YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin fazla çalışma yaptığını ispatlarken işyeri giriş-çıkış ve puantaj kayıtlarını yazılı delil olarak kullanabileceği hk.

Karar Özeti

 

Fazla çalışma yapıldığı ispat yükü iddiada bulunan işçiye ait olup bu konuda işyeri giriş-çıkış ve puantaj kayıtlarının yazılı delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür belgelerle kanıtlanmaması halinde tanık beyanlarıyla sonuca gidilebileceği, ancak dinlenen tanıkların davacı ile aynı işyerinde çalışan, çalışma gün ve saatlerini bilen kişiler olması gerektiği ve tanık beyanlarının sadece birlikte çalıştığı dönem için fazla çalışmayı ispatlayabileceği, taraflarla husumet içinde olan tanık beyanları dikkate alınarak tespit yapılmaması gerektiği yerleşik Yargıtay uygulamasıdır.

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

26. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/1495

 

Karar Numarası: 2018/962

 

Karar Tarihi: 07.06.2018

 

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla;

 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

 

Dava; Bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline ilişkindir.

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının işyerinde 03.10.2003-14.01.2015 tarihleri arasında çorap fabrikasında kalite kontrol bölümünde çalıştığını, son maaşının net 2000 TL olup davalının yemek ve servis hizmetleri verdiğini, davacının 15 yıl ve 3600 gün şartını tamamladığı için SGK'dan yazı alarak davalıya başvurduğunu, davacının acil ihtiyacını bilen davalının bordro rakamı üzerinden kıdem tazminatı ödemeye kabul etmesi nedeni ile 1363 TL brüt ücret üzerinden 15.261,84 TL kıdem tazminatı ödendiğini, davacının davalı işyerinde 2 vardiya halinde haftada 6 gün günde 12 saat çalıştığını, çalışmaların 08.00-20.00 ve 20.00-08.00 saatleri arasında yapıldığını, maaş bordrosunda bazı aylar göstermelik fazla mesai ödendiğini, bazı aylarda ise hiç fazla mesai ödenmediğini, davacının mecbur kaldığı için önüne gelen maaş bordrosunu itirazsız imzaladığını, davalının davacıya kıdem tazminatı dışında ödeme yapmadığını belirterek; ödenmeyen dava konusu işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacaklar bakımından davalıyı ibra ettiğini belirterek ibra sözleşmesinin etki alanının geçmişteki döneme ait olduğunu, ibranamenin Borçlar Kanununda aranan özellikleri içerdiğini, iş aktinin davacı tarafından istifa sebebi ile sona erdirildiğini, çıkışının yapıldığı tarihte kıdem tazminatının ödendiğini, bir ay sonra verilen ibranamenin geçerli olduğunu, davanın konusunun kalmadığını, davacının 29.04.2005-14.04.2014 tarihleri arasında düz işçi olarak asgari ücretle çalıştığını ve 1475 sayılı Yasanın 14.maddesine göre sigorta gün ve yaş sınırını doldurduğunu, istifasını vermesi ile iş aktinin sona erdiğini, son brüt ücretinin 1363 TL olduğunu, hesaplanan 15.378,56 TL kıdem tazminatının 10 eşit taksitte ödendiğini ve vardiya usulü ile çalışıldığından fazla mesai yapılmasının mümkün olmadığını, çok nadir olarak fazla mesaiden söz edilebileceğini, bu durumlarda davacının ücretinin ödendiğini, davanın 5 yıl içinde açılması gerektiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

 

Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; davacının kendisinin vermiş olduğu istifa dilekçesinde bordroda görünen ve banka hesabına yatan ücretin gerçek ücreti olduğunu açıkça ikrar ettiğini, maaşının bordroda görünen rakam olduğunu, iddia edilen işçilik alacakları hesaplanırken davacının da ikrarı ile sabit olduğu üzere bordroda görünen ücret üzerinden bilirkişi raporlarında hesaplama yapılması gerekirken aksi yönde düşünce ile hesaplama yapılmasının ve bu hesaplamanın hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, sadece duyuma dayanan davacı tanıklarının beyanlarını dikkate alarak davacının ücretinin belirlenmesinin hatalı olduğunu, davacı işçinin fazla mesai alacağını kapsayan bordrolarının İhtirazı kayıt koymadan imzalandığını, fazla mesai ücretlerinin ödendiğinin tanık beyanları ve dosyada mevcut imzalı ücret bordrolarından da anlaşıldığından davacının davalı şirketten fazla mesai alacağının bulunmadığını, yerel mahkemece kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ve resmi tatil ücretinin imzalı, ihtirazi kayıt konulmayan, bizzat davacının kendi ikrarında olan gerçek ücreti üzerinden değil görgüye dayanmayan ve sadece duyuma dayalı tanık beyanları esas alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm verildiğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.

 

Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir.

 

Gerekçe;

 

HMK 'nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileriye sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

 

Dosya kapsamı ile, davacının davalı işyerinde 03/10/2003-14/01/2015 tarihleri arasında kalite kontrol elemanı olarak çalıştığı anlaşılmıştır.

Davalı vekili davacının kendi el yazısı ve imzası ile bordrolarda yazılı olan ücretinin gerçek ücreti olduğunu ikrar ettiğini ve işçilik alacaklarının bu ücrete göre

hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.

 

Davacı vekili davacının en son 2.000 TL net ücret aldığını iddia etmiştir.

 

Tekstil İşçileri Sendikasından Ocak 2015 tarihi itibari ile emsal ücret 2.000-2.500 TL olarak bildirilmiştir.

 

Davacı tarafından davalı işverene hitaben yazılan 22/12/2014 tarihli yazıda, SGK dan almış olduğu kıdem tazminatına esas yazıya istinaden iş akdini sonlandırılmasını ve bu talebinin kabulü doğrultusunda bordroda görünen ve banka hesabına yatan gerçek ücret üzerinden hesaplama yapılarak işlem yapılmasını istediğini ve davalı işverene hitaben yazdığı 16/02/2015 tarihli yazıda; işyerinden ayrıldığı tarihe kadar olan hak etmiş olduğu ücretini aldığını, hafta tatillerini kullandığını ve ücretini aldığını, yıllık iznini kullandığını ve ücretini aldığını, fazla mesai ücretini aldığını, resmi tatilleri kısmen kullandığını, kısmen ücretini aldığını, işyerinden her hangi hak ve alacağının kalmadığını, işverenini tüm hak ve alacaklarından dolayı ibra ettiğini bildirdiği görülmüştür.

 

Bilindiği üzere yerleşik Yargıtay uygulaması gereği, işçinin aldığı ücret tartışmalı olduğunda imzalı bordrolar olsa dahi meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş vs. hususlar bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile meslek kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak ve tanık beyanları ve davacının yaptığı iş ve kıdemi de değerlendirilerek işçinin alabileceği ücretin belirlenmesi gerekir.

 

Dosya kapsamı, tanık anlatımları, emsal ücret araştırması bir arada değerlendirildiğinde; davacının ücrete ilişkin iddiasının gerek tanık anlatımları ve gerekse bu beyanları destekleyen emsal ücret bilgisi ile de doğrulandığı, davacının kıdemi ve yaptığı işin niteliği de dikkate alındığında davacının asgari ücretle çalışmasının da olanaklı olmadığı ve davalı tarafça davacının 22/12/2014 tarihli dilekçesi ile bordrolardaki ücretin gerçek ücret olduğunu kabul ettiği ileri sürülmüşse de, söz konusu dilekçede davacının gerçek ücret üzerinden ödeme yapılmasını talep ettiği, kaldı ki gerçek ücretin asgari ücret olması durumunda bu şekilde belirtilmesinin de olağan olmadığı, bu beyanının bordrolardaki ücretin gerçek ücret olduğunu kabul ettiği anlamına gelmeyeceği, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Davalı vekili davacının fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarının da bulunmadığını ileri sürmüştür.

 

Fazla çalışma yapıldığı ispat yükü iddiada bulunan işçiye ait olup bu konuda işyeri giriş-çıkış ve puantaj kayıtlarının yazılı delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür belgelerle kanıtlanmaması halinde tanık beyanlarıyla sonuca gidilebileceği, ancak dinlenen tanıkların davacı ile aynı işyerinde çalışan, çalışma gün ve saatlerini bilen kişiler olması gerektiği ve tanık beyanlarının sadece birlikte çalıştığı dönem için fazla çalışmayı ispatlayabileceği, taraflarla husumet içinde olan tanık beyanları dikkate alınarak tespit yapılmaması gerektiği yerleşik Yargıtay uygulamasıdır.

 

Dosya içeriğinde çalışma düzenine ve süresine ilişkin davalı tarafça dosyaya sunulan mesai çizelgelerinde davacının genellikle 3 hafta 08:00-18:00 ve bir hafta 14:30-23:00 saatleri arasında haftanın 6 günü çalıştığı, nadiren tüm ay 08:00-18:00 arası çalıştığı görülmekle dosyada 15/07/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda mesai çizelgelerine göre yapılan hesaplamanın dikkate alınmasını isteyerek bu doğrultuda davacı vekilinin talebini artırmış olması da göz önünde bulundurulduğunda bu hesaplamanın dosya içeriğine uygun olduğu ve yine tanık anlatımlarına göre davacının davalı işyerinde dini bayramlarda, 1 Ocak ve Cumhuriyet bayramında ve son iki yıldır 1 Mayıs işçi bayramında çalışmadığı, diğer bayramlarda çalıştığı ve dosya kapsamında ücretlerinin ödendiğine ilişkin somut bilgi ve belge bulunmadığından ödenmemiş olduğu kanaatine varılmakla 15/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda hesaplamaların (fazla mesai yönünden mesai çizelgelerine göre yapılan hesaplama) dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı ancak HMK 107. maddesinin gerekçesine göre, belirsiz alacak davasının, kısmen eda davası ile birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilinde olduğu ve davanın da belirsiz alacak davası nitelemesi ile açıldığı ve belirsiz alacak türlerinden kısmi eda külli tespit davası olarak görüldüğü göz önüne alındığında, dava açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesileceğinden, ıslahta zamanaşımı itirazı dikkate alınamaması gerektiği halde (Yargıtay 9. H.D. 11/01/2016 günlü 2014/27631 E 2016/163 K) mahkeme kararında fazla mesai ücret alacağında zamanaşımı itirazı dikkate alınarak 20/02/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda ve yine davacının ıslah talebine göre fazla mesai ücret alacağında mesai çizelgesine göre yapılan hesaplamanın dikkate alınması gerektiği halde tanık beyanlarına göre yapılan hesaplama doğrultusunda ve hakkaniyet indirimi de yapılarak hüküm kurulması dosya içeriğine uygun olmasa da bu şekilde hüküm kurulmasının davacı aleyhine olduğu ve davacı tarafça bu hususun istinaf sebebi yapılmaması nedeniyle değerlendirme yapılamayacağından sonuç itibari ile kararın doğru olduğu anlaşılmıştır.

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine dair dosyayı inceleyen üye hakimin görüşü dairemizce de benimsenerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1-İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Alınması gerekli 2.029,73 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 538,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.490,90 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

 

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden neticelendirildiğinden davacı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

5-Kararın tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6763 SK. 'nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK 'nun 362/1-a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK'nun 8/1. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 95 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor