YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sanığın erteleme süresi içerisinde aynı neviden suçu iki kez işlemesi üzerine, ilkinin ihlalle kamu davasının açılması koşulunu oluşturduğu, suçlar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği hk.

Karar Özeti

b-) Sanık hakkında, erteleme süresi içerisinde aynı nev’iden suçu 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde tekrar işlemesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak, iddianame düzenlendiği, ilk ihlalle kamu davasının açılması koşulunun

oluşmasından sonra yeniden aynı nev’i suçu işlediği, eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği, temel ceza belirlendikten sonra 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi de kanuna aykırıdır.

Karar

YARGITAY

 

10. CEZA DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/3842

 

Karar Numarası: 2022/14071

 

Karar Tarihi: 28.12.2022

 

Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04/03/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

 

Dosya incelendi.

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

 

A-) Konuyla İlgili Bilgiler:

 

1- Şüpheli ... hakkında, 13/09/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 13/01/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/1 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, kararın şüpheliye bulunduğu Ceza ve İnfaz Kurumunda 22/01/2015 tarihinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 35/3. maddesine aykırı şekilde tebliğ edildiği, 16/01/2015 tarihinde infazı için Kırşehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,

 

2- Kırşehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, infaz işlemleri devam ederken şüphelinin 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, erteleme kararının kaldırılarak Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/2015 esas, 2015/1905 sayılı iddianamesi ile Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,

 

3- Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 08/09/2021 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,

 

Anlaşılmıştır.

 

B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:

 

Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;

 

“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/01/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/1 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde aynı neviden suç işlemesi nedeniyle Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/10/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/2015 esas, 2015/1905 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

 

Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 16/06/2021 tarihli ve 2020/18965 esas, 2021/7640 karar sayılı ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 21/06/2021 tarihli ve 2020/21397 esas, 2021/7865 karar sayılı ilâmları ile benzer diğer ilamlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye usulüne uygun tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, anılan kararın infazına başlanmış olmasının hatta tedbirin infazının tamamlanmasının bir önem arz etmediği,

 

Dosya kapsamına göre,

 

1-Somut olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/01/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın cezaevinde bulunan suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35/3. maddesine uygun olarak ''okunup anlatılmak suretiyle'' tebliğ edilmediği ve söz konusu kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin kararda belirtilmemesi nedeniyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı gibi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının tebliğ edildiği 22/01/2015 tarihinde 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii atanarak kararın müdafiiye tebliğ edilmesi gerektiğinin gözetilmediği anlaşıldığından, kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,

 

Kabule göre de,

 

2-Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 13/01/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın 21/01/2015 kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde aynı nev’iden suçu 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde tekrar işlemesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak, iddianame düzenlendiği, her iki suçun da iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, temel ceza belirlendikten sonra 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.

 

C-) Konunun Değerlendirilmesi:

 

Kayden 23/01/1997 doğumlu olup suç tarihinde 18 yaşını bitirmemiş olan şüpheli ... hakkında, 13/09/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 13/01/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/1 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterilmediği, kararın şüpheliye bulunduğu Ceza ve İnfaz Kurumunda 22/01/2015 tarihinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 35/3. maddesine aykırı şekilde tebliğ edildiği, şüphelinin 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine, erteleme kararının kaldırılarak Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2015 tarihli ve 2014/7076 soruşturma, 2015/2015 esas, 2015/1905 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.

 

1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların itiraz yolu açık olmak üzere verilmesi ve şüpheliye ve zorunlu müdafiine tebliğ edilmesi gerektiği, şüpheliye, hakkında verilen karara karşı itiraz hakkı tanınmadan ve kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, şüpheli hakkında Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/01/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararda itiraz kanun yolu gösterilmediği gibi,

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 35. maddesinin 3. fıkrası gereğince serbest olmayan sanığa tebliğ edilen kararın kendisine okunup anlatılması gerektiği, somut olayda ise kararın sanığa Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığı ile tebliğ edildiği, ancak anılan düzenleme uyarınca tebliğ edilen kararın sanığa anlatıldığına dair bir bilginin yer almaması nedeniyle kararın sanığa tebliğ işleminin usulsüz olduğu, kararın bu nedenle de kesinleşmediği, ayrıca kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karara yaşı küçük şüphelinin ve dolayısıyla şüpheliye soruşturma aşamasında CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafiinin de itiraz hakkının bulunduğu, itiraz hakkının kullanılabilmesi için yaşı küçük şüpheliyi “temsilen” zorunlu müdafiine de ilgili kararın tebliğ edilmesi gerektiği,

 

Açıklanan nedenlerle erteleme kararı kesinleşmediğinden erteleme süresinin işlemeye başlamayacağı, dolayısyla ihlal kabul edilen 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihli eylemlerin erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği, 5237 sayılı TCK’nın 191/4. maddesindeki kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere “durma” kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde sanık ve zorunlu müğdafiine tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.

 

2- Kabule göre de;

 

a-) Kayden 23/01/1997 doğumlu olup suç tarihi 13/09/2014 tarihinde 18 yaşını bitirmemiş olan sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/3. Maddesi gereğince cezadan indirim yapılması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında fazla cezaya hükmolunması,

 

b-) Sanık hakkında, erteleme süresi içerisinde aynı nev’iden suçu 17/09/2015 ve 28/09/2015 tarihlerinde tekrar işlemesi üzerine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak, iddianame düzenlendiği, ilk ihlalle kamu davasının açılması koşulunun oluşmasından sonra yeniden aynı nev’i suçu işlediği, eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği, temel ceza belirlendikten sonra 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi de kanuna aykırıdır.

 

D-) Karar:

 

Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, şüpheliye ve zorunlu müdafiine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Kırşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/1210 esas, 2017/377 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,

 

28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 100 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor