2. Suça konu uyuşturucu maddenin sanığın aracında ele geçirilmesinden sonra, diğer sanıkların aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada suç ortaklarının suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini, nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/11455
Karar Numarası: 2023/858
Karar Tarihi: 08.02.2023
2. Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma; sanıklar ....,...,.. ve ... yönünden
3. Uyuşturucu madde ithal etme; tüm sanıklar yönünden
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin, uyuşturucu madde ithal etme suçu yönünden re'sen de temyize tabi olan hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Temyiz incelemesi, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında süresindeki istemler nedeniyle duruşmalı olarak, duruşmalı inceleme talebi bulunmayan sanıklar...,..., ve ... yönünden duruşmasız olarak yapılmakla, gereği düşünüldü.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.09.2012 tarihli ve 2012/6000 Esas, 2012/16289 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanıklar ..., , ..., ve ...'ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2013 tarihli ve 2012/87 Esas, 2013/132 Karar sayılı kararı ile sanık ...'in "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis ve 4.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve sanıklar ..., ..., ve ...'ın beraatlerine karar verilmiştir.
C. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.05.2013 tarihli ve 2012/87 Esas, 2013/132 Karar sayılı kararının sanık ... müdafii ile sanıklar ..., ..., , ve ...'ın aleyhine Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 09.12.2013 tarihli ve 2013/12711 Esas, 2013/11153 Karar sayılı kararı ile;
"1- Sanıklar ... ve ... hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın (TMK 10. maddesi ile görevli) 2013/79 sayılı dosyasında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan soruşturma yürütüldüğü ve dava konusu olayla ilgili olarak sanıkların ifade örnekleri ile ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin ekspertiz raporunun anılan soruşturma dosyasına mahkeme tarafından gönderildiği anlaşıldığından; bahsi geçen soruşturma dosyasının sonucu araştırılarak dava açıldığının ve aralarında irtibat bulunduğunun belirlenmesi halinde derdest ise her iki davanın birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının bu dosya içine konulması,
2- İlgili iletişim şirketlerine yazı yazılarak sanık ...'ın üzerinde çıkan 12020705077838 numaralı sim plus kart ile sanık ...'in üst aramasında çıkan 1202070507879 numaralı sim plus kartın kim tarafından, ne zaman, hangi bayiden satın alındığının araştırılarak abonelik sözleşmelerinin aslı ya da onaylı örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi,
3- Sanık ...'ın hükümden sonra tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan gönderdiği 10.06.2013 tarihli dilekçesinde, ele geçen uyuşturucu maddenin diğer sanıklara ait olduğunu belirttiği anlaşıldığından; 5271 sayılı Kanun'un 217 nci maddesi uyarınca bu dilekçenin duruşmada okunarak sanık ...'ten dilekçedeki beyanının doğru olup olmadığının sorulması ile diğer sanıkların da dilekçe ve sanık ...'in bu husustaki beyanlarına karşı diyeceklerinin tespit edilmesi,
Mobese görüntü kayıtlarına göre; sanıkların kullandığı araçların Bolu ve .... İllerinde birbirlerine yakın seyir etmeleri ile sanık ... ve ...'in kullandığı telefonların ... İlçesi'nde aynı baz istasyonlarından sinyal bilgisi aldığı da gözetilip,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak, sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması," hususları hukuka aykırı görülerek hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
D. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, 09.05.2013 tarihli ve 2013/214 Esas, 2013/191 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık ...'in 5237 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinin birinci fıkrası, 188 inci
maddesinin birinci fıkrası uyarınca, sanıklar ...,...., ..., ...., ..., ... ve ...'un aynı Kanun'un 220 nci maddesinin ikinci fıkrası, 188 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
E. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.07.2015 tarihli ve 2015/296 Esas, 2015/194 Karar sayılı kararı ile Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/13 Esas sayılı dosyası ile aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine, yargılamaya Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/13 Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.
F. Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2018 tarihli ve 2014/13 Esas, 2018/128 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık ...'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan 5237 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan aynı Kanun'un 188 inci maddesinin birinci ve beşinci fıkraları, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 15 yıl hapis ve 15.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Sanıklar ..., ...,...,...,, ..., ... ve ... yönünden "suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma" suçundan 5237 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan aynı Kanun'un 188 inci maddesinin birinci ve beşinci fıkraları, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca 15 yıl hapis ve 15.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
G. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanıklar ..., ... ve .... hakkındaki hükümlerin onanması, sanık ... hakkında kurulan hükümlerin etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulması, sanıklar ..., ....,...,..., ve ... hakkında kurulan hükümlerin, sanıkların beyanlarının müdafii bulunmaksızın alınmış olması nedeniyle bozulması nedeniyle bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği re’sen temyiz incelemesine konu olan uyuşturucu madde ithal etme suçlarından hükümler tüm yönleriyle incelenmiştir.
B. Sanık ... müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve uyuşturucu madde ithal etme suçlarının unsurlarının oluşmadığına,
2. Sanığa ek savunma hakkının verilmediğine,
3. Sanığa son sözünün sorulmadığına,
4. Duruşma tutanaklarının imzasız olduğuna,
5. Belirlenen temel cezaların hukuka aykırı olarak alt sınır aşılmak suretiyle belirlendiğine ilişkindir.
C. Sanık ... müdafilerinin temyiz sebepleri özetle;
Sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.
D. Sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanıklar ..., ...., ..., ... ve ...'un temyiz sebepleri özetle;
Sanıkların mahkûmiyetlerine yeterli delil bulunmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dosya kapsamı, sanıkların beyanları, hts kayıtları, uzmanlık raporları, fiziki takip tutanakları, mobese görüntüleri, tape kayıtları ile dosyadaki bilgi, belge ve tutanaklar doğrultusunda; sanık ...'in ülke dışından uyuşturucu madde temin edip ticaretini yapma amacıyla örgüt kurduğu ve yönettiği, sanıklar, ..., ....., ... ve ... ile yakalanamaması nedeniyle soruşturma dosyası tefrik edilen şüpheli ....'nin sanık ...'in liderliğindeki bu örgüte üye oldukları, sanık ...'in, şüpheli ...'in İran'dan temin ettiği ve sanıklar ... ve ...'un sanık ...'in talimatları doğrultusunda ülkeye sokulan uyuşturucu maddelerin 13.08.2012 tarihinde ele geçirilen kısmını sanıklar...,...e ... ile birlikte naklederken yakalandığı, ülkeye sokulan uyuşturucunun kalan kısmının da 12.02.2013 tarihinde sanık ... ve ...'un suçun işlenmesinde kullanılmak üzere temin ettiği araçlar ile öncü ve artçı olacak şekilde sanıklar ...,...,...,ve ... tarafından nakledilirken yakalandığı ve bu suretle sanık ...'in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "uyuşturucu madde ithal etme", sanıklar ...,...,..., ve ...'un "suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma" ve "uyuşturucu madde ithal etme" suçlarından mahkûmiyetlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Sanık ... hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", sanıklar ...,...,...,..., ve ... hakkında "suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma" suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde düzenlenen "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma" suçlarının işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil, gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibarıyla devamlılık göstermesi; oluşumun yapısı ve üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması; üyeleri üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanması gerekir. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur bakımından somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir.
Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Somut olaylarda, sanıklar arasında hiyerarşik ilişki bulunduğu ve yapılanmanın üyeleri üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazandığı konusunda yeterli ve kesin delil bulunmadığı, 5237 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde düzenlenen "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüte üye olma" suçlarının unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
B. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Kendisinde uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmalarının aksine, ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna veya diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine ilişkin içeriği tam olarak belirlenemeyen telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
C. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, ele geçen uyuşturucu maddenin miktarı nazara alındığında temel cezanın belirlenmesine ilişkin mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 5271 sayılı Kanun'un 216 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında son sözün duruşmada hazır bulunan sanığa verileceğinin ve müdafiinin duruşmada hazır bulunmamasının hükmün açıklanmasını engellemeyeceği hükümlerinin bulunması karşısında; duruşmada hazır bulunmayan sanık ve müdafiinin yokluğunda karar verilebileceği, sanık hakkında "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan düzenlenmiş İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/16289 Soruşturma ve 2012/6000 Esas sayılı iddinamesinin okunmuş ve diyeceklerinin sorulmuş olması karşısında bu hususa ilişkin ek savunma alınmasına gerek olmadığı, duruşma tutanakları ve gerekçeli kararın mahkeme heyetince ıslak olarak imzalandığı anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak;
1. Tüm dosya kapsamına göre; sanığın uyuşturucu maddeleri İran'dan ülkeye soktuğuna dair içeriğine değişik anlamlar yüklenebilecek soyut telefon görüşmeleri dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, ancak eylemleri uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğundan sanık hakkında suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2. Tüm dosya kapsamına göre; sanık hakkında 16.08.2012 tarihli eylem yönünden, ikinci eylem tarihi olan 12.02.2013 tarihinden önce 21.09.2012 tarihinde iddianame düzenlendiği anlaşıldığından hukuki kesintinin gerçekleşmesi nedeniyle, iki ayrı suç nedeniyle hüküm kurulması gerekirken, tek bir "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet verilmesi nedeniyle eksik ceza tayin edilmesi, nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
D. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, aşağıda belirtilen dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak;
Tüm dosya kapsamına göre; sanığın uyuşturucu maddeleri İran'dan ülkeye soktuğuna dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, ancak eyleminin nakletmek suretiyle "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu oluşturduğu, sanık hakkında suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
E. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1. Tüm dosya kapsamına göre; sanığın uyuşturucu maddeleri İran'dan ülkeye soktuğuna dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, ancak eyleminin nakletmek suretiyle "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu oluşturduğundan sanık hakkında suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2. Suça konu uyuşturucu maddenin sanığın aracında ele geçirilmesinden sonra, diğer sanıkların aleyhinde yeterli delil bulunmadığı aşamada suç ortaklarının suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 192 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini, nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
F. Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
1. 5271 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, "uyuşturucu madde ithal etme" suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayinini gerektirdiği gözetilmeden, sanığın müdafisiz olarak savunması alınıp yargılamaya devam olunarak karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre;
2. Tüm dosya kapsamına göre; sanığın uyuşturucu maddeleri İran'dan ülkeye soktuğuna dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, ancak eylemlerinin nakletmek suretiyle "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu oluşturduğundan, sanık hakkında suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması,
3. Tüm dosya kapsamına göre; sanık hakkında 16.08.2012 tarihli eylem yönünden, ikinci eylem tarihi olan 12.02.2013 tarihinden önce 21.09.2012 tarihinde iddianame düzenlendiği anlaşıldığından hukuki kesintinin gerçekleşmesi nedeniyle, iki ayrı suç nedeniyle hüküm kurulması gerekirken, tek bir "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet verilmesi nedeniyle eksik ceza tayin edilmesi, nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
G. Sanıklar ...,...,...,...,ve ... hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
1. 5271 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince "alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenleme karşısında, "uyuşturucu madde ithal etme" suçunun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafii tayinini gerektirdiği gözetilmeden, sanıkların müdafisiz olarak savunmaları alınıp yargılamaya devam olunarak karar verilmesi suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
Kabule göre;
2. Tüm dosya kapsamına göre; sanıkların uyuşturucu maddeleri İran'dan ülkeye soktuklarına dair kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, ancak eylemlerinin nakletmek suretiyle "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu oluşturduğundan, sanıklar hakkında suç niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde "uyuşturucu madde ithal etme" suçundan mahkûmiyet hükümleri kurulması, nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.03.2013 tarihli ve 2014/13 Esas, 2018/128 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar....,...., ve .... müdafileri ile sanıklar ....,...,...,...,ve....'un temyiz istekleri ile sanıklar....,...,...., ve .... müdafilerinin duruşmadaki sözlü beyanları yerinde görüldüğünden "uyuşturucu madde ithal etme" suçu yönünden re'sen de temyize tabi hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
1412 sayılı Kanun'un 326 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanıklar ... ve ...'ın KAZANILMIŞ HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.02.2023 tarihinde karar verildi.
T E F H İ M T U T A N A Ğ I
08.02.2023 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ....'in katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar ... ve ... müdafii Avukat ..., sanık ... müdafii Avukat ... ve sanık ... müdafii Avukat ...'nun yokluğunda, sanık ... zorunlu müdafii Avukat ... ve sanık ... zorunlu müdafii Avukat ...'ın yüzlerine karşı 09.02.2023 tarihinde okunup anlatıldı.