YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkemece nasıl hareket edilmelidir?

Karar Özeti

İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla" bakmaya devam olunur.

Karar

 

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

24. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/1494

 

Karar Numarası: 2018/1056

 

Karar Tarihi: 19.04.2018

 

İstanbul 9. İş Mahkemesinin 13/12/2017 tarih ve 2017/165 E. 2017/773 K. sayılı kararı aleyhine, davalı S. B. (C.) vekili ile davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;

 

TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETLERİ:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/03/1994-01/06/1999 tarihine kadar davalıların evinde yatılı çocuk bakıcısı olarak çalıştığını, 01/06/1999-31/11/2016 tarihine kadar yemekten sorumlu işçi olarak sigortasız çalıştığını, işveren tarafından izin gününün pazar olarak belirlenmesine rağmen yatılı olarak çalıştığı için çalışma saatlerinin düzensiz olduğunu, çocuk bakıcılığının yanında yemek, ütü, alışveriş, evin düzeni, vb işleri yaptığını, mesai saatleri dışında gece eve gelen misafirlere hizmet ettiğini, davalıların adlarına kayıtlı şirketlerde sigortalı olarak gösterildiğini, SGK'ya ücretinin eksik bildirildiğini, emekli olmasına rağmen çalışmasına devam ettiğini, yaşlanması ve verimsiz çalıştığı nedeni ile işten çıkarıldığını beyan ederek ödenmeyen işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin büyük zamanını yurt dışında geçiren, düzenli bir hayatı olmayan bir kişi olduğunu, müvekkilinin Türkiye'de olduğu zamanlar içerisinde yardımcıları olmadığın da davacının yardımına başvurulduğunu, ancak davacının sürekli çalışmasının bulunmadığını, bu durumun davalının pasaport kayıtlarından da sabit olacağını, açılan davanın haksız olduğunu, davacı ile davalı arasında iş yasası kapsamında hizmet ilişkisinin söz konusu olmadığını, bu nedenle de görevsizlik kararı verilmesinin gerektiğini, görev bakımından davanın öncelikle usulden reddine akabinde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇE ÖZETİ ve KARARI:

 

İlk Derece Mahkemesi'nce, Taraflar arasında uyuşmazlık iş akdinden kaynaklanmadığından 5521 sayılı kanunun 1.maddesi ve 6100 sayılı kanununu 1.maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliğine, Taraflardan birinin 6100 sayılı kanunun 20.maddesi uyarınca iki hafta içinde kararı veren Mahkemeye başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,..."şeklinde karar verilmiştir.

 

İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ:

 

Karara karşı, davacı vekili ve davalı S. B.(C.) vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

 

Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ''görevsizlik kararının hatalı olduğunu'' ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Davalı S. B.(C.) vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde ise, verilen görevsizlik kararı nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmolunmamasının hatalı olduğu beyanında bulunulmuştur.

 

GEREKÇE:

 

Dava, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ile UBGT ücreti alacaklarının tahsiline ilişkindir.

 

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.

 

4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.

 

İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla" bakmaya devam olunur.

 

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

 

4857 sayılı Yasanın 4. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay 9.HD. 09.10.2008 gün ve 2007/27814 Esas, 2008/25988 K.).

 

Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi İş Kanunu kapsamında değerlendirilmelidir.

 

Somut olayda, tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından davalıların 2 tane çocuklarının olduğu, davacının, davalıların bu çocuklarının 3-4 yaşlarından beri bakımı ile uğraştığı, buna ilişkin dosyaya delil olarak sunulan fotoğrafların bu iddiayı doğruladığı ve SGK kayıtlarında 4/a kapsamında sigorta bildirimlerinin bulunduğu, bunun yanında ise davalıların evinde arızi olarak ev işlerinde yardımcı olduğu, bu nedenle davacı ile davalılar arasındaki ilişkinin, İş Kanunu'nun düzenlediği anlamda hizmet ilişkisi olarak değerlendirildiğinden uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemesi'nin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, bu bağlamda istinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun da esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

 

HÜKÜM: Gerekçesi Açıklandığı Üzere;

 

1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA;

 

a-) Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde, tahkikat yapılıp karar verilmek mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;

 

2- Yargılama Giderleri;

 

a-) İstinaf harçlarının talebi halinde yatıranlara İADESİNE;

 

b-) Kararın, İlk Derece Mahkemesince, HMK 321/2 maddesi gereğince, re'sen taraflara tebliğine;

 

Dair, kesin olarak, oybirliği ile karar verildi.19/04/2018


Bu sayfa 101 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor