Somut olayda, sanığın adli sicil kaydı ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada hakkında daha önceden aynı nev'i suçtan dolayı yapılmış bir soruşturma veya açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu ve kanuni zorunluluk nedeniyle verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının Cumhuriyet savcılıkları tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, merci İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesince "itirazın reddi" yerine "itirazın kabulüne" karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/8885
Karar Numarası: 2023/2381
Karar Tarihi: 20.03.2023
İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2021/1643 Değişik iş sayılı kararı ile, sanık hakkında, değişen suç vasfı itibarıyla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2020/383 Esas, 2021/330 Karar sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itirazın kabulüne kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 01.04.2022 tarihli ve 2022/5593 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.05.2022 tarihli ve KYB-2022/54063 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.05.2022 tarihli ve KYB-2022/54063 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
" 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68 inci maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191 inci maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin sekizinci fıkrasında, "Bu Kanunun; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir." şeklindeki düzenleme nazara alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu ve yasal zorunluluk nedeniyle verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının Cumhuriyet savcılıkları tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı anlaşıldığından, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar isabet görülmemiştir."
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Şüpheli hakkında, 24.03.2020 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2020 tarihli ve 2020/106798 Soruşturma, 2020/30940 Esas, 2020/3557 sayılı iddianamesi ile İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
B. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2020/383 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararı ile, sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası ile 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, sanık müdafiinin karara itiraz ettiği,
C. İtirazı inceleyen merci İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2021/1643 değişik iş sayılı kararı ile itirazın kabulüne, İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2020/383 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
D. Merci İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli kararı ile "sanık hakkında daha önce uyuşturucu suçundan verilmiş denetimli serbestlik veya zorunlu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunmadığından öncelikle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi gerekeceğinden" bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de; 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68 inci maddesi ile 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin sekizinci fıkrasının; "Bu Kanun'un; a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir." şeklinde olduğu, "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanığın sabit olan eyleminin "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca, "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde öncelikle, 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğinden; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, sanık hakkında daha önce kullanmak için uyuşturucu madde satın alınması, bulundurulması ya da kullanılması suçundan 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmiş "kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı" veya aynı maddenin sekizinci fıkrasına göre verilen "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı" yoksa 5237 sayılı Kanun'un 191 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı" verilmesi gerektiğinden;
Somut olayda, sanığın adli sicil kaydı ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada hakkında daha önceden aynı nev'i suçtan dolayı yapılmış bir soruşturma veya açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin kanuni bir zorunluluk olduğu ve kanuni zorunluluk nedeniyle verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının Cumhuriyet savcılıkları tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile aynı hukuki sonuçları doğuracağı, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararının kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, merci İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesince "itirazın reddi" yerine "itirazın kabulüne" karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/12/2021 tarihli ve 2021/1643 Değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.03.2023 tarihinde karar verildi.