YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşe başlatmama halinde, boşta geçen süreye ilişkin alacağın ne zaman muaccel olacağı hk.

Karar Özeti

Davalıya işe başlamak ve boşta geçen süre ücretini ödemesi için ihtarname gönderildiği anlaşılmakla, davalı her ne kadar işe başlatmama tarihinden itibaren boşta geçen süre alacağının muaccel olduğunu belirtmişse de, bu durum sadece işe başlatmama tazminatı için söz konusu olup, boşta geçen süre ücretini ödemesi için ihtarname gönderildiği anlaşılmakla, davalı her ne kadar işe başlatmama tarihinden itibaren boşta geçen süre alacağının muaccel olduğunu belirtmişse de, bu durum sadece işe başlatmama tazminatı için söz konusu boşta geçen 4 aylık ücret alacağı kararın kesinleştiği anda talep edilebilir ve davalının işe iade için başvurduğu, temerrüde düşürüldüğü tarihte de faiz başlangıcı muaccel olup davalı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 9. Hukuk dairesinin 2016/32162 Esas 2018/23421 Karar 17/12/2018 tarih, 2016/32163 Esas 2018/23422 Karar 17/12/2018 tarih, 2016/32164 Esas 2018/23423 Karar 17/12/2018 tarih, 2015/25930 Esas 2018/22446 Karar 05/12/2018 tarih, 2015/25251 Esas 2018/21787 Karar 28/11/2018 tarih,, 2015/22175 Esas 2018/18740 Karar 18/10/2018 tarihli kararları)

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

25. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2018/1702

 

Karar Numarası: 2019/145

 

Karar Tarihi: 07.02.2019

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete 21.09.1998 tarihinde işe girdiğini, davacının finans bölümünde tedarik zinciri kıdemli yönetmen uzmanı olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan 11.06.2012 de feshedildiğini, İstanbul 5. İş Mahkemesi 2012/512 Esas sayılı dosyasında işe iade davası açılmış olduğunu, mahkemenin işe iadeye karar verdiğini, kararın Yargıtay’ca onandığını, kesinleşen kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde işe başlamak üzere davalıya başvurduğunu, davalının 15.04.2015 tarihinde yanlış hesapla davacıya 54.705TL ödediğini, 4 aylık boşta geçen ücrete ve 5 aylık işe almama tazminatı Yargıtay uygulamasına göre işe almama tarihindeki ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, oysa davacının bu tarihteki emsal maaşına göre boşta geçen 4 aylık ücret ve işe almama tazminatı bu miktarın üzerinde olduğunu, diğer haklar kavramına işçiye yapılan parasal haklar dahil olup işçinin 4 aylık dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi parasal değerler göz önüne alınacağını, işe almama tazminatı niteliği gereği işe başlatılmama tarihinde muaccel olduğunu, işe almama tazminatında işe almama tarihindeki ücret esası alınması gerektiğini, davacının fesih tarihi olan 11.06.2012 tarihinde brüt 7.250TL ücret aldığını, işe almama tarihinde aynı şirkette emsal işçinin ücretinin davalı şirketten sorulması gerektiğini, emsal işçinin SGK kaydının celbi ve emsal ücret araştırmasının yapılması gerektiğini, davacıya öğle yemeği için 300TL verildiğini, yol için aylık 300TL ödendiğini, GSM şirketi olan davalının aylık 150TL konuşma hakkı verdiğini, davacının sigortasının olduğunu, emsal bordrolarda aylık 1305TL özel sağlık sigortasının işveren tarafından yapıldığını, davacıya senede 3 maaş tutarında ikramiye verildiğini, senede bir defa en az L442,64TL brüt hisse senedi verildiğini, giydirilmiş ücretin hesabında bunların göz önüne alınması gerektiğini, davacının işe alınmaması ile geçersiz fesih oluştuğunu, fesihten sonra işçinin kıdemine 4 aylık sürenin daha eklenmesi gerektiğini, davacıya yılda bir kere 2 maaş tutarında ikramiye verildiğini, 4 aylık kıdemin eklenmesi ile davacının iş akdinin feshedildiği tarihin 11.10.2012 olduğunuzu dönemde çalışan personele bu ikramiye ödemesi de yapıldığını, çalışan personele ödenen bu ikramiye ödemesinin müvekkile de yapılması gerektiğini, davalı şirkette mali yılbaşları olan 1 Nisan’da şirketin karlılık durumu ve personelin maaşına güre önceki mali yılın 1 yıllık değerleri esas alınarak hak edişler hesaplanıp Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında bordroda prim ifadesi ile ödendiğini, davacıya ikramiye olarak yapılan ödemelerin bordrolarda prim adıyla yer aldığını, bu ödemelerin şirket uygulaması olarak işyeri şartı halinde bütün personele Haziran ve Temmuz veya Ağustos aylarında her yıl ve sürekli olarak yapıldığını, ikramiye uygulamasının yıllara yayılan sürekli bir uygulama olduğunu, davacının 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 4 sefer saat 21.30'a kadar mesaiye kaldığını, ödemelerinin eksik yapıldığını, bazı zamanlarda tasarruf tedbiri olarak fazla mesailerin yazılmadığını, eksik ödenen mesaileri talep ettiklerini, davacının izin alacaklarının bulunduğunu, eksik ücret alacaklarını talep ettiklerini bildirerek, işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, 21.09.1998-30.06.2012 arasında çalıştığını işe alınması mümkün olamadığı için Yargıtay ilamı gereği tüm alacakları ödendiğini, iş akdi İş Kan. 18 uyarınca feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini, işe iade talepli dava açıldığı ve işe iadesine karar verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi yerel Mahkeme kararını onadığını, bundan dolayı davacıya tüm alacakları 25.02.2015 de eksiksiz ödendiğini, işe başlatmama tarihinde şirket nezdinde çalışanların maaşı üzerinden alacakların hesaplanması iddiasının kabulü mümkün olmadığını, en son 7.250TL brüt ücret aldığını, herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını, tüm işçilere her yıl aynı oranda zam yapılacağına ilişkin genel bir kural olmadığını, ayrıca şirket politikası gereği düşük performans gösterenlerin hiç zam almamasının da mümkün olduğunu, hafta tatillerini C.tesi-Pazar günleri kullandığını, 7 gün çalışmayı gerektirecek görevi olmadığını, şirketin jestiyon-harcırah adı altında bir borcu olmadığım, AGİ ise her ay ücretiyle birlikte ödendiğini, davacının iş akdi performans düşüklüğü sebebiyle feshedildiğinden zam farkından kaynaklanan ek ücret talebi yerinde olmadığını, hiçbir somut dayanağı olmayan ikramiye, prim ve hisse senedi adı altındaki taleplerin kabulü mümkün olmadığını, şirkette ikramiye adı altında hiçbir ödeme yapılmadığını, prim ödemeleri işçinin performansına, çalıştığı bölüme, şirketin karlılığına göre değişkenlik gösteren ve düzenli olmayan ödemeler olduğunu, düşük performans nedeniyle iş akdi feshedilen davacının prim/hisse senedi/ikramiye adı altında bir alacağı olmadığını, şirket yemekhanesinde yemek yendiği ve nakdi yardım yapılmadığını, yol yardımı ödemesi yapılmayıp servis imkanı olduğunu, yıllık izinleri kullandığı ve kullanmadığı izin ücretinin iş akdinin feshi ile birlikte ücreti ödendiğini, sağlık harcaması talebinin yerinde olmadığı, 08-17 arası çalıştığı ve fazla mesai yapmadığını, şirket kapı giriş-çıkış kayıtlan bunu ispat edeceğini, hisse senedi verilmesi uygulaması 2009 da sona erdirildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

 

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ücretin belirlendiğini, hesabın hatalı olduğunu, emsal çalışana zam verildiği, bu sebeplerle davacıya da zam yapılması gerektiği varsayımı ile hareket edildiğini, ücret hesabının hatalı olduğunu, ayrıca ücrete, ulaşım-yemek bedeli dahilinin hatalı olduğunu, davacıya ödemeler yapıldığını bunların faizi ile birlikte mahsubunun gerektiğini, yıllık izinlerin kullandırıldığını yeni izin hakkı olmadığını, boşta geçen süre ücretine, işe başlatmama tarihi olan 15/04/2015 yerine 03/03/2015 tarihinden faizin işletilmesinin hatalı olduğunu, fazla mesai alacağı bulunmadığını, iş sözleşmesine göre ücrete fazla mesainin de dahil olduğu yıllık 270 saatlik kısmın mahsubunun gerektiği itirazında bulunmuştur.

 

GEREKÇE:

 

İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. Maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

 

Davacıya ait iş sözleşmesinin incelenmesinde aylık net ücretin belirtildiği ve " iş bu ücrete fazla çalışma dahil değildir " denildiği görülmekle, davalının ücrete fazla çalışmanın dahil olduğu itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Dosya içeriği mevcut delil durumu emsal dosya tespitleri, yargıtay kararları göz önüne alınarak davacının ücretinin hesabında emsal işçiye verilen zam oranına göre hesaplama yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu, iş yerinde servis uygulaması bulunduğu ve iş verence yemek verildiğinin anlaşıldığı, ayrıca belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde işçinin yemek, servis hizmetlerinden faydalandırılacağının da belirtildiği, görülmekle, bordroda dikkate alındığında davalının ücret hesabına itirazı ile giydirilmiş ücrete yemek ve servis ücreti eklemesi yapılmasına yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Davalı yıllık izin alacağına itiraz etmişse de işe başlatmama tarihindeki ücrete göre oluşan fark alacak hesabı yapıldığı görülmekle, davalı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

 

Fesihte davacıya ödeme yapıldığını ve bunların faizi ile mahsubu gerektiği itirazında ise; davacının işe iade kararından sonra işe başlamak için başvurduğu davalının işe başlatmadığı ve davacının fark alacakları talep etmekle bilirkişi raporunun ve kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Fesih yapılmadan çalışırken ödenen kıdem tazminatındaki ödemeler avans hükmünde olup faizi ile hesaplanıp düşülür. Ancak fesih yapılmışsa faiz hesabı yapılmaz, fesihle birlikte kıdem ihbar tazminatı ödenmişse bu durumda ödeme mahsup edilir. (Yargıtay 9 Hukuk Dairesinin 2015/25930 Esas 2018/22446 Karar 05/12/2018 tarihli kararı, 2015/25251 Esas 2018/21787 Karar 28/11/2018 tarihli kararı, 2015/22175 Esas 2018/18740 Karar 18/10/2018 tarihli kararı)

 

Davalıya işe başlamak ve boşta geçen süre ücretini ödemesi için ihtarname gönderildiği anlaşılmakla, davalı her ne kadar işe başlatmama tarihinden itibaren boşta geçen süre alacağının muaccel olduğunu belirtmişse de, bu durum sadece işe başlatmama tazminatı için söz konusu olup, boşta geçen süre ücretini ödemesi için ihtarname gönderildiği anlaşılmakla, davalı her ne kadar işe başlatmama tarihinden itibaren boşta geçen süre alacağının muaccel olduğunu belirtmişse de, bu durum sadece işe başlatmama tazminatı için söz konusu boşta geçen 4 aylık ücret alacağı kararın kesinleştiği anda talep edilebilir ve davalının işe iade için başvurduğu, temerrüde düşürüldüğü tarihte de faiz başlangıcı muaccel olup davalı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 9. Hukuk dairesinin 2016/32162 Esas 2018/23421 Karar 17/12/2018 tarih, 2016/32163 Esas 2018/23422 Karar 17/12/2018 tarih, 2016/32164 Esas 2018/23423 Karar 17/12/2018 tarih, 2015/25930 Esas 2018/22446 Karar 05/12/2018 tarih, 2015/25251 Esas 2018/21787 Karar 28/11/2018 tarih,, 2015/22175 Esas 2018/18740 Karar 18/10/2018 tarihli kararları)

 

Boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı yönünden davalı taraf istinaf talebinde bulunmamış ise de davalı taraf 25/02/2015 tarihinde bir kısım işçilik alacaklarını ödeyerek işe başlatmama iradesini belli etmiş olup boşta geçen süre alacağının bu tarihte muaccel olacağı ancak mahkemece daha sonraki bir tarihe hükmedildiği, keza işe başlatmama tazminatının da bu tarihte muaccel olacağı aleyhe bozma yasağı nedeni ile davalı istinafı reddedilmiştir.

 

Dosya içeriği, mevcut delil durumu göz önüne alınarak ilk derece mahkemesinin delilleri değerlendirmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalının işe başlatmama tazminatının faiz başlangıcı yönünde itiraz etmişse de işe başlatmama tarihi itibariyle faiz uygulandığı ve davalının uygulanmasını talep ettiği tarihinin esas alındığı itirazın yerinde olmadığı görülmüş davalının istinaf başvurusunun Esastan Reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,

 

2-Alınması gereken 2.358,07 TL istinaf karar harcından davalı tarafından yatırılan 590,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.768,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,

 

3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

 

5-Karar kesin olduğundan tebliğ işlemlerinin ve harç tahsil müzekkeresi yazım işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirmesine,

 

Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 07/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 126 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor