YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşverenin, sendikaya tabi işçiye baskı yapması ve işten çıkarması nedeni ile, işe iade davasının kabulü hk.

Karar Özeti

Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde ve öncelikle davalı işverenin, davacı işçinin iş akdinin, defaatle uyarılmasına rağmen, talimatlara uymaması, mesai saatlerine riayet etmemesi, bu durumun iş akışını ve iş barışını etkilemesi sebebi ile İş Kanunu’nun 17. maddesine göre, geçerli nedenlerle feshedildiği iddiası irdelendiğinde, dosyaya sunulan özlük dosya içeriğinde, bu iddialarla ilgili olarak, tutanak, uyarı yazısı, savunma ve benzeri her hangi bir belge bulunmadığı gibi, duruşmalarda dinlenen davalı tanıklarının dahi, bu konularda, davalı iş verenin iddialarını teyit edecek şekilde her hangi bir beyanlarının olmadığı, mevcut delil durumuna göre, davalı işverenin geçerli fesih nedenlerini ispat edemediği; davacı işçinin sendikal fesih iddiası irdelendiğinde ise, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında, davalı işverenin ekonomik gerekçelerle bile olsa, işyerinde sendikalaşmayı uygun görmediği, bu konuda işçilere yönelik toplantı yapıldığı, hatta fabrika yönetiminin, her işçi ile sendika mevzusunda birebir görüşme yaptığı ve sendikadan dolayı işten çıkartılmaları halinde beş yıl boyunca başka bir işe giremezsiniz şeklinde beyanlarda bulunulduğunun sabit olduğu, keza davalı işveren sigorta dökümleri incelendiğinde, sendika yetki tespiti tebliği tarihinden sonraki süreçte, davacının da dahil olduğu bir çok işçinin, iş sözleşmesinin feshedildiğinin tespit edildiği, davacı ve bir kısım işçilerin sendika üyesi olmasından sonra, üye olunan sendikanın, olumlu yetki tespiti ile çoğunluğu sağladığının davalı işverene bildirildiği, sendika yetki tespit tarihi ile fesih tarihleri arasındaki yakın sürelerde dikkate alındığında, diğer sendika üyesi işçilerle aynı tarihte davacı işçinin iş akdinin feshedilmiş olması karşısında, iş aktinin sendikal nedenlerle feshedildiğinin kabulünün gerektiği, bu hali ile davalı işverenin fesih işleminin, sendikal nedenle yapılmış, keyfi ve feshin son çare olma ilkesine aykırı olduğu anlaşılmıştır.

Karar

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

 

25. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2017/2838

 

Karar Numarası: 2019/32

 

Karar Tarihi: 10.01.2019

 

Davacı vekilleri 17/08/2016 harç yatırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacının, davalıya ait işyerinde 27/06/2013 tarihinde çalışmaya başladığını, davacı müvekkilinin iş sözleşmesinin, davalı şirket tarafından işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yapabilmek için … Sendikası'na üye olması nedeniyle 22/07/2016 tarihinde haksız ve de nedensiz olarak feshedildiğini, ..... Sendikası'nın, davalı şirkete ait Bilecik ilinde bulunan işyerinde Toplu İş Sözleşmesi yapabilmek için 09/06/2016 ve 2016/242-08 sayılı yazısı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü'ne çoğunluk tespiti için başvurduğunu, ilgili Müdürlüğün 15/06/2016 tarih ve 58736034-103.02-E.15359 sayılı yazısı ile 10/06/2016 başvuru tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının 115 olduğunu ve .....-Sendikası'nın 72 üyesi bulunması nedeni ile 6356 sayılı yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığını tespit ettiğini ve bu tespiti davalı işverene bildirdiğini, işçilerinin ..... Sendikası'na üye olduğunu ve örgütlendiğini öğrenen davalı işverenin süre kazanmak amacıyla 29/06/2016 tarihinde haksız şekilde Mahkememizin 2016/441 Esas sayılı dosyası ile yetki tespitine itiraz ettiğini, yetki tespiti geldiğinde davalı işverenin birçok işçiyi baskı ve tehdit ile sendika üyeliğinden istifa ettirmeye çalıştığını, baskılarını arttırarak işçi atma ve üyelikten istifa ettirme operasyonuna başladığını, düzenli çalışan ve ekonomik bir sıkıntısı olmayan davalı işyerinde davanın açıldığı tarih yakınlarında 10 sendika üyesi işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini, toplam 20 üye işçinin korku ile sendika üyeliğinden istifa ettirildiğini, davalı işverenin, işyerindeki sendikal örgütlenmeyi fark etmesiyle birlikte işyerindeki sendikalı işçi sayısının 72'den 42'ye düşerek neredeyse yarı yarıya azaldığını, işyerinde işçi çıkarmak için hiçbir nedeni bulunmayan davalı işverenin uydurma gerekçelerle sendikal örgütlenmeyi bitirmek gayesinde olduğunu, davalının uyguladığı yasa dışı ve hukuka aykırı eylemlerinin yürürlükteki tüm yasalarımızı çiğnediğini, Anayasa'nın 49., 51. ve 53. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bir işyerinde çalışan işçinin hiç bir baskı ve tehdide ve müdahaleye maruz kalmadan, işini koruyarak herhangi bir sendikaya serbestçe üye olabileceğini ve bu yolla çalıştığı işyeri işvereni ile toplu sözleşme yapma hakkına ulaşabileceğini kabul etmek gerektiğini, Anayasa ile teminat altına alınmış hakların ortadan kaldırılmasına veya bertaraf edilmesine matuf bu girişimin Anayasa'ya açık ve kesin bir aykırılık oluşturduğunu, Medeni Yasa'nın 2. maddesindeki; "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz." kuralının, davalı işverenin tutum, davranış ve uygulamaları karşısında, öne çıkarılması ve gözönüne alınması gereken en temel kurallardan birisi olduğunu, 4857 sayılı İş Yasası'nın 18. maddesinin (a) fıkrası hükmünde ise; işyerinde çalışan bir işçinin sırf sendikaya üye olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilemeyeceğinin ve bu sebebin geçersiz olduğunun açıkça belirtildiğini, yine 6356 sayılı Sendikalar Yasası'nın 25. maddesinin 3. fıkrasında, sendika seçme özgürlüğünün hüküm altına alındığını ve sendikaya üye olmanın serbest olduğunu, hiç kimsenin sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamayacağının açıkça belirtildiğini, anılan Yasa'nın 25. maddesinin 4. fıkrası ile de; işçilerin sendikaya üye olup olmama özgürlüklerinin bir teminata bağlandığını, işverenin bu maddeye aykırı davranması halinde, işçinin bir yıllık ücreti tutarından az olmamak üzere bir tazminata mahkum edileceğinin hüküm altına alındığını, davalı işverenin, eylemlerinin, tutum ve davranışlarının, 6356 sayılı Yasa'nın 25. maddesine açıkça aykırılık oluşturduğunu, ayrıca 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Yasası'nda da işverenlerin eylemlerinin "Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi" başlığını taşıyan 118. maddesi ile cezalandırıldığını, müvekkilinin sendikaya üye olması ve sendikal faaliyetlerde bulunması nedeni ile İş Sözleşmesi'nin davalı işveren tarafından haksız ve de nedensiz feshedildiğini belirterek, Müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin haksızlığının, geçersizliğinin ve sendikal nedenle iş sözleşmesinin sona erdirildiğinin tespitine, bu tespit doğrultusunda işe iadesine karar verilmesine, 6356 sayılı Kanunun 25. maddesi uyarınca davacının bir yıllık brüt ücretinden az olmayacak tutarda sendikal tazminatın ödenmesine, karar kesinleşmesine karar çalıştırılmadığı süre için 4 aylık ücreti ve diğer yan hakları tutarında ücretin ödenmesine, yasal oran üzerinden faiz, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini Mahkememizden talep ve dava etmiş, bu talebini duruşma sırasında da tekrarlamıştır.

 

Davalı şirket vekili tarafından dosyaya sunulan 30/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın kabulünün mümkün olmadığını, davacının iş akdinin, iş akışını aksatacak sıklıkta mesai saatlerine riayet etmemesi, iş disiplinine ve verilen talimatlara uymaması nedeniyle feshedildiğini, yapılan feshin geçerli olduğunu, davacının yıl boyunca müteaddit defalar işe geç geldiğini, erken çıktığını veya mesai içerisinde işbaşı yapmayarak mazeretsiz olarak çalışmadığını, davacının çalışma ahlakı ve iş disiplinine aykırı davranışları nedeniyle sürekli uyarıldığını, ancak davranışlarında hiçbir düzelme olmadığını, davacının bölümdeki çalışma arkadaşlarının iş yükünü arttırdığı gibi, üretim miktarında da azalmaya yol açtığını, davacının davranışlarının, iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca haklı nedenle derhal feshi gerektirir nitelikte olmasına rağmen işveren tarafından iyi niyetle davacı lehine hareket edilerek iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak feshedildiğini, dava dilekçesinde yer aldığı üzere, fesihlerin işçilerin sendikal faaliyetleri olmasından kaynaklandığı iddiasının tamamen soyut ve dayanaksız bir iddia olduğunu, öncelikle işyerinde fesih tarihinde yetkili bir sendika bulunmadığı gibi, işverene intikal eden sendikaya kayıtlı işçi bilgisinin de bulunmadığını, sendikaya kayıtlı üye listesinin işverene tebliğ edilmediğini, müvekkili işverenlikçe sendikalı işçi listesinin Mahkememizin 2016/441 Esas sayılı dosyasına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca sunulması üzerine haricen öğrenildiğini, Bakanlığın işçi listesini dosyaya 03/08/2016 tarihinde sunduğunu, ancak davaya konu edilen fesih işleminin ise 22/07/2016 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin, davacının sendika üyesi olduğunu bilmesine olanak bulunmadığını, feshin sendikal nedenle yapıldığı iddiasının tümüyle gerçek dışı ve dayanaksız olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine, davacının iş akdinin fesih gerekçesinin ise talimatlara uymaması, işgüvenliği kurallarına aykırı davranışları ile işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi olduğunu, objektif olarak feshin geçerli sebebe dayandığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini Mahkememizden talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

 

İlk derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

 

Davalı işveren vekili; yerel mahkeme karar gerekçesinin eksik incelemeye dayandığını ve hukuka aykırı olduğunu; davacı işçinin iş akdinin, defaatle uyarılmasına rağmen, talimatlara uymaması, mesai saatlerine riayet etmemesi, bu durumun iş akışını ve iş barışını etkilemesi sebebi ile İş Kanunu’nun 17. maddesine göre, geçerli nedenlerle feshedildiğini; davacı işçinin sendikal fesih ve sendikal baskı iddiasının mesnetsiz olduğunu, bu iddiaların ispatlanamadığını; feshin İş Kanunu hükümlerine ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

 

GEREKÇE:

 

İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. Maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

 

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshinin, bildirimde belirtilen şekli ile geçerli bir sebebe mi, yoksa sendikal sebebe mi dayandığı noktasında toplanmaktadır. Feshin, bildirimde belirtilen şekli ile geçerli nedene dayandığı konusunda ispat külfeti davalı işverene ait olduğu gibi, feshin bildirim dışındaki bir nedene, bu bağlamda sendikal nedene dayandığı iddiasının ispat külfeti ise, davacı işçiye aittir.

 

Yargılama sırasında, tarafların iddiaları ile ilgili olarak, davacının da üye olduğu sendikadan üye listelerinin ve davalı iş yerinde çalışan işçilere ait SGK kayıtlarının istendiği, davacı işçinin işyeri özlük dosyasının ibraz edildiği ve taraf tanıklarının da dinlendiği, görülmüştür.

 

Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde ve öncelikle davalı işverenin, davacı işçinin iş akdinin, defaatle uyarılmasına rağmen, talimatlara uymaması, mesai saatlerine riayet etmemesi, bu durumun iş akışını ve iş barışını etkilemesi sebebi ile İş Kanunu’nun 17. maddesine göre, geçerli nedenlerle feshedildiği iddiası irdelendiğinde, dosyaya sunulan özlük dosya içeriğinde, bu iddialarla ilgili olarak, tutanak, uyarı yazısı, savunma ve benzeri her hangi bir belge bulunmadığı gibi, duruşmalarda dinlenen davalı tanıklarının dahi, bu konularda, davalı iş verenin iddialarını teyit edecek şekilde her hangi bir beyanlarının olmadığı, mevcut delil durumuna göre, davalı işverenin geçerli fesih nedenlerini ispat edemediği; davacı işçinin sendikal fesih iddiası irdelendiğinde ise, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında, davalı işverenin ekonomik gerekçelerle bile olsa, işyerinde sendikalaşmayı uygun görmediği, bu konuda işçilere yönelik toplantı yapıldığı, hatta fabrika yönetiminin, her işçi ile sendika mevzusunda birebir görüşme yaptığı ve sendikadan dolayı işten çıkartılmaları halinde beş yıl boyunca başka bir işe giremezsiniz şeklinde beyanlarda bulunulduğunun sabit olduğu, keza davalı işveren sigorta dökümleri incelendiğinde, sendika yetki tespiti tebliği tarihinden sonraki süreçte, davacının da dahil olduğu bir çok işçinin, iş sözleşmesinin feshedildiğinin tespit edildiği, davacı ve bir kısım işçilerin sendika üyesi olmasından sonra, üye olunan sendikanın, olumlu yetki tespiti ile çoğunluğu sağladığının davalı işverene bildirildiği, sendika yetki tespit tarihi ile fesih tarihleri arasındaki yakın sürelerde dikkate alındığında, diğer sendika üyesi işçilerle aynı tarihte davacı işçinin iş akdinin feshedilmiş olması karşısında, iş aktinin sendikal nedenlerle feshedildiğinin kabulünün gerektiği, bu hali ile davalı işverenin fesih işleminin, sendikal nedenle yapılmış, keyfi ve feshin son çare olma ilkesine aykırı olduğu anlaşılmıştır.

 

Bu nedenlerle; dosya içeriği ve mevcut delil durumu göz önüne alınarak, ilk derece Mahkemesinin, işe iade kararındaki gerekçenin, dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu ve davalının istinaf başvurusunun, HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine karar verilmesi gerektiği, kanaatine varılmıştır.

 

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE

 

2-Alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından davalı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 13,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,

 

3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

 

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren 8 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 10.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 119 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor