İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
24. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2017/2581
Karar Numarası: 2018/1028
Karar Tarihi: 19.04.2018
Taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARININ ÖZETLERİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği koşulları yönünden işçi çalıştırılmaması gereken ve işverence bakımları yaptırılmayan pres makinasında tüm kurallara uyarak özenle çalışmakta iken geçirdiği iş kazası nedeni ile sağ el 4 parmağını kaybettiğini, iş kazasının oluşunda davacı işçinin hiçbir kusurunun olmadığını, kusurun tamamının çalışma koşullarının gerektirdiği önlemleri almayan işveren olduğunu, davacının malul kaldığını beyanla maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olan tüm tedbirleri aldığını, bu husustaki şartları ve araçları noksansız olarak bulundurduğunu, sigortalının iş kazası sonucu maruz kaldığı meslekte kazanma oranında herhangi bir azalma olmadığını, aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, davacının tüm ihtiyaçlarının karşılandığını, müvekkili tarafından her türlü eğitimin verildiğini, denetimin yapıldığını, talep edilen manevi tazminat miktarının belirtilmediğini ve harcının yatırılmadığını, dava açıldıktan sona miktarın artırılmasına muvafakat etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇE ÖZETİ ve KARARI:
İlk Derece Mahkemesi'nce özetle; ''dosya kapsamına uygun 13/02/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacının maddi zararı belirlendiği, belirlenen bu miktardan kusura isabet eden ilk PSD geliri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin kusura isabet eden miktarı mahsup edildiğinde bakiye maddi zararın 97.629,04 TL olduğu; davacının 14/12/2016 tarihinde davayı kısmi ıslah ederek 89.073,25 TL maddi tazminat, 25.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği; davacının davalıya ait işyerinde çalışırken geçirdiği kaza sonrasında yaralanması nedeni ile zarara uğradığı kanaatine varılarak taleple bağlı kalınmak suretiyle 89.073,25 TL maddi tazminat alacağı olduğu, dava dilekçesinde manevi tazminat talep edilmekle birlikte miktarın belirtilmeyip harcınında yatırılmadığı; 6100 sayılı HMK'nın 176 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaların, dava konusunun veya istem sonucunun değiştirilebilmesi imkanını sağladığı, usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahının mümkün olduğu, ancak her iki durumda da da usulüne uygun açılmış davanın bulunmasının şart olduğu; açılmış bir davada ıslah taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik yapılması gerektiği, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmadığı, davacının manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddi gerektiği'' gerekçesiyle maddi tazminat talepli davanın kabulüne; manevi tazminat talepli davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ:
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, ''bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu; sgk tahkikat raporunun denetime elverişli olmadığını; olayın meydana geliş şekli yönündeki beyanların çelişkili olduğunu; tahkikat raporunun ağır hatalı ve fahiş eksiklere havi olduğunu, tespit edilen kusur oranlarının gerçeği yansıtmadığını; davacının tecrübeli bir personel olduğunu, makinenin mandalın bozuk olmasına rağmen çalışmaya devam ettiğini varsaymanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu; davacının kendi beyanlarında müvekkilin makinenin bakımını yaptırdığını ifade ettiğini, kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuna karşı yaptığımız itirazlar incelenmeden dosyanın hesap bilirkişisine verilmesinin hatalı olduğunu; taraflar arasındaki İstanbul 63. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/488 E-2016/28 K sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin beklemeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu; davacı tarafın, mahkeme tarafından verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde tanıklarının adreslerini sunmadığı halde tüm itirazlarına rağmen, davacı tanıklarını dinlediğini, usul ve yasaya aykırı dinlenen tanık beyanları doğrultusunda verilen hükmün hatalı olduğunu'';
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ''manevi tazminatın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu''; ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat yönündeki talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 176. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri (492 sayılı Harçlar Kanunu 28. madde gereğince, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır) peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır.
İnceleme konusu olan bu olayda manevi tazminata ilişkin dilekçenin başvurma harcı ve nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verildiği anlaşılmaktadır. O halde dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü ile manevi tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminat isteminin usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin istinaf itirazları incelenmeksizin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Açıklandığı Üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK 353/1–a maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA;
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına;
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde, tahkikat yapılıp karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;
4-Yargılama Giderleri Yönünden;
a-) Taraflarca yatırılan istinaf harçlarının talepleri halinde iadesine;
b-) Kararın, İlk Derece Mahkemesince, HMK 321/2 maddesi gereğince, re'sen taraflara tebliğine; tarafların avansından eşit olarak karşılanmasına;
Dair, kesin olarak, oybirliği ile karar verildi. 19/04/2018