerini davaya aktarmadığını belirterek, talepleri doğrultusunda duruşmasız yapılacak inceleme ile kararın düzeltilmesini, tüm istemleri hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı ise, savunma ve adil yargılanma hakkının kısıtlandığını, taşınmazlara konulan tedbirlerin ticari hayatını zorlaştırdığını, mahkemece alınan raporun eksik ve yetersiz olduğunu belirterek, duruşmalı yapılacak inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Tüm dosya kapsamına göre, HMK 140. maddesi gereğince ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularının tespiti ile tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütülmesi gerektiği, mahkemece ön incelemeye davet tutanağında davanın aile konutu ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılması davası olarak nitelendirildiği, ön inceleme duruşmasında verilen süre gereği davacı tarafın sunmuş olduğu 18/01/2013, 12/02/2013 ve 03/04/2013 tarihli dilekçelerinde dava konusu taleplerin somut, çelişkisiz, net olarak bildirilmediği, dava konusu malların mahkemece tespitinin talep edildiği, mahkemece dava konusu ve talepler somutlaştırılmadan yargılamaya devam olunduğu, yukarıda özetlendiği üzere dava, katılma alacağı olarak nitelendirildikten sonra tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına karar verildiği, taşınmazlar yönünden belirtilen çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğu, kısa kararda taşınmazların ayrıntılı bilgilerinin yer almadığı görülmüştür.

 

Tüm bu nedenlerle mahkemece öncelikle usulüne uygun ön inceleme duruşması yapılarak,

 

Davanın konusunun, taraflar arasında görülen 2016/134- 334 sayılı dava, 2012/1000 Esas, 2014/933 Karar sayılı davalar neticesi verilen ve bir kısmı kesinleşen kararlar da dikkate alınarak somutlaştırılarak, dava edilen taşınır-taşınmaz ve diğer mal varlığı somut bir şekilde belirlenerek davaya devam olunması, birden fazla talep yönünden ayrı ayrı harç ikmal ettirilmesi,

 

Davacı tarafın tüm talepleri ile dava konuları arasında ayırt edici nitelikler de belirtilerek hüküm kurulması gerektiği kanaatine varıldığından, tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının diğer yönler incelenmeksizin kaldırılmasına, belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

-Tarafların istinaf taleplerinin KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararının diğer yönler incelenmeksizin KALDIRILMASINA, belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

 

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 01.03.2017


Bu sayfa 203 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor