Yapılan soruşturma işlemleri, kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
1- Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma - temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise CMK'nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek, tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
YARGITAY
10. CEZA DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/12588
Karar Numarası: 2022/14003
Karar Tarihi: 27.12.2022
Hükümler : a) Mahkûmiyet; Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/12/2016 tarihli, 2016/150 esas ve 2016/185 sayılı kararı
b) İstinaf başvurusunun eleştiri ile düzeltilerek esastan reddi; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 01/02/2017 tarih, 2017/238 esas ve 2017/109 sayılı kararı
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
... tebliğnamede sanık olarak gösterilmiş ise de; adı geçen hakkındaki hükme yönelik yasa yolu talebi bulunmadığından inceleme dışı tutulmuştur.
Aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/7144 esasında kayıtlı dosya ile birlikte incelenmiştir.
5271 sayılı CMK'nın 288. ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri dikkate alınarak sanığın temyiz isteminin CMK'nın 294/2. maddesi kapsamında ve hükmün hukuki yönüne ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarih, 2015/85 esas ve 2016/47 karar sayılı dosyasında yapılan incelemede, temyize konu dosyada suç tarihlerinin 24/12/2013 ve 02/03/2014 olduğu ve sanığın 03/03/2014 tarihinde olayla ilgili savunmasının alınarak tutuklandığı, daha sonra Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/85 Esas sayılı dosyasına konu suçun 19/03/2015 tarihinde işlendiği, fiili kesinti oluştuktan sonra 19.03.2015 tarihli suçun işlenmesi dolayısıyla temyize konu bu dosyadaki 24/12/2013 ve 02/03/2014 tarihli suçların müstakil suç niteliğinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK'nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için, işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gereklidir.
Somut olayda dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; CMK'nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği dosya kapsamından anlaşılmış ve mahkemece suçun sübutu gizli soruşturmacı faaliyetleri sonucu tanzim edilen rapora dayandırılmıştır.
CMK'nın 217. maddesine göre; sanığa atılı suç, hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.
Yapılan soruşturma işlemleri, kovuşturma kapsamı ve tüm dosya içeriğine göre sonuç olarak;
1- Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma - temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi ise CMK'nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek, tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak; hükümden sonra 7242 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olup, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 01/02/2017 tarih, 2017/238 esas ve 2017/109 karar sayılı hükmü hukuka aykırı bulunduğundan, 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA,
28/02/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.