YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Ecrimisil alacaklarına ilişkin dava hangi mahkemede görülmelidir?

Karar Özeti

 

Davacı eldeki davayı 31/03/2015 tarihinde münfesih olan kira sözleşmelerine istinaden açtığına ve mahkemece yapılacak incelemede taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin sona erip ermediği, eş söyleyişle sözleşmelerin belirsiz süreli sözleşmeye dönüşüp dönüşmediği hususları irdelenecek olup uyuşmazlığın TBK'nun 299 ve devamı maddelerinde düzenlenen kira sözleşmelerine ilişkin hükümler ve dosyaya sunulan kira sözleşmelerinde imza altına alınan şartlar ışığında sulh hukuk mahkemesince yapılması gerekirken görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesince yapılmış olması yerinde olmamıştır.

Karar

 

ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

6. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/865

 

Karar Numarası: 2022/727

 

Karar Tarihi: 11.04.2022

 

Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/01/2021 tarih ve .... Esas - .... Karar sayılı dosyasının yapılan istinaf incelemesinde;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

DAVA: Davacı vekili Sulh Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında baz istasyonu kiralanması konulu 23/09/2009, reklam panosu kiralanması konulu 01/04/2010, stant kiralanması konulu 01/04/2010 tarihli olmak üzere 3 ayrı sözleşme imzalandığını, ancak baz istasyonu kiralanması sözleşmesinin çerçeve sözleşme niteliğinde olduğunu, bu sözleşmenin 2.1 maddesine göre tüm bu sözleşmelerin bir bütün olarak teati edilip tek başlarına fesh edilemeyeceklerinin kararlaştırılmış olduğunu,

 

Davalı tarafça baz istasyonu kiralama ve reklam panosu kiralama sözleşmelerine halel gelmeksizin stand alanı kiralama sözleşmesinin 31/03/2015 tarihi itibariyle feshedildiğinin bildirildiğini, pakete dahil sözleşmelerden birinin münferit olarak feshedilemeyeceği gerekçesiyle müvekkili tarafından davalıya pakete dahil sözleşmelerin tamamının 31/03/2015 tarihi itibariyle fesh olunacağının ihtar olunduğunu,

 

10/02/2015 tarihli ihtarname ile de kiralamaya konu mahallerin tahliye edilmemesi nedeniyle davalı tarafın işgalci durumuna düştüğü belirtilip kiralanan tüm mahallerin 15/06/2015 tarihinde tahliye edilmesi ve işgalci durumuna düşülen 01/04/2015 ile 15/06/2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin KDV dahil 159.791,67-TL ödeme yapılmasının talep edildiğini, bunun için 09/06/2015 tarihli fatura düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalının 16/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile 31/03/2015 tarihinden sonra da baz istasyonunun kullanıldığı, reklam alanı ve stant kullanımının ise söz konusu olmadığı gerekçesiyle faturanın iade edildiğinin ve stant kirası için ödeme yapılmayacağının 03/09/2015 tarihli ihtarname ile müvekkiline bildirildiğini, bunun üzerine bakiye 116,212,95.USD için takibe girişildiğini, davalının 72.916,00.USD ödeme yaptığını bakiye 43.296,95.USD'nin ödenmediğini, stant kirası için ödenmesi gereken bu miktar yönünden itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

 

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile her biri 31/03/2015 bitiş tarihli 3 ayrı kira sözleşmesi imzalandığını, bilahare davacıya 30/01/2015 tarihli ihtarname ile stant kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin ihbar edildiğini, sözleşme bitiş tarihine kadar olan stant kira bedelinin ise ödendiğini, davacının kira konusu yerlerin kullanılmaya devam edildiği gerekçesiyle 01/04/2015 ile 15/06/2015 tarihleri arası dönem için 135.416,67 USD ecrimisil talep ettiğini, davacının da sözleşmelerin 31/03/2015 tarihinde feshedildiğini ve stant kira alanının kullanılmadığını da belirttiğini, müvekkili tarafından 01/04/2015 - 15/06/2015 tarihleri arasındaki dönem için baz istasyonu ve reklam alanı ecrimisil ödemelerinin yapılacağının bildirildiğini, stant alanı için ise ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, stant alanının kullanımı söz konusu olmadığından diğer kullanılan alanlar için ise ecrimisil ödendiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İSTİNAFA KONU KARAR: Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/11/2019 tarih ve .... Esas, .... Karar sayılı ilamı ile "taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği uyuşmazlık konusu olmadığından davacının talebinin ecrimisil olduğu nazara alınarak" mahkemenin görevsizliğine, Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, bu karar yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş.

 

Dosyanın tevzi olduğu Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda "...taraflar arasında kira sözleşmesinin 31/03/2015 tarihinde bittiği konusunda ihtilaf yoktur. İhtilaf davalıdan davacının baz istasyonu ve reklam alanı için 15/06/2015 tarihine kadar ecrimisil talep edebilecek iken bu sözleşmeye dayanarak stant alanı kira bedeli de talep edip edemeyeceği noktasındadır, sözleşme ecrimisil alacağını düzenlememektedir. Yani kira akdinin her 3 sözleşme yönünden aynı anda feshedileceği şartı kira sözleşmesi açısından geçerli olup fuzuli işgal durumunu düzenlememektedir. Davacının açıkça davalının kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra stant alanını işgal ettiği yönünde bir iddiası da yoktur, böyle bir iddia yok- ken davalı da böyle bir alanı kira sözleşmesinden sonraki 75 günlük dönemde kullandığını kabul etmediği yerde davacının ecrimisil alacağından da söz edilemez," gerekçisi ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

 

İSTİNAF SEBEPLERİ:

 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar mahkemece müvekkili şirketin kira sözleşmelerinin sona ermesinden sonra davalının ilgili stand alanlarını işgal ettiği yönünde bir iddiasının bulunmadığı belirtilmiş ise de dava dilekçesinde, 19.01.2017 tarihli beyan dilekçesine, bilirkişi raporlarına karşı verilen 19.08.2019 ve 05.11.2020 tarihli dilekçelerde, dosyada mevcut ...., .... ve .... Yevmiye nolu ihtarnamelerde defalarca ilgili alanların 15.06.2015 tarihine kadar davalı tarafından işgal edildiği hususunun beyan edilmiş olduğunu, buna rağmen mahkemece aksi yöndeki kabulün kabul edilemez olduğunu,

 

Kaldı ki davalının, sözleşmeye konu stand alanlarını 15.06.2015 tarihinden önce tahliye ettiğini ispatlayamadığını, dosyaya sundukları 31.12.2015 tarihli Söküm, Hasarsızlık ve Taşınmaz Teslim Tutanağı isimli belgeler incelendiğinde stand alanlarının tahliyesinin 15.06.2015 tarihinde yapılmış olduğunun anlaşılacağını,

 

Diğer sözleşmelere konu alanların 31.12.2015 tarihinde teslim edildiği tutanaklarla belirli iken, uyuşmazlık konusu alanların 31.12.2015 yerine 15.06.2015 tarihinde kullanımın sonlandırıldığının beyan edilmesinin müvekkili şirketin beyanının samimiyetini gösterdiğini, müvekkili kötü niyetli olsa 31.12.2015'e göre fatura keseceğini, bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının doğru olduğunu, davacının istinaf isteminin reddine karar verilmesini istediklerini ancak mahkemece vekalet ücreti nispi hesaplanması gerekirken maktu hesaplanmış olmasının hatalı olduğunu bildirerek hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

 

DELİLLER: Kira sözleşmeleri, ihtarnameler, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı.

 

GEREKÇE: Dava, kira sözleşmelerinin sona ermesine rağmen kiralananın tahliye edilmediği döneme ilişkin olarak ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

 

Öncelikle, bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.

 

Olayımıza gelince; taraflar arasında baz istasyonu kiralanması konulu 23/09/2009, reklam panosu kiralanması konulu 01/04/2010 ve stant kiralanması konulu 01/04/2010 tarihli 3 ayrı kira sözleşmesi imzalanmış olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralanan baz istasyonu, reklam panosu ve standın niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi yerlerden olduğu ve aynı kanunun 327. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263.) maddesi gereğince sözleşmede açık ya da örtülü biçimde bir süre belirlenmiş ise, kira sözleşmesinin bu sürenin sonunda kendiliğinden sona ereceği açıktır.

 

Taraflar bu durumda açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.

 

Davacı eldeki davayı 31/03/2015 tarihinde münfesih olan kira sözleşmelerine istinaden açtığına ve mahkemece yapılacak incelemede taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin sona erip ermediği, eş söyleyişle sözleşmelerin belirsiz süreli sözleşmeye dönüşüp dönüşmediği hususları irdelenecek olup uyuşmazlığın TBK'nun 299 ve devamı maddelerinde düzenlenen kira sözleşmelerine ilişkin hükümler ve dosyaya sunulan kira sözleşmelerinde imza altına alınan şartlar ışığında sulh hukuk mahkemesince yapılması gerekirken görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesince yapılmış olması yerinde olmamıştır.

 

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/10/2020 tarih ve ....Esas,....Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.

 

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine göndermesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

Yapılan inceleme sonucunda; taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesince verilen hükmün kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1- Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin görev yönünden KABULÜ ile Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/01/2021 tarih ve .... Esas - ....sayılı kararının HMK'nun 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

 

2- Dosyanın kaldırma kararına uygun şekilde gereğinin yapılarak karar verilmesi için mahal mahkemesine geri gönderilmesine,

 

3- Taraflarca yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

 

4- İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek hükümde dikkate alınmasına,

 

5- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

6- Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK'nın 362/1-g/c maddesi gereğince kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.11/04/2022


Bu sayfa 121 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor