3-Katılanın arazisine çektiği tel örgüyü sabitlediği demir ayaklardan 41'inin yerinden çıkartılıp, 10'unu götürülmesi, yine araziye dikili olan zeytin fidanlarından 9 adedinin başlarının kesilip, 10 adedinin götürülmesi şeklinde gerçekleştiği iddia edilen somut olaya ilişkin Türkoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında yürütülen soruşturma sonunda her ne kadar 5237 sayılı Kanun'un 151/1. maddesi gereğince dava açılmış ve atılı suçun temel halini düzenleyen anılan madde uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın eyleminin konusunun demir ayaklar ve dikili zeytin fidanları olduğu cihetle, mala zarar verme suçunun nitelikli halini oluşturduğu ve bu halde sanığa ek savunma hakkı verilerek, temel cezasının anılan Kanun'un 152/1-c maddesi gereğince belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
2. Ceza Dairesi 2022/5548 E. , 2022/17426 K.
•
"İçtihat Metni"
Hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 151/1 ve 62. (iki kez) maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli ve 2016/340 esas, 2017/282 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/1413 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13/05/2022 gün ve 27661-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/06/2022 gün ve 2022/73177 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04/03/2020 tarihli ve 2020/1007 esas, 2020/85 karar sayılı ilamında "...5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinde hükmün nelerden ibaret olduğunun belirtilmesi ve sanık hakkında 16/06/2010 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi karşısında, sanık hakkında verilen anılan kararın yargılamanın yenilenmesine konu olamayacağı..." şeklinde belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında yargılamanın yenilenmesinin mümkün olamayacağı,
Diğer yandan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre,
1-Mahkemece sanık ile birlikte iştirak halinde aynı suçları işlediği kabul edilen diğer sanık ... tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 28/02/2018 tarihli ve 2017/3680 esas, 2018/521 sayılı kararıyla atılı suçların sanık tarafından işlendiğine dair kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, eksik inceleme ile sanığın mahkumiyetine karar verildiğinden bahisle Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli kararının kaldırılıp, sanığın atılı suçlardan beraatine hükmedilmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği gözetildiğinde, somut olayda sanıkların baba- oğul oldukları, akrabaları olan katılanla miras ile ilgili husumetlerinin bulunduğu, bu nedenle katılanın arazisine çektiği tel örgüyü sabitlediği demir ayaklardan 41'inin yerinden çıkartıp, 10'unu götürdükleri, araziye dikili olan zeytin fidanlarından 9 adedinin başlarını kesip, 10 adedini götürdükleri iddiasına ilişkin yapılan yargılama sonucunda, dosyada sanığın atılı suçları işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2-Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun veya kamunun uğradığı zararı, aynen iade etme, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderme koşulunu yerine getirmediği cihetle, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
3-Katılanın arazisine çektiği tel örgüyü sabitlediği demir ayaklardan 41'inin yerinden çıkartılıp, 10'unu götürülmesi, yine araziye dikili olan zeytin fidanlarından 9 adedinin başlarının kesilip, 10 adedinin götürülmesi şeklinde gerçekleştiği iddia edilen somut olaya ilişkin Türkoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında yürütülen soruşturma sonunda her ne kadar 5237 sayılı Kanun'un 151/1. maddesi gereğince dava açılmış ve atılı suçun temel halini düzenleyen anılan madde uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın eyleminin konusunun demir ayaklar ve dikili zeytin fidanları olduğu cihetle, mala zarar verme suçunun nitelikli halini oluşturduğu ve bu halde sanığa ek savunma hakkı verilerek, temel cezasının anılan Kanun'un 152/1-c maddesi gereğince belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 1 No’lu kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
İnceleme konusunu oluşturan davada, sanık ... hakkında Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli ve 2016/340 Esas - 2017/282 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karara karşı sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucu ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli ve 2017/1413 D. İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilerek kesinleştiği, sanık ... ile iştirak halinde atılı suçları işlediği kabul edilen sanık ... hakkında ise yukarıda anılan Türkoğlu Asliye Ceza Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli ve 2016/340 Esas - 2017/282 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararları verilmesinden sonra bu mahkumiyet hükümlerinin sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin 28/02/2018 tarihli ve 2017/3680 Esas - 2018/521 Karar sayılı kararı ile sanık ...’ın atılı suçları işlediği sabit olmadığından beraatine karar verildiği ve bu istinaf ilamı doğrultusunda sanık ... için de sanığın atılı suçları işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü gerektiğinden bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmış ise de;
Delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağının bulunmadığı dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bu aşamada kesinleşmiş hüküm sonuçlarını doğurmadığı, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlerse dosyanın tekrardan ele alınıp, kanun yararına bozmaya konu talebin de değerlendirilerek yerel mahkemece bir karar verilebilecek olması sebebiyle anılan nedenle kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmadığından, (...) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 30/11/2017 tarihli ve 2017/1413 Değişik İş sayılı karara yönelik 1 no’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- 2 ve 3 No’lu kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan ve 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,” şeklinde yer alan koşulun yerine getirilmediği ve buna göre de sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, ayrıca katılanın arazisine çektiği tel örgüyü sabitlediği demir ayaklardan 41’inin yerinden çıkartılıp, 10’unun götürülmesi, yine araziye dikili olan zeytin fidanlarından 9 adedinin başlarının kesilip, 10 adedinin götürülmesi şeklinde gerçekleştiği iddia edilen somut olaya ilişkin Türkoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında yürütülen soruşturma sonunda her ne kadar 5237 TCK’nın 151/1. maddesi gereğince dava açılmış ve atılı suçun temel halini düzenleyen anılan madde uyarınca mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın işlediği iddia olunan eyleminin konusu dikili zeytin fidanları olduğundan, iddia olunan eylemin mala zarar verme suçunun nitelikli halini oluşturduğu ve bu halde sanığa ek savunma hakkı verilerek, mala zarar verme suçundan kurulan hükümde temel cezasının aynı Kanun’un 152/1-c maddesi gereğince belirlenmesi gerektiği de gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedenleriyle 2 ve 3 No’lu kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden, (...) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 30/11/2017 tarihli ve 2017/1413 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 24/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.