YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İş yerinin devir edildiği ve yeni işyerinde çalışmaya başlayan işçinin kısa bir süre sonra iş akdinin sonlandırılması halinin, feshin haklılığı ve işe iade davası açısından değerlendirildiği kr.

Karar Özeti

İş yerinin devir edildiği ve  yeni işyerinde çalışmaya başlayan işçinin kısa bir süre sonra  iş akdinin sonlandırılması halinin, feshin haklılığı ve işe iade davası açısından  değerlendirildiği kr.

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

26. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/648

 

Karar Numarası: 2017/1157

 

Karar Tarihi: 15.11.2017

 

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dava; Feshin geçersizliği ile işe iade ve buna bağlı mali haklara ilişkindir.

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ......... Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.'nin Antalya Bölgesi-.........Ürünler Grubu'nda 19.01.2002 tarihinde Tanıtım Sorumlusu olarak işe başladığı, 2003-2006 yılları arasında İstanbul'da Klinik Uygulamalar Sorumlusu olarak, 2006 Ocak ayından itibaren de yeniden Eczabaşı ......... Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. kadrosuna alınarak Antalya Bölge Yöneticisi olarak, 2013 yılında Bölge Müdürü olarak, 2015 yılı içinde "Eczabaşı-........." şirketlerinin birleşme/devralma işlemlerinin yapıldığını, davacının da 31.01.2016 tarihinde itibaren İstanbul'da "……….. Grubu Satış Müdürü" olarak devem etmesine karar verildiğini, ancak davacının atandığı pozisyonun dolu olması nedeni ile yeni görevine ancak 01.03.2016 tarihinde başlayabildiğini, bu defa da yeni ünvanının "Ulusal Satış Müdürü" olduğunun belirtildiğini, 07.05.2016 tarihinde geçersiz ve haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını beyanla 4 maaş tutarında boşta geçen süre ücreti ve 8 brüt maaş tutarında işe başlatmama tazminatına karar verilmesini talep ettiği, anlaşılmıştır.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, davacının iş akdinin feshinin geçerli ve haklı bir nedene dayandığını, davacının davasının geçerli bir hukuki nedene dayanmadığını, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini belirttiği, görülmüştür.

 

Mahkemece; Davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

 

Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; Davacı iş güvencesi kapsamında olmadığından davacının işe iade talep hakkı bulunmadığını, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olduğunu, davacının şirkette çalıştığı süre 6 aydan az ve bu suretle davacının kanunen iş güvencesi hükümlerinden yararlanma ve işe iade talep hakkı bulunmadığını, davalı işyerinde çalışan işçi sayısının da fesih tarihi itibariyle 19 olduğunu, davacının eski işvereni Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., ......... ve Eczacıbaşı şirketlerinin globaldeki ortaklığından doğduğunu ve 2016 yılında bu ortaklığın son bulmasıyla faaliyetine son verildiğini, davacının iş sözleşmesi Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından tüm hakları ödenmek suretiyle sona erdirildiğini, bu davacı tarafından da dilekçesinde açıkça ikrar ettiğini, davacı da tüm haklarını Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den alarak ibra ettiğini, bir devir protokolü yapılmış olması gerektiği ve iş sözleşmesi tüm hak ve borçları ile müvekkil şirkete geçmiş olması gerektiğini, davacının işyerine yeni şartlar ve farklı bir ücret ile işe başladığını, davacının önceki işvereni Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile müvekkil şirket arasında tür değiştirme, birleşme, devralma, vs. gibi hukuki bir ilişki bulunmadığını, davacının sunmuş olduğu Rekabet Kurulu kararı, davacının önceki işvereni Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile dava dışı RTS Worldwide Inc. tarafından ortak kontrol edilen ………. ......... Tedavi Hizmetleri San. ve Tic. A.ş.’nin ......... ………. S.A.’nın tek kontrolüne geçmesi işlemine izin verilmesi talebi hakkında olduğu ve bu izin ortalığın sonlandırılmasına dair olduğunu, her ne kadar davacının önceki işvereninden kendisine tahsis edilen şirket aracı ve diğer ofis ekipmanlarını aynen kullanmaya devam ettiği iddia edilmiş ise de bu iddia gerçeğe aykırı olduğunu, davacının şirkette işe başladığında kendisine davalı şirket tarafından araç tahsisi yapıldığını, açıklanan sebeplerle davacının iş güvencesi kapsamında olmadığını ve iş sözleşmesi feshedilmeden savunmasının alınması yönündeki iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

 

Gerekçe;

 

HMK'nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileriye sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

 

Davacının eski işvereni Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., ......... ve Eczacıbaşı şirketlerinin globaldeki ortaklığından doğduğunu ve 2016 yılında bu ortaklığın son bulmasıyla faaliyetine son verildiğini, söz konusu şirket tarafından düzenlenen 17.12.2015 tarihli fesih bildiriminde "şirketimizde görevli bulunduğunuz iş biriminin yönetiminin devredilmesi sürecine girilmiştir.", "31.01.2016 tarihi itibariyle görev yaptığınız iş biriminin yönetimi Eczacıbaşı ......... Hastane Ürünleri San ve Tic. A.Ş. Şirketimiz yönetiminden çıkacaktır", "Bu süre içerisinde yeni şirket, yeni göreviniz ile ilgili tarafınıza bilgi verilecektir" ibarelerin yer aldığı, davalı şirketin bir gün sonra 01.02.2016 tarihinde davacı ile sözleşme imzaladığı anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar ile çalışanların tüm ekipmanlarıyla davalı şirkete geçtiklerine, davalı şirkette çalışan işçi sayısının 70 olduğuna ilişkin tanık beyanları ve dosya bir bütün olarak incelendiğinde davacının davalı şirkette belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 5 yıldan fazla bir süredir çalıştığı, davalı şirkette çalışan işçi sayısının 30 dan fazla olduğu, davacının işyerinin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili olmadığı kabul edilmiştir.

 

4857 Sayılı Kanunu'nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.

 

Ayrıca, İş Kanunu'nun 19. maddesi gereği feshin nedeninin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi gerekir. Yazılı fesih bildiriminde feshin sebebinin gösterilmemesi, İş

Kanunu'nun 20. maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.

 

Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ileri süren davalı işveren, ispat yükümlülüğü altındadır. Fesih işleminin yazılı yapılması ve nedeninin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesinin bir diğer sonucu da, işverenin fesih bildirimde belirtilen nedenlerle bağlı olmasıdır. İşveren işe iade davasındaki savunmasında ilaveten başka bir sebep ileri süremeyeceği gibi bu sebepten farklı bir sebebe de dayanamaz. Ayrıca hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez.

 

4857 Sayılı İş Kanununun 20/2.maddesine açıkça feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır.

 

05.05.2016 tarihli fesih bildiriminde fesih sebebinin yer almadığı anlaşılmıştır. Davacının iş sözleşmesinin 18. Madde gereğince feshinde feshin yazılı yapılması gibi fesih sebebinin açık ve kesin olmasının da geçerlilik koşulu olduğu, davacının savunmasının alındığına dair bir belgenin dosyada bulunmadığı, bunun davalı tarafından da iddia edilmediği anlaşılmış olup, davalı tarafından yapılan feshin şeklen ve esas yönden geçersiz olduğu yönündeki mahkeme değerlendirmesi yerinde olduğu kabul edilmiştir.

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddi gerektiğine dair dosyayı inceleyen üye hakimin görüşü dairemizce de benimsenerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1-İstanbul 14. İş Mahkemesi'nin 23/11/2016 tarih ve 2016/561 Esas 2016/871 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-İstinaf başvuruları reddedilmiş olmakla alınması gerekli 31,40 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,20 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

 

3-İstinaf başvuruları reddedilmiş olmakla davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

5-Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 7036 sayılı yasanın geçici 4.maddesi dikkate alınarak tebliğden itibaren 8 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 101 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor