Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yabancı Hasta Biriminden sorumlu Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan sanık doktorun olay günü muayene sırasında sarkıntılık suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu mağdure üzerinde kamu görevinden kaynaklanan nüfuzunun olmadığı, zira sanığın nüfuzunun bulunduğunun kabulü için görevinin mağdure üzerinde güç ve otorite oluşturması, bu otoritenin mağdurenin direncini kırması ve mağdurenin bu nedenle çekinerek karşı koyamamasının gerektiği, bunun gerçekleşmesi için de sanığın görevinin mağdure yönünden zorunlu ve icbar edici nitelik taşımasının zaruri olduğu, dolayısıyla sadece görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak eylemin gerçekleştirilmesi halinde nüfuzun kötüye kullanıldığının kabulünün mümkün olmadığı, esasen 5237 sayılı TCK'nın 102/3-b. maddesi gereğince yapılacak artırımın kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması haline münhasır olup, dosya içeriğine göre mağdure üzerinde nüfuzu bulunmayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 102/1-c.2. maddesi ile belirlenen temel cezanın koşulları oluşmadığı halde aynı Kanunun 102/3-b. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
9. Ceza Dairesi 2022/7504 E. , 2022/8925 K.
•
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçundan mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yabancı Hasta Biriminden sorumlu Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan sanık doktorun olay günü muayene sırasında sarkıntılık suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu mağdure üzerinde kamu görevinden kaynaklanan nüfuzunun olmadığı, zira sanığın nüfuzunun bulunduğunun kabulü için görevinin mağdure üzerinde güç ve otorite oluşturması, bu otoritenin mağdurenin direncini kırması ve mağdurenin bu nedenle çekinerek karşı koyamamasının gerektiği, bunun gerçekleşmesi için de sanığın görevinin mağdure yönünden zorunlu ve icbar edici nitelik taşımasının zaruri olduğu, dolayısıyla sadece görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak eylemin gerçekleştirilmesi halinde nüfuzun kötüye kullanıldığının kabulünün mümkün olmadığı, esasen 5237 sayılı TCK'nın 102/3-b. maddesi gereğince yapılacak artırımın kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması haline münhasır olup, dosya içeriğine göre mağdure üzerinde nüfuzu bulunmayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 102/1-c.2. maddesi ile belirlenen temel cezanın koşulları oluşmadığı halde aynı Kanunun 102/3-b. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.