YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin fazla mesai alacağından ne kadar hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği hakkında açıklayıcı örnek Kr.

Karar Özeti

Davalı vekilince, fazla mesai ücreti alacağı ile ilgili miktardan yapılan hakkaniyet indirimi oranının az olduğu itirazında bulunulmuş ise de; indirim oranının ne olması gerektiği yönünde yasal düzenleme olmayıp lakin hak ve nesafet doğrultusunda indirim oranının hakkın özünü zedeleyecek miktarda olmaması gerekir. İşçinin çalışma şekli, hesaplanan alacak miktarı vs. kriterler önem arzetsede yerleşik ortalama indirim oranları % 30, 1/3 şeklinde olmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmemiş, mahkemenin orana dair taktirinde bir hata bulunmadığı anlaşılmıştır.

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

26. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/1481

 

Karar Numarası: 2018/833

 

Karar Tarihi: 16.05.2018

 

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı ve davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla;

 

Gereği düşünüldü:

 

Dava; Bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline ilişkindir.

 

İddia; Davacı vekili, müvekkili davacının 13.02.2013-05.10.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin 4857 sayılı yasanın 24/II-e maddesi gereğince haklı sebeplerle davacı tarafından feshedildiğini, hak ettiği tazminat ve bir kısım alacaklarının ise yine de ödenmediğini belirterek, ödenmeyen dava konusu işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Savunma; Davalı vekili, davacının işveren A. I.'a ait ticaret işletme bünyesinde çalıştığını, bu nedenle davanın söz konusu kişiye yöneltilmesi gerektiğini, çalışmasının 22.02.2013-09.10.2015 tarihleri arasında gerçekleştiğini, iş akdinin devamsızlık nedeniyle feshedildiğini, başkaca bir alacağının da bulunmadığını savunarak haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.

 

Mahkemece; Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

 

Davacı vekili istinaf sebepleri olarak; müvekkili davacı 13/02/2013 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlamışsa da sigorta bildiriminin geç yapılmış olduğunu, yine iş sözleşmesinin de başlama tarihinden sonra imzalanmış olduğunu bu nedenle davacının işe başlama tarihi 13/02/2013 olarak kabulü gerekirken daha sonraki bir tarihin başlangıç tarihi olarak nazara alınmasının doğru olmadığını,

 

Yerel mahkemece bilirkişi raporunun 1.ihtimalinde yer alan hesaplamalar nazara alınarak davacının brüt 1.231,05 TL ücretle çalıştığının kabulünün doğru olmadığını, davacının çalışmakta iken aldığı ücretin net 1.250,00 TL olduğunu, davalı tarafından davacının almakta olduğu maaşlar ücret bordrosunda asgari ücret üzerinden gösterilmişse de aksini ispata yarar davalının kaşe ve imzasının mevcut olduğu bankaya ibraz edilen yazı örneği ile sabit olduğunu, bu belgede davacının net 1.250,00 TL maaş aldığının davalı tarafça da kabul edilmiş olduğunu, basiretli bir iş adamı olan davalının daha sonra kendine karşı ileriye sürülebileceğini bildiği imzalı belge ile bankayı yanıltma gayesi olmadığının bu nedenle belgede yazılı tutarın gerçeği yansıttığının kabulünün gerekeceğinin,

 

Davacı hafta tatil günlerinde işveren tarafından çağırılarak çalıştırılmış olup yine bakiye yıllık izin alacaklarının da bulunmasına rağmen hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti yönünden taleplerinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak tüm taleplerinin kabulü yönünde karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.

 

Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; yerel mahkemenin davacının iş akdinin ücret ve ücret nevi alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiği yönündeki kabulünün dosya kapsamıyla değerlendirildiğinde yerinde olmadığını, fesih tarihi itibariyle herhangi bir alacağı bulunmayan davacının fesihten kaynaklı olarak kıdem tazminatı talep edemeyeceğini,

 

Davacı tanığı, davalı işyerinde çalışmayan kişi olup komşu işyerinde hangi tarihlerde çalıştığının dahi belli olmadığını, kendi beyanına göre de davalı işyerine hiç girmemiş ve burada ne iş yapıldığını dahi bilmediğini, dolayısıyla bu tanığın anlatımları dikkate alınarak davacı lehine ubgt ve fazla mesai ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iş bu alacaklardan yerel mahkemece yapılan %30 oranındaki tenkisin de düşük olduğunu,

 

Yerel mahkemece davacının brüt 1.231,05 TL ücret alacağı olduğu kabul edilmiş ise de bu alacak kaleminin bir haklı fesih nedeni olmayacağının da açık olduğu zira 05/10/2015 tarihinde iş akdi feshedilmiş olup Eylül ayı ücretinin Ekim ayının 10.günü ödendiğini bir başka anlatımla henüz ödeme tarihinin gelmemiş olduğunu, muaccel olmayan bir alacağın ise fesih sebebi sayılamayacağını, bu yöndeki mahkeme değerlendirmelerinin yerinde olmadığını belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.

 

Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir.

 

Gerekçe;

 

HMK'nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileriye sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından her iki taraf vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

 

Çalışma süresinin ispatı işçi üzerinde olup davacı SGK kayıtlarında görülenden daha önce işe başladığını iddia etmiş ise de iş bu resmi kayıtların aksini yargılama aşamasında somut delillerle ispat edememiş olduğundan davacının soyut iddialarına değer verilmeksizin resmi SGK kayıtlarındaki gibi davacının 22/02/2013-05/10/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının kabulü ile bu çalışma süresi üzerinden hesaplamalar yapılmasında hata bulunmadığı, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

İlgili mahkeme adı altında verilen belgeye tek başına itibar edilemez. Türkiye İş Bankası Yeniyol Şubesi Müdürlüğü'ne verilmek üzere düzenlenmiş işveren imza / kaşeli 22/01/2015 tarihli belgede davacının net 1.250,00 TL maaş aldığı belirtilmiş ise de; davalı tarafça söz konusu belgenin davacının daha fazla tutarda kredi çekebilmesi için verilmiş olduğunun savunulması yanında davacı tarafça bu belge harici emsal ücret araştırma talebi veya başka delil sunması söz konusu olmadığı gibi 2 yıl 7 ay 13 günlük kıdemi, davacının yaptığı işin mahiyet ve niteliği, işyerinin özellikleri, hayata dair yaşayım deneyimleri birlikte değerlendirildiğinde davacının kayıtlarda gözüken ücretle çalıştığı mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir hata bulunmadığı davacı vekilinin bu yöne temas eden istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Tek dinlenen davacı tanığı Ö. Y. davalı işyeri çalışanı olmayıp davalı işyerindeki çalışma koşullarını bilmesinin mümkün olmadığı, komşu işyeri çalışanı olduğunu bildiren iş bu tanığın davalı işyerinin adını dahi hatırlamadığı gibi 2013'te davalı işyerinde çalışmaya başlayan davacının emin olmamakla birlikte 2004'te davalı işyerinde çalışmaya başladığını ifade ettiği, yine davalı işyerinin ne üzerine çalıştığını bilmediği gibi davalı işyerine hiç gelmesinin de olmadığı tüm bunlara göre işyeri çalışanı olmayan ve somut veri olarak kabul edilebilecek herhangi bir anlatımı da bulunmayan tek davacı tanığının beyanlarına itibar ve üstünlük tanınamayacağı, kendisinin dahi ubgt günlerinde işine gelip gittiği anlaşılamayan sadece iş bu davacı tanık anlatımlarıyla davacının ubgt günlerinde çalıştığının kabulünün mümkün olmadığı, işyeri çalışanı davalı tanıklarınca ise davacının ubgt günlerinde çalışmadığın beyan edilmiş olması karşısında davacının ubgt günlerinde çalıştığı iddiası ispatlanamamış olduğundan bu alacağın reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece kabulüne dair hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davalı vekilinin bu alacak yönüyle istinaf itirazlarının yerinde olduğu, davacı tanığının beyanlarına itibar edilemeyeceğine dair yukarıdaki açıklamalar fazla mesai alacağı yönüyle de geçerli olup; davacı haftanın 5 günü saat 08-18 Cumartesi günleri ise 08-15 saatleri arası çalıştığını iddia etmiş olup, davalı tanıklarınca ise davacının 6 gün 08-17,30 saatleri arasında çalıştığının yine 1,5 saat ara dinlenmesi olduğunun ifade edilmesine göre Cumartesi günüyle ilgili olarak 08-15 saatlerine dair davacı talebi de nazara alınarak hesaplamaya göre hafta içi 5 gün 08-17,30 arası 9,5 saat çalışmadan 1,5 saat ara dinlenme düşüldüğünde davacının hafta içinde (9,5 - 1,5 = 8 saat) 8 saat x 5 gün = 40saat çalıştığı, Cumartesi ise kendi talebi gibi 08-15 saatleri arası 7 saat çalışmadan sabah bir mola ve yemek molası nedeniyle 1 saat ara dinlenme düşüldüğünde davacının Cumartesi günleri de 7-1=6 saat olmak üzere haftada 6 gün süreyle 40+6=46 saat çalıştığı, haftalık yasal 45 saatlik çalışma düşüldüğünde davacının haftalık 1 saat fazla mesai yaptığının anlaşıldığı, mahkemece itibar olunan hesap raporunda ise davacının haftalık 3 saat fazla mesai yaptığının kabulüne göre hesaplama yapılmış olduğu, dolayısıyla hesap raporuyla belirlenen fazla mesai ücreti 2.849,61 TL'nin 3'e bölümü suretiyle haftalık 1 saatten fazla mesai ücretinin (2.849,61 / 3 =) brüt 949,87 TL olduğu, bundan mahkemece uygulanan %30 üzerinden hakkaniyet indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği fazla mesai alacağı brüt 664,90 TL iken daha fazla tutarda fazla mesai alacağına karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı vekilinin bu alacağa dair istinaf itirazlarının da kısmen yerinde olduğu anlaşılmıştır.

 

Davalı vekilince, fazla mesai ücreti alacağı ile ilgili miktardan yapılan hakkaniyet indirimi oranının az olduğu itirazında bulunulmuş ise de; indirim oranının ne olması gerektiği yönünde yasal düzenleme olmayıp lakin hak ve nesafet doğrultusunda indirim oranının hakkın özünü zedeleyecek miktarda olmaması gerekir. İşçinin çalışma şekli, hesaplanan alacak miktarı vs. kriterler önem arzetsede yerleşik ortalama indirim oranları % 30, 1/3 şeklinde olmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmemiş, mahkemenin orana dair taktirinde bir hata bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

Dosya kapsamına göre davacının haftanın 6 günü çalıştığı, dava dilekçesindeki açıklamalarıyla da bizzat bunun tevsik edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin hafta tatili alacağına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

56 yaşında olan davacının 2 yıllık tam çalışması karşılığı hak edeceği yıllık izinin (20gün x 2 yıl) 40 gün olduğu, dosyada mevcut belgelerden işverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ve yine kullandırılmayan yıllık izinlerin ücretlerinin ödendiğini de yazılı delillerle katılması gerektiğini, çalışma süresine ve yaşına göre davacının hakettiği yıllık izin süresinin (yıllık 20 günx2 yıl =) 40 gün olduğu bunun 28 gününün davacı tarafça kullanıldığı ancak bakiye 40 gün - 28 gün = 12 günlük yıllık izin ücretinin de davacının banka hesabına ödendiği böylece davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı yerel mahkeme kararında yıllık izin ücreti ödemelerinde brüt ve net değerlendirmesinin de yerinde olduğu netice itibarı ile davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

4857 sayılı İşK.'nun 24/II-e maddesinde işveren tarafından işçinin ücreti(geniş anlamda ücret) kanun hükümleri veya iş sözleşmesi şartları gereğince hesap edilmez veya ödenmezse, işçiye iş akdini haklı nedenlerle fesih imkanı vermektedir ki; tüm dosya kapsamı ile davacının hiç değilse geniş anlamda ücret nevinden olan fazla mesai ücreti alacaklarının kendisine ödenmediği anlaşıldığından davacı tarafça iş akdinin sırf bu sebeple dahi haklı olarak feshedilebileceği dolayısıyla davacının feshinde haklı olduğu bu surette kıdem tazminatı taleplerinin yerinde olduğu, mahkemece kayıtlardaki ücret üzerinden belirlenen kıdem tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İş Hukukunda önemli olan fiili çalışma olup davacının iş akdini haklı olarak feshetmesi sonrası tutulacak devamsızlık tutanaklarının ve iddialarının herhangi bir değerinin bulunmadığı da dikkate alındığında davalı vekilinin kıdem tazminatının hakedilmesine ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurularının ise kısmen yerinde olup mahkeme kararının kısmen usul ve yasaya aykırı olduğu ancak delillerin toplanmış olmasına göre karardaki hata ve eksikliklerin yerel mahkemesine gönderilmeksizin dosya üzerinden ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda Dairemizce değerlendirilebileceği sonucuna varıldığından yeniden hüküm kurulmasının doğru olacağına dair inceleyen üye hakimin görüşü heyetçe de benimsenerek Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

 

2-Davalı vekilinin istinaf sebepleri kısmen yerinde olup, mahkeme kararının da kısmen usul ve yasaya aykırı bulunduğu, mevcut delil durumuna göre yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararının Kaldırılmasına,

 

3-Davanın kısmen kabul, kısmen reddine,

 

-Brüt 3.716,70 TL kıdem tazminatı alacağının 05/10/2015 fesih tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

 

-Brüt 1.231,05 TL ücret alacağının 19/01/2016 dava tarihinden işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

 

-Dairemizce hesap edilen brüt 949,87 TL fazla mesai ücreti alacağından %30 hakkaniyet indirimi yapılmakla kalan brüt 664,90 TL fazla mesai ücreti alacağının 100,00 TL'sinin 19/01/2016 dava tarihinden bakiyesinin 20/03/2017 ıslah tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

 

-Davacının hafta tatili ücreti alacağı, ubgt ücreti alacağı ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin taleplerinin tamamen reddine,

 

-Davacının kıdem tazminatı, maaş ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağına ilişkin fazlaya dair taleplerinin reddine,

 

-Karar tarihine göre yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen alacak miktarları üzerinden alınması gerekli 383,40 TL karar ve ilam harcının davacının adli yardımlı olması da nazara alınarak tamamının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

 

-Hükmedilen alacak miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

 

-Esastan red olunan alacak miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

 

-Davacı için adli yardımdan sarf olunan 345,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 162,24 TL sinin davacıdan 182,95 TL sinin ise davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

 

-Davalı tarafından mahkeme ve istinaf safahatında yapılan 168,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 79,20 TL'nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalanının davalı üzerinde bırakılmasına,

 

4-İstinaf başvuruları reddedildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının ve yine sarf ettikleri istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

-Davalı tarafın istinaf başvurusu kısmen yerinde görüldüğünden yatırmış oldukları istinaf harçlarının talepleri halinde kendilerine iadesine,

 

-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden neticelendirildiğinden taraflar lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

 

-Kararın tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

 

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6763 SK. 'nun 42. maddesi ile değişik 6100 s. HMK'nun 362/1-a ve aynı Kanunun 5. maddesi ile değişik 5521 s. İMK'nun 8/1. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 16.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 131 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor