YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin işe iade davasından ibraname ile iş sözleşmesinin feshi esnasında feragat etmesinin, geçerli olmadığı hk.

Karar Özeti

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 02.11.2015 tarihinde davalı şirkette “baş finans müdürü" olarak çalışmaya başladığını ve iş sözleşmenin 05.09.2016 tarihinde davalı İşveren tarafından feshedildiğini belirtmektedir. Davacı vekili, davalı vekilinin İşe iade davası açılamayacağı beyanının hukuken geçersiz olduğunu, iş güvencesi hükümlerinden ve işe iade davası açma hakkından Önceden feragat edilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Esasen geçerli ibranameden söz edilebilmesi İçin, işe iade davası sonunda yasal olarak imzalanması gerekli iken, iş akdinin feshi esnasında düzenlendiğini, İş Kanunu'nun 21. Maddesinin son fıkrası gereği işçinin işe iade davasından ibraname ile feragat etmesinin geçerli olmadığını vurgulamaktadır. Konu ile ilgili olarak Yargıtay 9. HD'nin 2004/23961 E., 2005/14007 K. Sayılı, 21.04.2005 tarihli Kararı’na atıfta bulunmaktadır. Fesih sebebinin, müvekkilinin çalıştığı pozisyonda organizasyon değişikliğine gidilmesi ve yeni yapılanma içerisinde müvekkilinin görevinin sürdürebileceği başka bir pozisyon olmadığının işveren tarafından bildirildiğini beyan etmektedir. Davacı vekili, fesih sebebinin geçersiz olduğunu, şirkette organizasyon değişikliğine gidilmediği gibi, müvekkiline başka bir iş de teklif edilmediğini belirtmektedir. Organizasyon değişikliğine gidilmesi gerektiği yönünde karar mevcut olmadığı gibi neden organizasyon değişikliğine gidildiğinin açıklanmadığını vurgulamaktadır. Fesihte ölçülülük, gereklilik, tutarlılık ve feshin son çare olması ilkelerine uyulmadığını da eklemektedir. Feshin kötü niyetli olduğunu, beyanla davacının işe iadesini talep ve dava etmiştir.

Karar

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

24. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/4036

 

Karar Numarası: 2017/1666

 

Karar Tarihi: 02.11.2017

 

Bakırköy 22. İş Mahkemesi 14/07/2017 tarih ve 2016/564 E. 2017/355 K. sayılı kararı aleyhine, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

 

TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETLERİ:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 02.11.2015 tarihinde davalı şirkette “baş finans müdürü" olarak çalışmaya başladığını ve iş sözleşmenin 05.09.2016 tarihinde davalı İşveren tarafından feshedildiğini belirtmektedir. Davacı vekili, davalı vekilinin İşe iade davası açılamayacağı beyanının hukuken geçersiz olduğunu, iş güvencesi hükümlerinden ve işe iade davası açma hakkından Önceden feragat edilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Esasen geçerli ibranameden söz edilebilmesi İçin, işe iade davası sonunda yasal olarak imzalanması gerekli iken, iş akdinin feshi esnasında düzenlendiğini, İş Kanunu'nun 21. Maddesinin son fıkrası gereği işçinin işe iade davasından ibraname ile feragat etmesinin geçerli olmadığını vurgulamaktadır. Konu ile ilgili olarak Yargıtay 9. HD'nin 2004/23961 E., 2005/14007 K. Sayılı, 21.04.2005 tarihli Kararı’na atıfta bulunmaktadır. Fesih sebebinin, müvekkilinin çalıştığı pozisyonda organizasyon değişikliğine gidilmesi ve yeni yapılanma içerisinde müvekkilinin görevinin sürdürebileceği başka bir pozisyon olmadığının işveren tarafından bildirildiğini beyan etmektedir. Davacı vekili, fesih sebebinin geçersiz olduğunu, şirkette organizasyon değişikliğine gidilmediği gibi, müvekkiline başka bir iş de teklif edilmediğini belirtmektedir. Organizasyon değişikliğine gidilmesi gerektiği yönünde karar mevcut olmadığı gibi neden organizasyon değişikliğine gidildiğinin açıklanmadığını vurgulamaktadır. Fesihte ölçülülük, gereklilik, tutarlılık ve feshin son çare olması ilkelerine uyulmadığını da eklemektedir. Feshin kötü niyetli olduğunu, beyanla davacının işe iadesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hastane aleyhine açılan iş bu işe iade davası ile "davacının 02.11.2015 tarihi itibari ile “baş finans müdürü” olarak çalışmaya başladığı, çalıştığı birimde organizasyon değişikliği yapıldığı ve görevini sürdürebileceği farklı bir pozisyon olmadığının bildirildiği ve iş akdinin 05.09.2016 tarihinde feshedildiği, ancak feshin geçersiz olduğu, işveren şirkette organizasyon değişikliğine gidilmediği ve kendisine başka bir görev teklif edilmediği, fesih için bahane bulunduğu... ” İddiası ile feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadesi ile birlikte bildirilen ücret ve tazminatın ödenmesini talep ettiği belirtmektedir. Davanın yersiz olduğunu ve reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇE ÖZETİ ve KARARI: İlk Derece Mahkemesi'nce,"...Davalı işletmenin gerçekleştirdiği organizasyon değişikliği çalışması ile bilirkişi incelemesi sırasında istenen ve davacının İş akdinin feshinden sonrasına ait unvanlar listesinde genel müdür yardımcılığı pozisyonunun 1'e düşürüldüğü görülmektedir. Davacının istihdam edildiği pozisyonun İsmen şemadan kaldırılmış olunmasıyla birlikte; davalı İşletmede davacının görev yaptığı İş ve İşlemlerin tek bir genel müdür yardımcılığı altında oluşturulan müdürlüklere bağlı olarak devam ettiği görülmektedir. Davacının İstihdamı sırasında yöneticisi olduğu ve kendisine bağlı bulunan “destek hizmetler, otelcilik hizmetleri, güvenlik, teknik hizmetler, yiyecek içecek hlz., muh ve ulaştırma" İşleri ve pozisyonları yeni organizasyon şemasında da var iken davacının diğer yöneticiler içinden hangi kritere göre seçilerek İş akdinin feshedildiği net değildir. Söz konusu değişikliğin davacının iş akdinin teshine geçerli neden teşkil etmeyeceği, çünkü belirtildiği üzere davacının yönettiği iş ve işlemlerin halen işletmede yapılmaya devam ettiği görülmektedir. Bu nedenle davalının fesih bildiriminde beyan ettiği “Kurum içinde sürdürebileceğiniz farklı bir pozisyon olmadığından.'' ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. İşletme içi sebeplerden, işverenin, işletme yönetiminin esasını teşkil eden işletme politikasını gerçekleştirmek için, teknik, organizasyon ve ekonomik sahada aldığı bütün işletmesel tedbirler anlaşılmalıdır. Bu tedbirler aracılığıyla işveren, işletmenin organizasyon yapısı ile ilgili düzenleme yapma hakkını (yönetsel karar alma hakkını) kullanmaktadır. İşletme içi sebeplerden kaynaklanan fesihlerde, işverenin, hangi tedbirleri aldığını ve bu tedbirlerin iş sözleşmesi feshedilen işçinin işine nasıl etki ettiğini ortaya koymak zorundadır.

 

İşletmesel karara dayalı geçerli fesih kavramı incelendiğinde bu konuda Yargıtay'ca bu yönde alınmış ve deklare edilmiş bir işletmesel kavramın yanında açıklanmamış da olsa örtülü bir şekilde uygulanan işletmesel kararın varlığının şart koşulduğu, bununla yetinilmeyip işletmesel kararın yerindelik, tutarlılık, ölçülülük gibi esaslarda içeriğinin denetlendiği, işletmesel karar söz konusu olduğunda feshin son çare olmasının gerekliliğinin arandığı görülmekte ve sonuçta bu ilkelerin değişik işletmesel karar kaynaklı fesihlerde ne şekilde işletildiğinin aktarılması önem kazanmaktadır. Bu anlamda konu ele alındığında genel hatlarıyla, Yargıtay kararlarında da (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2008/1, 2010/2, 2010/3, 2010/4, 2010/5) belirtildiği üzere aşağıdaki şekilde ele alınmalıdır ve bu işlem birbirine göre bir üst aşamaya geçmeyi ifade etmektedir. Bir başka deyişle önce sayılan gerçekleşmeden diğeri değerlendirilememekte; hangi aşamada geçerli neden ortaya konulamıyorsa fesih geçersiz kabul edilmektedir. Buna göre; - Öncelikle fesih işleminin temelinde açık veya örtülü bir işletmesel karar olmalıdır. - Bu kararda istihdamı engelleyen hal ortaya konulmalı yahut bu karar İle bir istihdam fazlalığı meydana gelmelidir. - İşletmesel kararın yerinde olup olmadığı hariç olmak üzere, tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı, keyfi olarak uygulanıp uygulanmadığı ve Ölçülü bir biçimde uygulanıp uygulanmadığı denetlenmelidîr. Feshin son çare olarak uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalıdır. (Kemal Evren Öcal, "İş Güvencesi Bağlamında İşletme İşyeri Veya İşin Gerekleri Nedeniyle Fesih Kavramı” , Çözüm Dergisi, Kasım-Aralık 2011, s. 172.) Davalı işverenin, iş organizasyonundaki değişikliğini gerçekleştirirken iş sözleşmesi fesih olan davacıya yönelik herhangi bir tedbir almadığı görülmektedir. Başka bir pozisyonda görev teklif edilmediği gibi, davacının İşletmedeki diğer yöneticiler içinden hangi kriterlere göre seçilerek iş akdinin fesih edildiği konusu da net değildir. İşletmede performans değerlendirme sistemi bulunmamakta olduğundan davacının diğer yöneticilere göre performansının düşük olup olmadığı bilinmemektedir. Yapılan organizasyon değişikliğinin işletmede neden ve ne ölçüde bir istihdam fazlası oluşturduğu davalı tarafından ortaya konmamıştır. Gerçekleşen yeni yapılanmanın bölümlerde anlamlı bir değişikliğe yol açmayıp davacının pozisyonunda iptaline araç olarak kullanıldığı kanaatine varılmıştır. Bu durumda davacının, davasının kabulüne..." şeklinde belirtilen gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Gerekçeli mahkeme kararı ayrı ayrı taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.

 

İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ:

 

Karara karşı, davalı vekili tarafından feshin geçerli bir fesih olduğu gerekçesiyle, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

 

Gerekçeli istinaf dilekçesi davacı yana tebliğ edilmiştir.

 

GEREKÇE: Dava, feshin geçersizliğinin tespiti ve davacının işe iadesi istemine ilişkindir.

 

Taraflar arasında uyuşmazlık, fesih işleminin geçerli olup olmadığı, davacının işe iadesine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, 4 aylık brüt aylık tutarında işe başlatmama tazminatına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, davacının boşta geçen süre 4 aylık ücret ve diğer alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

 

HMK'nun 355. Maddesi kapsamında istinaf sebep ve gerekçeleriyle bağlı kalınarak incelenen dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, hükmün usul ve kanuna uygun olmasına göre, tarafların yazılı beyanları, davacının sgk ve iş yeri kayıtları, yeminli alınan tanık beyanları ve bilirkişi heyet raporu karşısında, davacının davalı iş yerinde 02.11.2015- 05.09.2016 tarihleri arasında baş finans müdürü olarak çalıştığı, davacının iş akdinin, pozisyonda organizasyon değişikliğine gidilmiş olup, CFO görevi kaldırılması uygun görüldüğünden ve kurum içinde görevini sürdürebileceği farklı bir pozisyon olmadığı gerekçesiyle yazılı olarak feshedildiği, ayrılış bildirgesinde 04 kodunun kullanıldığı, ancak belirtilen gerekçeyle davacının iş akdi feshedilmiş ise de, davalı işverenin iş organizasyondaki değişikliğini gerçekleştirirken, iş sözleşmesi feshedilen davacıya yönelik herhangi bir tedbir almadığı, başka bir pozisyonda görev teklif edilmediği, davacının işletmedeki diğer yöneticiler içinden hangi kriterlere göre seçilerek iş akdinin feshedildiği hususunun da net olmadığı, işletmede performans değerlendirme sistemi bulunmadığından, davacının diğer yöneticilere göre performansının düşük olup olmadığının bilinmediği, yapılan organizasyon değişikliğinin işletmede neden ve ne ölçütte bir istihdam fazlası oluşturduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, böylelikle feshin tüm dosya kapsamıyla geçerli olduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının reddi ile aşağıdaki şekilde yazılı hüküm tesis edilmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;

 

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1–b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE;

 

2-Yargılama Giderleri Yönünden;

 

a-) Harç peşin alınmakla yeniden alınmasına yer olmadığına;

 

b-) Davacı vekilinin yatırmış olduğu peşin harcın hazineye irat kaydına,

 

Dair, 6100 sayılı HMK 361. maddesi gereğince, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ nezdinde temyiz yolu açık olarak, oybirliği ile karar verildi. 02.11.2017


Bu sayfa 110 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor