YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin önceden aldığı sözlü uyarıların farklı olması halinde, işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığının kabulü hk.

Karar Özeti

 

Somut uyuşmazlıkta; davalı işveren davacının iş akdini daha önce işyerinde işe geç gelmesi ve ürünlerin hasarlanmasına sebep olması nedeni ile disiplin kuruluna sözlü olarak uyarıldığı ve en son olarak da kullanmakta olduğu ... isimli iş makinesi ile "Picker" isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak sureti ile çalışma arkadaşının sağlığını tehlikeye attığı ve iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davrandığı gerekçesi ile feshetmiştir. Dosya kapsamında davacının feshe dayanak yapılan davranışı nedeni ile işvereni zarara uğrattığına ilişkin somut bilgi ve belge yoktur. Davacı olaya ilişkin alınan savunmasında picker in alt tekerine takoz sıkışması sonucu iş arkadaşının takozu çıkarmak için kendisinden yardım istemesi üzerine ... ile Pickeri kaldırarak altındaki takozu çıkardığını, bu hareketinin yanlış olduğunu bildiğini ancak art niyetinin olmadığını, iş yoğunluğundan kaynaklanan bir hata olduğunu belirttiği görülmüştür. Tanık anlatımlarında da, işyerinde diğer çalışanlarında aynı şekilde davranabildiği ancak bu sebeple sadece davacının iş akdinin feshedildiği belirtilmiştir. Dosyada olaya ilişkin disiplin kurulu tutanağında sendika işçi temsilcisinin olay nedeni ile davacıya ihtar verilmesini uygun gördüğü, merkez disiplin kurulunda ise oy çokluğu ile iş akdinin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriği ile, davacının söz konusu davranışı ile iş güvenliğini tehlikeye soktuğuna ve işvereni zarara uğrattığına dair somut bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacının daha öncesinde de çalışma düzenini bozan ve işvereni zarara uğratan davranışının olmadığı, davacının olaya ilişkin savunmasında da, arkadaşının kendisinden yardım istemesi üzerine ve işlerin daha hızlı yürümesi için yaptığını belirttiği, davacının kasıtlı bir davranışının bulunmadığı, olaya ilişkin disiplin kurulu kararında ilk olarak sendika işçi sendikası tarafından davacıya ihtar cezası verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği ve merkez disiplin kurulu kararında davacıya daha önce aynı suçtan ihtar verilmesi ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen aynı olayı tekrarlamasının iş akdine feshedilmesine gerekçe yapılmışsa da, davacının daha önceki sözlü uyarı aldığı olayların farklı olduğu, tüm bu nedenlerle davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, davacıya söz konusu davranışı nedeni ile öncelikle bir ihtar cezası verilmesi de mümkünken en ağır ceza olan iş akdinin feshedilmesinin feshin son çare olması ilkesine de uygun olmadığı, feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı, mahkemenin bu yöndeki tespit ve değerlendirmelerinin dosya içeriğine uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Karar

 

 

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

26. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/1400

 

Karar Numarası: 2019/213

 

Karar Tarihi: 13.02.2019

 

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla;

 

Gereği düşünüldü:

 

Dava; Feshin geçersizliği ile işe iade ve buna bağlı mali haklara ilişkindir.

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 28/05/2012-05/08/2016 tarihleri arasında forklift operatörü olarak çalıştığını, iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini belirterek; feshinin geçersizliği ile davacının işe iadesine ve buna bağlı mali haklara karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının en son davalı şirket nezdindeki Numil Operasyonun da forklift operatörü olarak iş sözleşmesinin alt işverenden devralındığı tarih olan 01/04/2014 tarihinden iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından haklı nedenle sona erdirildiği tarih olan 05/08/2016 tarihine kadar şirketin Gebze de kurulu işyerinde çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 20/07/2016 tarihinde kullanmakta olduğu ... isimli iş makinesiyle iş sağlığı ve güvenliği kurallarına son derece aykırı bir şekilde Picker isimli iş makinesini kaldırmaya çalışması nedeni ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II ı bendi kapsamında haklı nedenle feshedildiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece; "Davacının 28/05/2012 - 05/08/2016 tarihleri arasında lojistik elemanı olarak davalı işveren nezdinde çalıştığı, davalı işveren tarafından düzenlenen 05/08/2016 tarihli fesih bildiriminde özetle; "...11/05/2015 tarihinde işe geç geldiğiniz ve Gebze Alt Disiplin Kurulu kararı kapsamında -sözlü uyarı- yaptırımına tabi tutulduğunuz; 27/04/2016 tarihinde şirketimiz müşterilerine ait ürünlerin hazırlanmasına sebep olduğunuz ve Gebze Alt Disiplin Kurulu kararı kapsamında -sözlü uyarı- yaptırımına tabi tutulduğunuz tespit edilmiştir. Diğer yandan şirketimiz insan kaynakları birimine iletilen olay ve olgular kapsamında 20/07/2016 tarihinde kullanmakta olduğunuz ... isimli iş makinesi ile -picker- isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak suretiyle çalışma arkadaşlarınızın sağlığını tehlikeye attığınız ve işyerimiz nezdindeki iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davrandığınız tespit edilmiştir. Nitekim şahsınız tarafından şirketimize sunulan 02/08/2016 tarihli savunma yazısında da gerçekleştirdiğiniz davranışın kurallara uygun olmadığını bizatihi kabul etmiş bulunuyorsunuz. Bu bağlamda; şirketimiz Merkez Disiplin Kurulu tarafından gerçekleştirilen 03/08/2016 tarihli toplantıda daha evvel gerçekleştirmiş olduğunuz olumsuz davranışlar ve şahsınıza uygulanan yaptırımlar da göz önünde bulundurularak şirketimiz işyerindeki iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davranışınız nedeniyle şirketimiz ile şahsınız arasında 28/02/2012 tarihinden bu yana süregelen iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-ı bendi ve şirketimiz işyerinde uygulanmakta olan Disiplin Yönetmeliği ekindeki disiplin cetvelinin 1/10 maddesi (iş emniyeti ve işçi sağlığı ile ilgili mevzuat ve bu konuda alınmış ve yazılı olarak duyurulmuş karar, tedbir ve emirlere riayet etmemek, işçi sağlığı yönünden varsa verilen koruyucu malzeme ve ekipmanı kullanmamak) uyarınca feshedilmesine karar verilmiştir." açıklaması ile davacı işçinin iş akdinin haklı nedene dayanılarak feshedilmiş olduğu, yapılan yazılı fesih bildiriminde sebebin açık ve kesin bir şekilde belirtildiği, feshin haklı bir sebebe dayanmış olduğunu ileri süren işverenin, ispat yükümlülüğü altında olduğu, mahkememizce ise yapılan fesih nedenlerinin geçerli/haklı olup olmadığının incelenmesinin gerektiği, davacının iş akdi fesih gerekçesinin haklı nedene dayandığı iddiasını destekleyen somut verilerin dosya içerisine sunulmadığı, davacının dosya içeriğinde son eyleminin (... isimli iş makinesi ile -picker- isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak) olduğu tarihe kadar herhangi bir çalışma disiplini ve iş barışını bozan ve işvereni zarara uğratan davranışının olmadığı, bu yönde dosya içerisinde herhangi bir olumsuz verinin de bulunmadığı, davacının -... isimli iş makinesi ile -picker- isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak- suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin ISG kurallarına aykırı olduğu, davacının işyerinde almış olduğu eğitim ve kullanmakta olduğu iş makinesini kullanım sertifikası kurallarına aykırı davrandığı ve bu durumun kendisi tarafından da kabul edilmiş olduğu, ancak davacının işyerine zarar verme kastının bulunmadığı, eylemi sonucu işyerine herhangi bir zarar vermediği, İş Kanunu'nun 25/II-ı bendinde düzenlenen zarar verme şartının, dolayısıyla haklı fesih şartının gerçekleşmediği, davacı tanık anlatımlarına göre de -aynı eylemin işyerinde çalışan başka işçiler tarafından da yapıldığı ancak yalnızca davacının iş akdinin sona erdirildiği- davacının iş sözleşmesinin feshinde ölçülülük ilkesine uygun hareket edildiğinin dolayısıyla feshin haklı veya geçerli nedene dayandığının işveren davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına kanaat getirilmiştir." gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Mahkeme kararına karşı süresinde davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

 

Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; karar içeriğinin, yargılama safahatı içerisinde düzenlenen bilirkişi raporunda yer alan teknik mahiyetteki tespit ve değerlendirmelere tamamen aykırı olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/11 maddesinin (ı) alt bendinde, işçinin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davranmasının müstakil bir sebep olarak düzenlenerek işverenin zarara uğramış olması koşulunun aranmamasına rağmen, müvekkili şirketin zarara uğramaması nedeniyle haklı fesih şartlarının gerçekleşmediği yönünde hukuka tamamen aykırı bir değerlendirme yapıldığını, Yargıtay'ın ilke içtihatları uyarınca eşit işlem ilkesine aykırılığın feshi geçersiz kılmadığı ve dolayısıyla işe iade talebinin her halükarda reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olduğunu, davacının iş sözleşmesinin feshinin yasal dayanağını teşkil eden 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/11 maddesinin (ı) alt bendinde, işçinin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı hareket etmesi ve işverene ait malı 30 günlük ücretinin üzerinde zarara uğratması olmak üzere iki farklı haklı sebep öngörüldüğünü, nitekim davacının iş sözleşmesi de herhangi bir somut zarara sebep olmamakla birlikte iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı hareket etmesi nedeniyle sona erdirildiğini, yerel mahkeme kararında, ilgili Kanun hükmünün hatalı yorumu neticesinde zarar koşulunun maddede öngörülen tüm fesih sebeplerini karşıladığı sonucuna ulaşılması ve uyuşmazlıkta müvekkili şirketin maddi zararının mevcut olmamasından ötürü fesih işleminin haklı/geçerli nedene dayanmadığının kabulünün hukuka tamamen aykırı olduğunu, yerel mahkeme nezdinde yapılan yargılama esnasında davacı tanığı sıfatıyla beyanda bulunan kişilerin, davacı ile aynı eylemi gerçekleştirdikleri halde iş sözleşmeleri feshedilmeyen müvekkili şirket çalışanlarının mevcut olduğu yönündeki soyut ve gerçek dışı beyanlarının hükme esas alınması da son derece hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için benzer davranışları sergileyen müvekkili şirket çalışanlarının iş sözleşmelerinin feshedilmediğinin kabulü halinde dahi eşit işlem ilkesine aykırı olarak gerçekleştirilen fesih işlemlerinin geçerli bir feshin sonuçlarını doğuracağına yönelik yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, huzurdaki işe iade davasının her halükarda reddi gerektiğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir.

 

Gerekçe: HMK'nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileriye sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

 

Taraflar arasında feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı ihtilaf konusudur.

 

Dosya kapsamından, davacının davalı işyerinde 28/05/2012-05/08/2016tarihleri arasında forklift operatörü olarak çalıştığı ve davalı işveren tarafından SGK ya verilen işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış nedeninin 26 kod numarası ile "Disiplin kurulu kararı ile fesih" olarak bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.

 

Davalı işveren 05/08/2016 tarihli iş akdi fesih bildiriminde; işyerinde forklift operatörü olarak çalıştığını, 11/05/2015 tarihinde işe geç gelmesi nedeni ile, Gebze Alt Disiplin Kurulu Kararı kapsamında "sözlü uyarı" yaptırımına tabi tutulduğunu, 27/04/2016 tarihinde şirket müşterilerine ait ürünlerin hasarlanmasına sebep olduğunu ve Gebze Alt Disiplin Kurulu Kararı kapsamında "sözlü uyarı" yaptırımına tabi tutulduğunun tespit edildiğini, diğer yandan şirket İnsan Kaynakları birimine iletilen olay ve olgular kapsamında 20/07/2016 tarihinde kullanmakta olduğu ... isimli iş makinesi ile "Picker" isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak sureti ile çalışma arkadaşının sağlığını tehlikeye attığını ve işyeri nezdindeki iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davrandığının tespit edildiğini, şirkete sunduğu 02/08/2016 tarihli savunma yazısında da, gerçekleştirdiği davranışın kurallara uygun olmadığını kabul ettiğini, şirket Merkez Disiplin Kurulu tarafından gerçekleştirilen 03/08/2016 tarihli toplantıda daha önce gerçekleştirmiş olduğu olumsuz davranışlar ve uygulanan yaptırımlar da göz önünde bulundurularak şirket işyerindeki iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davranışları nedeni ile iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu 25/II ı alt bende ve işyerinde uygulanan Disiplin Yönetmeliği ekindeki disiplin cetvelinin 1/10 maddesi uyarınca 05/08/2016 tarihi itibari ile feshettiğini bildirmiştir.

 

Dosyaya sunulan 01/08/2016 tarihli Disiplin Kurulu Toplantı tutanağında; davacının 20/07/2016 tarihinde ISG kurallarına aykırı davranarak ... ile picker kaldırdığı ve çalışan sağlığını tehlikeye attığının tespit edildiği, davacının savunmasında pickerin alt takarine takoz sıkıştığını ve iş arkadaşının yardım istediğini, ... ile picker kaldırarak işlerin hızlı gideceğini düşündüğü için böyle bir şey yaptığını beyan ettiği, işveren temsilcisinin; MDK (Merkez Disiplin Kurulu) sevk verilemesini uygun gördüğü, işçi (sendika temsilcisinin) ihtar verilmesini uygun gördüğü, ve disiplin kurulunda yapılan görüşme neticesinde davacının oy çokluğu ile MDK Sevk verilmesinin uygun görüldüğü ve 03/08/2016 tarihli Merkez Disiplin Kurulu Toplantı tutanağında; disiplin kurulunda yapılan görüşme neticesinde davacıya daha önce de aynı suçtan ihtar verilmesi ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen aynı olayı tekrarlaması nedeni ile iş sözleşmesinin disiplin cetvelinin "1/10 iş emniyeti ve işçi sağlığı ile ilgili mevzuat ve bu konuda alınmış ve yazılı olarak duyurulmuş karar, tedbir ve emirlere riayet etmemek işçi sağlığı yönünden varsı verilen koruyucu madde ve ekipmanı kullanmamak maddesi gereğince oyçokluğu ile iş akdinin feshedilmesine karar verildiği görülmüştür.

 

4857 sayıl İş Kanunu 25/II. Fıkrasının ı bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya veya maddeleri 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanın bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde veya belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmelidir. Ancak 30 günlük ücretten az zarar nedeni ile işyerinde olumsuzluklar meydana gelmiş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.

 

Zararın işçinin kasıtlı davranışından veya taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi bir farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru veya zararı ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. (Yargıtay 9. H.D. 12/05/2008 günlü 2007/35921 E 2008/12018 K sayılı ilamı)

 

Somut uyuşmazlıkta; davalı işveren davacının iş akdini daha önce işyerinde işe geç gelmesi ve ürünlerin hasarlanmasına sebep olması nedeni ile disiplin kuruluna sözlü olarak uyarıldığı ve en son olarak da kullanmakta olduğu ... isimli iş makinesi ile "Picker" isimli iş makinesini kaldırmaya çalışmak sureti ile çalışma arkadaşının sağlığını tehlikeye attığı ve iş sağlığı ve güvenliği kurallarına aykırı davrandığı gerekçesi ile feshetmiştir. Dosya kapsamında davacının feshe dayanak yapılan davranışı nedeni ile işvereni zarara uğrattığına ilişkin somut bilgi ve belge yoktur. Davacı olaya ilişkin alınan savunmasında picker in alt tekerine takoz sıkışması sonucu iş arkadaşının takozu çıkarmak için kendisinden yardım istemesi üzerine ... ile Pickeri kaldırarak altındaki takozu çıkardığını, bu hareketinin yanlış olduğunu bildiğini ancak art niyetinin olmadığını, iş yoğunluğundan kaynaklanan bir hata olduğunu belirttiği görülmüştür. Tanık anlatımlarında da, işyerinde diğer çalışanlarında aynı şekilde davranabildiği ancak bu sebeple sadece davacının iş akdinin feshedildiği belirtilmiştir. Dosyada olaya ilişkin disiplin kurulu tutanağında sendika işçi temsilcisinin olay nedeni ile davacıya ihtar verilmesini uygun gördüğü, merkez disiplin kurulunda ise oy çokluğu ile iş akdinin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriği ile, davacının söz konusu davranışı ile iş güvenliğini tehlikeye soktuğuna ve işvereni zarara uğrattığına dair somut bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacının daha öncesinde de çalışma düzenini bozan ve işvereni zarara uğratan davranışının olmadığı, davacının olaya ilişkin savunmasında da, arkadaşının kendisinden yardım istemesi üzerine ve işlerin daha hızlı yürümesi için yaptığını belirttiği, davacının kasıtlı bir davranışının bulunmadığı, olaya ilişkin disiplin kurulu kararında ilk olarak sendika işçi sendikası tarafından davacıya ihtar cezası verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği ve merkez disiplin kurulu kararında davacıya daha önce aynı suçtan ihtar verilmesi ve sözlü olarak uyarılmasına rağmen aynı olayı tekrarlamasının iş akdine feshedilmesine gerekçe yapılmışsa da, davacının daha önceki sözlü uyarı aldığı olayların farklı olduğu, tüm bu nedenlerle davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı, davacıya söz konusu davranışı nedeni ile öncelikle bir ihtar cezası verilmesi de mümkünken en ağır ceza olan iş akdinin feshedilmesinin feshin son çare olması ilkesine de uygun olmadığı, feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı, mahkemenin bu yöndeki tespit ve değerlendirmelerinin dosya içeriğine uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğine dair dosyayı inceleyen üye hakimin görüşü dairemizce de benimsenerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Alınması gerekli 44,40 TL istinaf karar harcından taraflarınca peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

 

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden neticelendirildiğinden davacı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

5-Kararın tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6763 S.K.'nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK 'nun 362/1-a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK'nun 8/1. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 217 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor